Hükümet Öcalan'ı nasıl ikna edecek?
CNN Türk ekranlarında Şirin Payzın'ın konuğu olan Ruşen Çakır, hükümet ile Abdullah Öcalan arasındaki yeni diyalog sürecini yorumladı...
GAZETECİLER.COM
Kürt sorununda ısınan gündem devlet ile İmralı arasındaki diyaloğa kilitlenirken Vatan yazarı Ruşen Çakır, CNN Türk'te "yeni İmralı" sürecini yorumladı.
Başbakan Erdoğan'ın devlet ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin devam ettiğini açıklamasıyla Kürt sorununda esmeye başlayan barış rüzgarlarını değerlendiren Ruşen Çakır "zorlu bir dönemin başındayız henüz" dedi. Öcalan ve hükümetin yeni diyalog sürecindeki konumlarını sorgulayan Çakır, bu sürecin Oslo'dan farklı olduğunu ve iki tarafa da çözüm yolunda destek olunması gerektiğini vurguladı.
YENİ İMRALI SÜRECİNE 3. GÜÇLER MÜDAHİL OLAMAYACAK
"Yeni İmralı süreci öncelikle Türkiye sınırları içinde ve kimsenin karışmadığı, devletin kontrolünde olan bir süreç bu. Öcalan devletin elinde bir mahkum olduğu için üçüncü kişilerin müdahil olamadığı bir süreç. Ancak Öcalan siyasal bir kişilik olsa da onunla görüşen Hakan Fidan gibi isimlerin siyasal bir kimliği yok. Burada bir sorun olabilir."
SADECE DEVLETE DEĞİL İKİ TARAFA DA DESTEK VERMELİYİZ
"Sadece devlete destek olmak yetmez. İki tarafa da destek olmak gerekir. İki taraf da en azını verip en çoğunu almak isteyecektir. Bu bir pazarlık sonuçta. Adı böyle konmasa da böyle. Hükümetin büyük bir kitle desteği var, ABD'nin AB'nin de desteği de var. Yani hükümet yeterli desteğe dahip. Bu görüşmeler örgütün silah yoluyla tasfiye edilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığı için yapılıyor. İkna edilmeleri razı edilmeleri lazım.... Bu diyaloğun bir oyalama taktiği olduğu yönünde yorumlar var. Bu noktada hükümete baskı yapmak lazım. İmkansıza yakın zorlukta bir süreç bu. Çünkü bunu isteyenler kadar istemeyen güçler de var. Özal döneminde de gördük ki çözmek için uğraşanlar kadar çözmemek için uğraşanlar da olacak."
ÖCALAN'IN İKNA OLMASI VE TABANINI İKNA ETMESİ GEREKECEK
"Temel hedef Türkye'deki PKK militanlarını çıkarmak. Sonraki aşamada ise onların silahsızlanması ve bazılarını ülkeye dönmesi bazılarının 3. bir ülkeye gitmesi gelecek. Bunların olması için Öcalan'ın ikna olması ve kendi örgütünü de tabanını da ikna etmesi gerekecek. "
BDP'NİN ŞÜPHELERİ ÖCALAN'IN MESAJIYLA AŞILIR
"BDP'lilerin önemli bir kısmının olayın ciddiyetini anladığını sanmıyorum. Tabi sütten ağızları da yandı. Aynı Başbakan dokunulmazlıklarını kaldırmak istedi, belki hala da istiyordur. O güvenin tesisi çok zor. Bence Öcalan'ın kendi mesajlarını doğrudan ileteceği ana kadar şüpheler sürer. Bunlar Öcalan'ı kullanacaklar, tecride alıp yanlış bilgilendirip şunu yapabilirler, bunu yapabilirler gibi kuşkular olacaktır. Ama ilk mesaj geldiğinde bunlar büyük ölçüde azalacaktır."
ÖCALAN'I ANADİLDE SAVUNMAYLA FALAN İKNA EDEMEZSİNİZ
"Anadilde savunma hakkı falan çok hafif şeyler. Bunlarla Öcalan'ı ikna edeceklerini sanmıyorum. Bir kere en önemli gücü olan silahı ortadan kaldırmak içn çok geniş talepler sunacaktır. Bunların detaylarını henüz bilmiyoruz. Daha önce protokollerden söz edilmişti. Ama bu bir süreç olacaktır. Silahların bırakılmasından sonra bunları konuşmak daha kolay olacaktır. İçerde bu kadar militan, silah, bomba varken atılacak siyasi adımlar batı kamuoyunda sorunlar çıkarabilir çünkü."
"ÖCALAN SADECE KENDİ DERDİNDE" SÖYLEMİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR
"Süreci sabot etmek isteyecek çok güç var. Ama bunu engelleyebilecek tek kişi Öcalan. Ne Karayılan ne de bir başka PKK yöneticisi, hareketi alıp bir yerden bir yere taşıayacak güçte değil. Bu güce sahip olan tek isim Öcalan. O'nun da kendi koşulları için bazı talepleri olacaktır. Ama "aslında kendini düşünüyor sadece" yönünde bir algı bir tek Türk kamuoyunda var, Kürtler'de de bu aşılanmaya çalışılıyor. Bu konuda da dikkatli olmak gerekiyor. Öcalan'ın tek derdi kendi koşulları olsaydı bunu çoktan yapardı. Çoktan böyle bir süreç yaşanırdı..."
HÜKÜMET KAPANDIĞINDA MEDYA DA KAPANSIN İSTİYOR
"Hükümet açılıma başladığında önce biz gazetecileri çağırdı, bizimle başlattı. Sonra da ilk bizi susturmaya çalıştı. Hükümet açılım yaptığı zaman medyadan açılım bekliyor. Ama kendisi açılımı kapattığı zaman medyadan da bunu yapmasını bekliyor. Konuşmaya devam ederseniz de başınıza olmadık işler geliyor. Nasıl Kürtler sütten dilimiz yandı diyorsa bize de aynısı oldu. Hükümet isteyince açılıp hükümet isteyince kapanandan gazeteci olmuyor, aydın olmuyor. Hatta Türkiye'de Kürt sorununa barışçıl çözüm talep eden aydın isimlere karşı linç kampanyaları yapılıyor. Hükümet bu konuda hiç bir şey yapmadı aksine bunu yapanları ödüllendirdi. Ben başından beri bu sorunun diyalogla çözülmesini istedim ve başıma gelmeyen kalmadı."
KAMUOYU ÇÖZÜME HAZIR, KARA PROPAGANDAYA DİKKAT!
"Aslında kamuoyu zaten hazır. Öcalan'la ve PKK'yla görüşmeler ilk ortaya çıktığında bunlar muhalefet tarafından kullanıldı ama karşılık bulmadı. İnsanlar artık bunun bitmesini istiyorlar. Bu süreçte medyada kara propaganda, yalanlar, dezanformasyonların önüne geçmek çok önemlidir... Buna dikkat etmeliyiz..."
Kürt sorununda ısınan gündem devlet ile İmralı arasındaki diyaloğa kilitlenirken Vatan yazarı Ruşen Çakır, CNN Türk'te "yeni İmralı" sürecini yorumladı.
Başbakan Erdoğan'ın devlet ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin devam ettiğini açıklamasıyla Kürt sorununda esmeye başlayan barış rüzgarlarını değerlendiren Ruşen Çakır "zorlu bir dönemin başındayız henüz" dedi. Öcalan ve hükümetin yeni diyalog sürecindeki konumlarını sorgulayan Çakır, bu sürecin Oslo'dan farklı olduğunu ve iki tarafa da çözüm yolunda destek olunması gerektiğini vurguladı.
YENİ İMRALI SÜRECİNE 3. GÜÇLER MÜDAHİL OLAMAYACAK
"Yeni İmralı süreci öncelikle Türkiye sınırları içinde ve kimsenin karışmadığı, devletin kontrolünde olan bir süreç bu. Öcalan devletin elinde bir mahkum olduğu için üçüncü kişilerin müdahil olamadığı bir süreç. Ancak Öcalan siyasal bir kişilik olsa da onunla görüşen Hakan Fidan gibi isimlerin siyasal bir kimliği yok. Burada bir sorun olabilir."
SADECE DEVLETE DEĞİL İKİ TARAFA DA DESTEK VERMELİYİZ
"Sadece devlete destek olmak yetmez. İki tarafa da destek olmak gerekir. İki taraf da en azını verip en çoğunu almak isteyecektir. Bu bir pazarlık sonuçta. Adı böyle konmasa da böyle. Hükümetin büyük bir kitle desteği var, ABD'nin AB'nin de desteği de var. Yani hükümet yeterli desteğe dahip. Bu görüşmeler örgütün silah yoluyla tasfiye edilmesinin mümkün olmadığının anlaşıldığı için yapılıyor. İkna edilmeleri razı edilmeleri lazım.... Bu diyaloğun bir oyalama taktiği olduğu yönünde yorumlar var. Bu noktada hükümete baskı yapmak lazım. İmkansıza yakın zorlukta bir süreç bu. Çünkü bunu isteyenler kadar istemeyen güçler de var. Özal döneminde de gördük ki çözmek için uğraşanlar kadar çözmemek için uğraşanlar da olacak."
ÖCALAN'IN İKNA OLMASI VE TABANINI İKNA ETMESİ GEREKECEK
"Temel hedef Türkye'deki PKK militanlarını çıkarmak. Sonraki aşamada ise onların silahsızlanması ve bazılarını ülkeye dönmesi bazılarının 3. bir ülkeye gitmesi gelecek. Bunların olması için Öcalan'ın ikna olması ve kendi örgütünü de tabanını da ikna etmesi gerekecek. "
BDP'NİN ŞÜPHELERİ ÖCALAN'IN MESAJIYLA AŞILIR
"BDP'lilerin önemli bir kısmının olayın ciddiyetini anladığını sanmıyorum. Tabi sütten ağızları da yandı. Aynı Başbakan dokunulmazlıklarını kaldırmak istedi, belki hala da istiyordur. O güvenin tesisi çok zor. Bence Öcalan'ın kendi mesajlarını doğrudan ileteceği ana kadar şüpheler sürer. Bunlar Öcalan'ı kullanacaklar, tecride alıp yanlış bilgilendirip şunu yapabilirler, bunu yapabilirler gibi kuşkular olacaktır. Ama ilk mesaj geldiğinde bunlar büyük ölçüde azalacaktır."
ÖCALAN'I ANADİLDE SAVUNMAYLA FALAN İKNA EDEMEZSİNİZ
"Anadilde savunma hakkı falan çok hafif şeyler. Bunlarla Öcalan'ı ikna edeceklerini sanmıyorum. Bir kere en önemli gücü olan silahı ortadan kaldırmak içn çok geniş talepler sunacaktır. Bunların detaylarını henüz bilmiyoruz. Daha önce protokollerden söz edilmişti. Ama bu bir süreç olacaktır. Silahların bırakılmasından sonra bunları konuşmak daha kolay olacaktır. İçerde bu kadar militan, silah, bomba varken atılacak siyasi adımlar batı kamuoyunda sorunlar çıkarabilir çünkü."
"ÖCALAN SADECE KENDİ DERDİNDE" SÖYLEMİ GERÇEĞİ YANSITMIYOR
"Süreci sabot etmek isteyecek çok güç var. Ama bunu engelleyebilecek tek kişi Öcalan. Ne Karayılan ne de bir başka PKK yöneticisi, hareketi alıp bir yerden bir yere taşıayacak güçte değil. Bu güce sahip olan tek isim Öcalan. O'nun da kendi koşulları için bazı talepleri olacaktır. Ama "aslında kendini düşünüyor sadece" yönünde bir algı bir tek Türk kamuoyunda var, Kürtler'de de bu aşılanmaya çalışılıyor. Bu konuda da dikkatli olmak gerekiyor. Öcalan'ın tek derdi kendi koşulları olsaydı bunu çoktan yapardı. Çoktan böyle bir süreç yaşanırdı..."
HÜKÜMET KAPANDIĞINDA MEDYA DA KAPANSIN İSTİYOR
"Hükümet açılıma başladığında önce biz gazetecileri çağırdı, bizimle başlattı. Sonra da ilk bizi susturmaya çalıştı. Hükümet açılım yaptığı zaman medyadan açılım bekliyor. Ama kendisi açılımı kapattığı zaman medyadan da bunu yapmasını bekliyor. Konuşmaya devam ederseniz de başınıza olmadık işler geliyor. Nasıl Kürtler sütten dilimiz yandı diyorsa bize de aynısı oldu. Hükümet isteyince açılıp hükümet isteyince kapanandan gazeteci olmuyor, aydın olmuyor. Hatta Türkiye'de Kürt sorununa barışçıl çözüm talep eden aydın isimlere karşı linç kampanyaları yapılıyor. Hükümet bu konuda hiç bir şey yapmadı aksine bunu yapanları ödüllendirdi. Ben başından beri bu sorunun diyalogla çözülmesini istedim ve başıma gelmeyen kalmadı."
KAMUOYU ÇÖZÜME HAZIR, KARA PROPAGANDAYA DİKKAT!
"Aslında kamuoyu zaten hazır. Öcalan'la ve PKK'yla görüşmeler ilk ortaya çıktığında bunlar muhalefet tarafından kullanıldı ama karşılık bulmadı. İnsanlar artık bunun bitmesini istiyorlar. Bu süreçte medyada kara propaganda, yalanlar, dezanformasyonların önüne geçmek çok önemlidir... Buna dikkat etmeliyiz..."