Hıncal Uluç'tan Hürriyet'in başyazarına eleştiri: Size nasıl inanacağız?
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet'in Başyazarı Osman Müftüoğlu'na kaleme aldığı bir yazısı üzerinden yüklendi. Müftüoğlu'nun milleti yeni telaşlara ve paniğe sürüklediğini söyleyen Uluç, "Ya şimdi de yanılıyorsan Bay Müftüoğlu!." diye yazdı.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Hürriyet başyazarı Osman Müftüoğlu'nu, "Başlangıçta yaptığım uyarıda, 'Aksırık, hapşırık ve burun akıntınız varsa korkmayın' diye bilgilendirip, bu belirtilerin koronavirüs enfeksiyonlarına değil, bildik nezle ya da soğuk algınlığına işaret ettiğini söyledim.Yanılmışım." sözleri üzerinden eleştirdi.
Doktorların böyle günlerdeher kelimesini doğru seçen ve okurlarını paniğe sevk etmeden, telaşlandırmadan, evhama ve endişeye sokmadan yönlendiren uzman olduğunu belirten Uluç, "Bunu Tıp Fakültelerinde öğretmediler mi, size?." diye sordu.
Peki, size nasıl inanacağız, Bay Müftüoğlu?.
Dikkat buyurun.. Bilerek "Bay" dedim.. "Doktor" değil.. Çünkü
ona "Doktor" demek içimden gelmedi.
Koronavirüs ile en büyük mücadeleyi insanın kendi bağışıklık
sistemi sağlıyor.
Bunda herkes ittifak halinde.. Cümle tıp dünyası.. Tabii, Bay
Müftüoğlu da..
Bağışıklık sistemimizin yukarda kalması için, moralimiz de yüksek
olmalı, değil mi?.
Bunda da dünyanın en ünlü doktorları ittifak halinde..
Peki moralimiz nasıl yüksek kalacak, günümüz Türkiyesi
ortamında?.
Gazeteler ve köşe yazarları "Koronavirüs"ü siyaset malzemesi
yaparlarken, mesela muhalefet gazeteleri, sırf iktidar yıpransın
diye, "Felaket" manşetleri atarken, dünyada bu virüse karşı en iyi
mücadele veren ülkelerin başında geldiğimizi gösteren
istatistiklere rağmen, "Alınan tedbirler yetersiz" diye kıyamet
koparılırken, bazı köşe yazarları tam da bu birlik, beraberlik
günlerinde, panik yaratmak ve iktidarı yıpratmak için sonumuzun
yaklaştığını ilan ederken, ekranlarda yan yana dizilmiş ve gazete
köşelerine kurulmuş bir takım Ünlü (!) doktorlar birbirlerine,
hatta kendilerinin iki gün evvel söylediklerine zıt fikirler ileri
sürerken, insanın morali nasıl yüksekte kalır!.
Uzmanlar bas bas bağırıyor.
"Başı ağrıyan hastaneye koşuyor.
Hastaneler tıklım tıklım dolu.. Hem de virüsle dolu. Mecbur
kalmadıkça, emin olmadıkça hastaneye gitmeyin. Doktorunuzu arayın."
Biraz mantıklı düşünürseniz, bunda büyük gerçek payı olduğunu
görürsünüz.
Ama o Büyük(!) doktorlar, her gün yeni bir belirti açıklayıp, zaten
evham içinde boğulan milleti yeni telaşlara, hatta paniğe
sürüklüyorlar..
İşte ünlüler ünlüsü, Hürriyet'in baş uleması Bay Müftüoğlu'nun son
yazısından satırlar..
"Başlangıçta yaptığım uyarıda, 'Aksırık, hapşırık ve burun
akıntınız varsa korkmayın' diye bilgilendirip, bu belirtilerin
koronavirüs enfeksiyonlarına değil, bildik nezle ya da soğuk
algınlığına işaret ettiğini söyledim.
Yanılmışım." Peki ya şimdi de yanılıyorsan Bay Müftüoğlu!.
Her mevsim değişikliklerinde, özellikle de ilk ve son baharlarda
artan nezle ve soğuk algınlığına yüz binler, belki de milyonla
yakalanır ve ayakta geçirirken, şimdi o milyonları telaşlandırmak,
hastanelere koşturmak ve zaten yoğun, zaten bitkin sağlık
çalışanlarının yükünü katlamak, sadece nezle olan insanları,
koronavirüsün kol gezdiği hastanelere gitmeye adeta teşvik etmek,
nasıl Tıp Adamlığı oluyor..
Yazınızın sonunda, zaten kendiniz bu sözünüzü geri alıyorsunuz.
"Eğer ateş, boğaz ağrısı, öksürük varsa.." Yani eğer, koronavirüsün
bilinen, kabul edilen üç belirtisi "Ateş, boğaz ağrısı ve öksürük
varsa, hapşırık da, aksırık da, burun akıntısı da ciddiye alınması
gereken işaretler.." Yani, "Ateş, boğaz ağrısı ve öksürük yoksa,
hapşırık ve aksırık tek başına belirti değil.." Yani.. Ey, Bay
Müftüoğlu, yani eski bildiklerimize yeni bir şey eklemediğinizi
yazınızın son satırında itiraf ediyorsunuz.. Tabii o yazıyı son
satırına kadar okuyan olursa..
Çünkü..
"Bir Uyarı/ Hapşırık ve aksırık da pas geçilmemeli" başlığını görür
görmez, ilk vasıta ile kendilerini hastaneye atmadıysa
paniklettiğiniz insanlar..
Doktor, böyle günlerde her lafını, her cümlesini değil, her
kelimesini doğru seçen ve okurlarını paniğe sevk etmeden,
telaşlandırmadan, evhama ve endişeye sokmadan yönlendiren
"Uzman"dır.
Bunu Tıp Fakültelerinde öğretmediler mi, size?.
Siz koronavirüsü boş verin Bay Müftüoğlu.. Ertuğrul Özkök, "Yaşlı
mı, orta yaşlı mı", oturun ona karar verin de, sevgili dostumun içi
rahat etsin..