Hıncal Uluç'tan Osman Müftüoğlu ve Hürriyet'e eleştiri
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet'i ve Osman Müftüoğlu'nu gazetede yer alan bir manşet nedeniyle eleştirdi.
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet'te yer alan bir haberi, o habere referans olan Osman Müftüoğlu'nu, gazetenin genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan'ı sert bir şekilde eleştirdi:
KÖTÜ HABER ÇOK OKUNUR; İYİ HABER, HABER DEĞİLDİR
Siyasetten niye nefret ediyorum sanıyorsunuz?. Daha dün, Şehir Hastaneleri için demediğini bırakmayan bu gazeteler şimdi "Yakında hastaneler hasta seçmeye başlayacak" diye manşet atıyorlar. Yani her gün ölü sayısı onlar, yüzlerle değil, binlerle söylenir olursa, zil takıp oynayacaklar sanki. Tarafsızlar ve iktidar eğilimliler de farklı değil. Onların hesabı da, tiraj ve de dijital gazeteleri için "Tık!." "Kötü haber çok okunur ve hızla yayılır. İyi haber, haber değildir" ilkesi var çünkü..
OSMAN MÜFTÜOĞLU'NA SERT SÖZLER
Örnek vereyim.. Çocukluğumdan beri benim 1 numaralı "Haber" gazetemdi Hürriyet.. Yıllar yılı ülke basınının Amiral gemisi oldu. Siyasi gazete değil, halk gazetesiydi çünkü. Pazartesi günü Hürriyet'i aldım.. Manşet haberi.. "Ben bile çok kaygılıyım" demiş, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu.. Hürriyet'in genel sağlık, Genel Yayın Müdürü Ahmet Hakan ve köşe yazarı Ertuğrul Özkök'ün özel danışmanı Osman Müftüoğlu.. Neden "O bile çok kaygılı" imiş?. Alt başlık.. "İflah olmaz bir iyimser olarak, artık ben de koronavirüs salgınında ani bir 'Tsunami' yaşayabileceğimizi düşünüyorum." Yani, başlığa bak.. "Sonumuz geldi.. İflah olmaz iyimser Osman Hoca da böyle diyorsa, artık bittik. Alabileceğimiz önlem mi?. Vasiyetimizi yazmak.." Pazartesi sabahı, hafta başında, millet işine giderken, Hürriyet'in manşet mesajı bu.. Elinizden o gazeteyi anında fırlatıp atmaz, sayfaları çevirmeye devam ederseniz eğer, 13'üncü sayfada "Hani uçaklarda 13. sıra, bazı yüksek katlı binalarda 13. kat yoktur ya, uğursuz" diye, işte o 13'üncü sayfanın en altında, bir buçuk sütun bir minicik gösterilmiş kısa haber var.. "Gelecek kış hayat normale dönebilir" başlığı var. Alta başlık falan da yok. Minnacık haberde alt başlık mı olur.. Merak edip okursanız görüyorsunuz..
Bu lafı edenler Prof. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci... "Kim bunlar" diyeniniz çoktur. Oysa dünya ezberledi isimlerini. Koronavirüsün aşısını bulan iki bilim insanı, Türk.. Türk hem de..
Bu iki muhteşem insan "Gelecek kış hayat normale dönebilir" diyorlar.. İçerde, 13. sayfada, en dipte 1.5 sütun minnacık, adeta okurdan kaçırılan haber.. "Osman Müftüoğlu" diye Ertuğrul'un yaşını ve kilosunu düzenleme dışında uzmanlığını pek görmediğim biri de, "Ben bile (Bile'ye dikkat..) kaygılıyım. Koronavirüs tsunamisi geliyor. Önüne gelen her şeyi ve herkesi silip süpürecek" diyor, o da manşet!. Hadi şimdi, Hürriyet'i böyle, gerisini düşünün..
"GAZETE OKUMAYIN DİYECEĞİM AMA"
Bu gazeteleri okuyun da moralinizi sağlam tutun ki, virüs size gelirse, sağlam bağışıklık sisteminiz sayesinde, hatta farkında bile olmadan atlatasınız.. Yani 63 yıllık bir gazeteci olarak "Gazete de okumayın, dostlar" diyeceğim ama, dilim varmıyor.. O haberi birinci sayfaya manşet koyan sevgili dostum, can kardeşim Ahmet Hakan "Hıncal Ağbi, amacımız, halkın alınan tedbirlere uymasını sağlamak" diyecektir mutlak.
AHMET HAKAN'A SESLEDİ
Hayır sevgili Ahmet Hakan.. İnsanları korkutarak yasaklara uymaya zorlamak, 4. Murat devrinde kaldı.. Şimdi, anlatarak, ikna ederek, inandırarak öğretecek ve uygulatacaksınız yasakları.. Herkes gönüllü olacak. Çevresini de zorlayacak.. Gelecek kış hayat normale dönecek. Mesele gelecek kışa dek hayatta, ayakta ve sağsalim kalabilmek. Bunun yolu da, alınan önlemlere ve konan yasaklara harfiyen uymak.. Şimdilik üç harf hepsi.. M. M. T.. Yani Maske.. Mesafe.. Temizlik!.