Hükümetin Hakkari söylemi Çandar'ı çok kızdırdı!

"Suriye’nin gücü Hakkari’ye uzanır mı?" diye soran Çandar, hükümetin son günlerdeki söylemini yerden yere vurdu.

GAZETECİLER.COM
Radikal yazarı Cengiz Çandar, Kürt sorunu ve  Suriye ekseninde gelişmeleri konu aldığı yazısında hükümeti hedef alan çarpıcı eleştirilerde bulundu. "Suriye’nin gücü Hakkari’ye uzanır mı?" diye soran Çandar, hükümetin son günlerdeki söylemini yerden yere vurdu.

PKK'nın Hakkari merkezli tırmanan saldırılarının arkasında Suriye devletinin olduğu yönündeki hükümet söyleminin boş bir propagandadan ibaret olduğunu vurgulayan Çandar "Türkiye kamuoyunun ve bizlerin zekasından niçin bu kadar kuşkulusunuz?" diye sordu.

BAAS rejiminin kendisiyle koalisyon halindeki “Sünni dekor”u kaybetmeye başladığını ve artık geri sayımın başladığını kaydeden Çandar, Esad'ın mini bir Nusayri devletine doğru çekilebileceğini yazdı. Rejimin Suriye'de esaslı bir yenilgi ile yüz yüze kaldığını belirten Çandar, çökmen üzere olan bir devletin PKK'yı Türkiye!ye saldırtaacak güce ve beceriye sahip olamayacağını yazdı. PKK'nın da bitmek üzere olan BAAS rejimine bel bağlayacak kadar aptal olmadığına vurgu yapan Çandar hükümetin "hiç inandırıcı olmayan boş propaganda söylemlerine" sarıldığını söyledi.

İşte Çandar'ın yazısındaki ilgili bölüm:

Bugüne kadar görüntü daha ziyade Suriye Ordusu  (Rejim diye okuyabilirsiniz) ile Hür Suriye Ordusu’nun (ordudan kopan Sünniler ile bir kısım Sünni isyancılar) arasında bir çatışma idi. Sünni-Alevi-Nusayri çatışması, o çatışmanın bir “alt-metni” gibiydi.

Mezheplerarası iç savaş, “alt-metin”den ana metin olmaya tırmanırsa, ülkenin uzunca bir süre merkezi kontrolden çıkmış parçalarına dağılması muhtemeldir. Bu çerçevede, Suriye Kürtlerinin eli de rahatlayacaktır.

Bu tür bir iç savaş Suriye’yi nereye götürecek?

“Klasik senaryo” malum; Başşar’ın rejimi Suriye’nin kuzeybatısındaki kıyı şeridine çekilecek ve orada bir Alevi-Nusayri mini-devleti kurmaya ve iktidarını daha kısıtlı bir coğrafi alanda sürdürmeye kalkışacak. Bu da Suriye’nin etnik ve mezhebi temelde daha küçük antitelere –Kürt, Dürzi, Alevi, Sünni, Hristiyan şeklinde bölünmesine yol açacak.

Bir başka senaryo, Sünni-Alevi-Nusayri ve Kürt devletçiklerine bölünmesi.

Benim kanaatim bu senaryolara uymuyor. Filistin kökenli düşünce adamı ve yazar Rami Khoury, benim kanaatimi önceki gün en özlü haliyle dile getirdi. Şöyle yazdı:

 “Bunlar, sadece Suriye için değil, Arap dünyasının büyük bölümü açısından belirli bir ihtimal payı içermekle birlikte, böylesine beklentilerin yanlış olduklarını düşünüyorum.  Merkezi polis ve refah devleti ile öyle bir devletin çökmesi ve etnik devletçiklere parçalanması arasında pekala mümkün olabilecek ve uygulanabilecek bir üçüncü yol olabilir: Bölgesel gücün esaslı biçimde ademi merkeziyetçi bir şekil alması ve kimliklerin daha gevşek bir ulusal üst yapı içinde ifadesini bulması.”

Türkiye’de iktidar odakları, çoktandır Suriye’deki durumu doğru okuyamadıkları ve “mezhep gözlükleri”yle bakmaya başladıkları için, Türkiye’de olan-bitene de doğru teşhis koyamıyorlar.  Tersi de geçerli: Türkiye’de Kürt sorunundaki yanlış rota, Suriye’de olan-biteni doğru okumayı engelliyor.

İktidar, Hakkari’de son iki haftadır söz konusu olan “askeri tırmanış”ın ardında Suriye’yi görmek istiyor. PKK’yı Baas’ın Türkiye’ye yönlendirdiği gibi hiç inandırıcı olmayan boş propaganda söylemlerine başvuruyor. Sanki, Türk ordusu, Halep üzerine yürümek üzere de, Suriye Baas’ı, TSK’nın gücünü Suriye sınırından (Hatay civarından) ta Irak sınırına (Hakkari civarına) dağıtmak için PKK üzerinden operasyon başlatıyor!

Başbakanı ve bakanlarına sahip olamayan, kendi sınırlarını boşaltmış olan Baas rejiminin, PKK’yı Türkiye’nin üzerinde saldırıya geçirtecek kadar gücü ve becerisi olduğuna, PKK’nın çökmekte olan Suriye rejimine bu kadar bel bağlayacak kadar aptal olduğuna inanabiliyor musunuz?

Peki, Türkiye kamuoyunun ve bizlerin zekasından niçin bu kadar kuşkulusunuz?


Yazının tamamı için