Hıncal Uluç’un turşuları bunlaaar!..
Fazla isim vermese de, kimi dostlarını “çifte standartçı” olmakla suçlamış ve bakın neler yazmış onlar için…
GAZETECİLER.COM
Hıncal Usta bu…
Şekeri çıktı mı, babası olsa dinlemez
kafasını gözünü yarar işte böyle…
Eskiler, “Dost, muvaffaktır, düşman ise nifak”
demişler…
Kimisi bunu, “Dost muvaffaktır, düşmen muhalefet”
diye de söyler…
Oysa Hıncal Usta’ya bakarsanız bir insan en çok
dostuna “muhalefet” eder…
Deniz Baykal ise onun bu kendine has
“ilkesine”(!) gülerek şöyle der:
“Allah hepimizi Hıncal’ın dostluğundan
korusun…”
Biliyorsunuzdur ama biz bir kere daha
hatırlatalım:
Hıncal Uluç yazılarında sık sık Deniz
Baykal’ın öğrenciliğini yaptığını ve kendisini çok
sevdiğini hatırlatır…
Şimdi de yine fazla isim vermese de, kimi dostlarını “çifte
standartçı” olmakla suçlamış ve bakın neler yazmış onlar
için…
Çifte standardın turşularına gel!.
İlk Recep İvedik'i hiç gülmeden seyrettim. Milletin
niye güldüğünü anlamadığımı yazdım. Şahan Gökbakar koştu, sarıldı,
yanaklarımdan öptü. "Ağbi bir yemek yiyelim, anlatayım" dedi.
Yiyemedik bir türlü.
2 ve 3'ü
görmedim.. Ama okuyorum. Hele 3'ten sonra neler yazılıyor, entel ve
dantel dostlarımızın
köşelerinde..
Nuri Ceylan'ın filmi
üzerine yapılabilecek en güzel, en ince ve en vurucu şakasına bile
karşı çıkıyorlar. Efendim ödüllü yönetmene böyle şaka yapılır
mıymış?. O şaka, ödüllü yönetmenin niye 10 bin seyirci bulamadığını
anlatıyor oysa..
Milletin tüm rekorları altüst ederek koşa
koşa Recep İvedik'e gitmesine karşı çıkanlar, daha dün Aysun
Kayacı'yı yerden yere vuranlar değil mi?. Kız "Magandanın oyu ile
profesörünki ayni olur mu" dedi diye demokrasi düşmanı ilan
edildi.
Şimdi magandanın esprilerine
koşup, Nuri Bilge Ceylan'ın yüzüne bakmayanlara sövüyor, ayni
kişiler.
Oysa, demokrasi işte tam da
bu..
Demokratsanız yürekten, bu yüzden
Aysun'a sövüyorsanız, Şahan'a ve ona koşanlara saygı duyacaksınız.
Hele şakalara fevkalade, ama fevkalade tahammüllü
olacaksınız.
Hem perhiz, hem lahana
turşusu olmaz..
Olmaz ama
oluyor..
Bu ülkenin demokrat
savaşçıları var ya.. Demokrasiden zerre ödün vermezler.. Zerre..
İlle de sandık.. Halkın sesi, hakkın
sesi!..
Amma velakin, halkın yüzde
47'sinin, yüzde 53'ünü, hem de tek başına yönetmesi onlara hiç
garip gelmez. Bu sonucun, halkın oylarına konan barajdan doğduğunu
akıllarına bile getirmezler.. Bu barajın kaldırılması, hiç değilse
indirilmesinin lafını bile
etmezler..
Günlerdir bekliyorum.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye henüz barajın inmesine
hazır değil" dediği günden beri..
Hıncal Uluç’un yazısının