Hıncal Uluç'tan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'TRT' mektubu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık bir mektup yazan Sabah yazarı Hıncal Uluç, bugünkü TRT'nin özel kanallarla 'haksız rekabet'i marifet sananlarca yönetildiğini, TRT'nin anayasal görevini unutup özel TV'lerle yarışmak için 180 dakikalık diziler yayınlamaya başladığını söyledi ve 'TRT'ye el koyun' dedi. Uluç meselenin acil olduğunu belirtti.
Sabah yazarı Hıncal Uluç'a göre eski TRT'den eser kalmamış. TRT1'in ailecek izlenecek, aileyi bir araya getirecek tek bir program yapmadığını söyleyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektubunda eleştirilerini sıralayan Uluç, 'TRT'ye el koyun ve eski TRT haline getirin' dedi.
Bu açık mektup Sayın Cumhurbaşkanıma...
ayın Cumhurbaşkanım,
Doğrudan size yazmamı mazur görün, ama lütfen anlayışla
karşılayın.
İki sebeple size yazıyorum.
Birincisi.. Bu konu ile sizin de yakından ilgilendiğinizi
biliyorum.
İkincisi.. Bu ülkede önemli bir sorunun acil çözülmesi ancak siz el
koyarsanız mümkün.
Bunu artık herkes öğrendi.
Sayın Cumhurbaşkanım, Ülkemizde sizin çok önem verdiğiniz iki şey
"yok" oluyor..
Birincisi aile..
İkincisi Türk Musikisi..
Ailenin haline bakın..
Bizim çocukluğumuzda, "aile" denince hatta büyük aileler akla
gelirdi. Dedeler, nineler, anne babalar, çocuklar.. Ayni kentte
olanlar, sık sık bir araya gelirdik. Sımsıcak aile bağları
kurardık. Çünkü birlikte vakit geçirdiğimiz ortak şeylerimiz
olurdu.. Radyo olurdu en başta.. Müziğin her türlüsü ile eğlenceyi
bir araya getiren programlar oldu mu hele sofralar kurulur, ailece
etrafına toplanırdık.
Hamiyetleri, Perihan, Müzeyyen ve Safiyeleri öyle tanıdık. Nida,
Neriman Tüfekçi, Zehra Bilirlere radyoda bayıldık. Celal Şahin,
Orhan Boran, Bal Arıları ve daha nicelerini orda tanıdık, sevdik.
Edirne'den Ardahan'a herkes tanıdı, sevdi.
Sonra televizyon girdi hayatımıza.. Tek kanallı TRT!. Kısa
zamanda harika aile eğlence programları yapmaya başladı, TRT'nin
yepyeni, pırıl pırıl gençleri..
Hele hafta sonları, gündüz ve gece yaptıkları programlar,
tiryakilik oldu.
O aile eğlence programlarında, ailenin bütün bireylerini
çekecek bir şeyler mutlak vardı.
Dedenin ve ninenin dinlediği alaturkadan, en gençlerin tiryakisi
olduğu pop'a ve herkesi yakalayan türkülere, her türünden
musikimiz..
Ve de en güzeli, bu melodileri bağlayan komedyenler.. Herkese neşe,
herkese keyif, herkese eğlence.
O aile programı, 7'den 70'e iple çekilmez, tüm aile ekran başında
toplanmaz da ne olur?.
TRT'nin o eğlence programları, "Yıldız Sanatçı Yetiştirme"
okulu haline geldi.
Zeki, Behiye Aksoylar, Gönüller, Emeller, Ajda, Sezen, Nükhetler,
Nilüferler, Barışlar, Cemler, Tarkanlar hep o okuldan mezun
oldular..
Dahası komedyenler.. Ateş Böcekleri, Uğur Böcekleri, Nokta ile
Virgül..
Saysam sayfalar dolar..
..Ve sunucular.. Cenk Koraylar, Güneş Tecelliler, Uğur
Dündarlar..
Peki o kuşaklardan sonra..
Sonra.. Sonra tısss!..
Bugün bana "yıldız" diyecek "yeni" bir isim söyleyin!.
Yetenekler mi bitti?.
Hayır.. Ülkemde, Türkiyem'de yetenek biter mi?.
Ama nerde sesini duyuracak?. Nerde herkese tanıtacak, her kuşağa
ortak sevgili yapacak ortam?. Hani nerde?.
Nerde eski "Yıldız Okulu TRT?."
TRT, anayasal görevini unuttu, özel TV'lerle yarışmak için 180
dakikalık diziler yayınlamaya başladı.
Haberlerden hemen sonra, sekizde başlayıp gece yarısı bire doğru
biten diziyi ailenin birlikte izlemesi mümkün mü?.
Ancak 24 saat evde oturan dedeler ve nineler oturur ve kalırlar
ekran başında..
Ertesi gün işe gidecek anne ve babalar, ya da okul çocuklarının
böyle gecelemesi mümkün mü?. Geç vakte ancak dersleri varsa
çalışacak çocuklar ve gençler onlar..
Gençler, hafta sonunda da evde aileleri ile niye kalsınlar?. Ne
varki?. Çıkar, arkadaşlarıyla buluşurlar..
Oysa tek kanallı TRT'yi hatırlayın.. Haber sonrası, en fazla 50
dakikalık harika seçilmiş, tiryakilik yapan yabancı
diziler ve onlarla yarışan yerli TRT dizileri vardı,
ailelerin birlikte izledikleri..
Hafta sonları ise, hem öğleden sonraları, hem de geceleri, sadece
aileyi değil, komşuları da toplayan ve "Telesafir" sözcüğünün
doğmasına sebep olan muhteşem eğlence programlarını iple
çekerdik..
Ayni şeye birlikte gülmek, ayni şeyle birlikte duygulanmaktır, Aile
olmak!.
Sayın Cumhurbaşkanım, TRT Müzik diye bir kanal var. O kanalın "Hey
Gidi Günler, Siyah Beyaz ve Güldür Güldür" diye nostaljik
programlarına rastlıyorum. TRT'nin arşivinden seçilmiş, o eski
güzel günlerinden alıntılara bakıyorum da neler neler yapıyorlarmış
o zaman, özel eğlence programlarını hazırlayan, hepsi arkadaşım
eski yapımcılar, birbirleriyle yarışmak, birbirlerini geçmek
için..
O programlar sayesinde ne komedyenler, ne sunucular, ne yıldız
sanatçılar çıkmış, hatırlıyorum, gözlerim yaşarıyor.
TRT Müzik her tür musiki yayınlıyor..
Ama ayrı ayrı saatlerde.. Meraklısı, sadece meraklısı izliyor "O"
programı..
Herkesin birlikte izleyeceği program yapmıyorlar. Yapamazlar da..
Bütçeleri komik. Zaten seyircisi de az o kanalın..
İzlenen kanal TRT1..
.. Ve TRT1, bir tek ailecek izlenecek, aileyi bir araya getirecek,
onlara aile olmanın güzelliğini, keyfini ve mutluluğunu yaşatacak
bir tek program yapmıyor..
Bu yüzden alaturka musiki dinleyenler azalıyor.. Biz o musikiyle
büyüyenler yaşlandık.
Dünyadan yavaş yavaş çekiliyoruz..
Yerimizi alacak kuşaklara alaturkayı sevdirecek yayınlar olmayınca,
"Türk Sanat Müziği" dediğimiz o muhteşem musikiyi dinleyenler
tükeniyor. Gençlere alaturkayı aile programlarıyla sevdiren TRT
"Yıldız Okulu" kapandı.
Görevini Anayasa'dan alan, bu yüzden benim vergilerimle beslenen
kamu televizyonu TRT.. Devletin bütçe verirken "Reytingi değil,
ulusal görevini düşün. Seni izleyenlere bir
şeyler kazandır" diyen TRT bitti, Sayın Cumhurbaşkanım!.
Bugünkü TRT, benim vergilerimi tahsis eden devlet desteğiyle, özel
kanallarla "haksız rekabet"i marifet sananlarca yönetiliyor,
yıllardır..
Sayın Cumhurbaşkanım, TRT'ye el koyun.. Onu, gene aileyi
toplayan, gene her türü ile Türk müziğini yeni kuşaklara tanıtan ve
her kuşağa sevdiren ve ülkeme durmadan yeni
yıldızlar kazandıran, sanatçının önünü açan "eski TRT" haline
getirin.
Sorun acil ve bunu ancak siz çözebilirsiniz!.
Saygılarım ve şimdiden teşekkürlerimle..
Hıncal Uluç