Hıncal Uluç'tan Hürriyet yazarına 'adamlık' yanıtı
Talat Bulut'un taciz iddiası sonrası Cengiz Semercioğlu ve Hıncal Uluç arasında başlayan polemik sürüyor.
Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu'dan Sabah yazarı Hıncal Uluç'un "..ve de Bravo!.." başlıklı yazına itiraz gelmiş, Semercioğlu, "Hıncal Uluç bilmeden, erkenden alkışlamış Mahsun Kırmızıgül’ü, Talat Bulut’u “Mucize 2” filminde oynatacağı için... “Bravo” diyor Mahsun’a, hatta bu kararın “adamlık” olduğunu söylüyor...Taciz iddiasıyla suçlanan oyuncuyu kadro dışı bırakmak adamlık değil o zaman! Hem Mahsun’a, hem “Yasak Elma” dizisinin yapımcısı Fatih Aksoy’a “taciz iddiasını görmezden gelin” diyorsun. Taciz iddiası meselelerini senin dışında “Aman n’olmuş canım yanağından öptüyse” diye geçiştiren yok Hıncal Abi..." ifadelerini kullanmıştı.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Semercioğlu'nun eleştirilerine
bugün
"Adamlığın ne olduğunu “Şimdi” gördün mü Cengiz!." başlıklı
yazısında cevap verdi. Uluç, "Sana biraz hukuk dersi
vermem lazım.. Ekonomi eğitimi yapmış bir
pazarlama uzmanının Çin Seddi üzerinde bilgi sahibi olup olmaması
önemli değil, ama Hürriyet gibi "İkonik" bir gazetede köşeye
kurulup ahkâm kesen birinin, hukukun hiç değilse temel ilkeleri
üzerinde fikir sahibi olması şarttır." ifadelerini
kullandı.
HINCAL ULUÇ'UN YAZISI
"Taciz iddiasını görmezden gelmek
ne zamandır 'Adamlık' oldu" diye başlık atmıştı sözüm ona bana
cevap diye yazdıklarına, Cengiz Semercioğlu kardeşim.
Ben Mucize adlı filminin devamı çekmeye hazırlanan Mahsun
Kırmızıgül'e "Bravo" demiştim. Sosyal medya linççilerine ve Cengiz
ve benzerlerinin tiraj ve reyting uğruna bu linçe hem de nasıl
destek çıkmalarına aldırmadığı ve ilk filmin baş oyuncusu Talat
Bulut'la yeniden görüştüğü için.
Cengiz aynen şöyle yazmıştı 2 Ağustos Perşembe günü..
"Taciz iddiasıyla suçlanan oyuncuyu kadro dışı bırakmak adamlık
değil o zaman!." Evet, Cengiz, "De- ğil!.." Sebebini
kendin yazıyorsun..
"Taciz iddiasıyla suçlanan.." Sana biraz hukuk dersi
vermem lazım.. Ekonomi eğitimi yapmış bir pazarlama uzmanının
Çin Seddi üzerinde bilgi sahibi olup olmaması önemli değil, ama
Hürriyet gibi "İkonik" bir gazetede köşeye kurulup ahkâm kesen
birinin, hukukun hiç değilse temel ilkeleri üzerinde fikir sahibi
olması şarttır.
Kaldı ki bu ilkeleri öğrenmek için Hukuk Fakültesi okumak da
gerekmez..
Madde bir, Cengiz.. "Suçlu olduğunu kanıtlanana dek (Yani iddia
edilene değil, yargı kanalı ile ispatlanana kadar) herkes
masumdur." İnsan haklarının en önemlisi olan bu
kurala "Masumiyet Karinesi" denir.
Madde iki, Cengiz..
"Ceza hukukunda şüphe sanığın lehinedir." Talat
Bulut, sosyal medyaya yaranmak ve gazetesinde ve
televizyon programında tiraj ve reyting yapmak için
fırsat bulanlar tarafından linç edildi. Öyle edildi ki,
bugün savcının dava açma gereği bile görmemesi onun
adını temizlemeye yeter mi şüphedeyim.
Çamurun izi kalır. Oysa Talat'a koca bataklık
atıldı.. Öyle bir leke sürdünüz ki, Talat'a, kalır..
"Takipsizlik kararı" alan savcıyı da töhmet
altında bıraksa bile, kalır.
Talat Bulut, öyle linç edildi ki, onun 40 yıllık arkadaşı, çok ünlü
ve çok sevilen bir Yeşilçam Yıldızımız bu "Ben Talat'ı tanırım. O
böyle şey yapmaz" dediği için perişan edildi. Koskoca Fatma, lafını
geri almak zorunda kaldı.
Demet Akalın "Bu yapılan yargısız infazdır" dedi diye, bu Ku Klux
Klan Hortlaklarını karşısında buldu.
Ortada ne var Cengiz!.
Bir genç kızın iddiası.. "Beni içeri çağırdı, dudaklarımdan öptü"
diyor.
"Şahidim yok" diyor.. " Şu gün öptü" diyor. Ne zaman diyor?. 5 gün
sonra..
Niye beklemiş, neyi beklemiş acaba?.
Şahitsiz, delilsiz bir, tek bir kişinin iddiası. O da olaydan
beş gün sonra..
Yani, iddiayı kanıtlayacak tek, bir tek şey yok ama Sanığın lehinde
olan "Şüphe" için çok şey var.
O zaman Talat Bulut'la çalışan yapımcının "Ben devam ederim.
Mahkemeden Talat aleyhine bir karar çıkarsa o gün sözleşmemizi
feshederim" demesi gerekmez mi, insana, insan haklarına değer
veriyorsa..
Yani "Adam"sa!.
Gerekir ama, bu sosyali de, gerçeği de "Linç" medyasında bunu demek
yürek ister..
Onun için "Hiçbir şahidi ve kanıtı olmayan, sadece tek kişiye
dayalı bir iddia için 40 yıllık Talat Bulut'un işine son vermeyen,
mevcut iş ilişkilerini sürdürenlere "Adam" dedim Cengiz..
Empati nedir bilir misin?.
Bir empati yapalım mı?.
Bir genç kız senin odandan "Cengiz bana saldırdı.
Öpmeye koltuğa yatırmaya çalıştı" diye fırlıyor.
Hürriyet patronu seni hemen kovmalı mı?.
Ben, bunca yıllık arkadaşın Hıncal ağbin "Cengiz böyle şey yapmaz"
dersem "Linç" mi edilmeliyim?.
Patronun "Delilsiz, şahitsiz, kanıtsız bir iddia ile adam atmam.
Mahkeme onu mahkum etmediği sürece köşesinde yazmaya devam
edecektir" dese, ben de oturup "Adamsınız patron" desem, sen o
zaman da ortaya çıkıp "Taciz iddiasıyla suçlanan bir yazarı işinden
atmak adamlık değil o zaman" der misin, gene?.
Bak Cengiz!.
Yargı süreci, savcının "Takipsizlik kararı" ile bitmedi. İtiraz
edecek, iddiada bulunanlar herhalde. Diyelim dava açıldı. Diyelim
Talat suçlu bulundu.
Yargıtay'ı var. Anayasa Mahkemesi var.. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi var. Yani belki de yıllarca uzayacak bir süreç bizi
bekliyor olacak.
Bu kadar uzun bir süreç, bir insanın hayatı zindana çevrilmiş
olarak geçmez.
Geçemez.
En kutsal insan hakkı olan Masumiyet Karinesi gereği,
o insan "Masum" olarak yaşamını sürdürmeye devam
eder.
Çünkü Cengiz, İnsan hakları o kadar ama o kadar kutsaldır ki, Ceza
Hukuku'nun temel ilkesi "Bir masum bir gün hapis yatacağına, bin
suçlu aramızda dolaşsın"dır.
Bu kural bir gün sana da, bana da, o her türlü medya linççilerine
de lazım olur. Bilelim ve yürekten sarılalım.
Ve hep bağıralım..
"Suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur!"