Hıncal Uluç

Sabah

Müthiş bir yazı…

Mükemmel…

Hıncal Usta’nın son yıllarda okuduğum “En başarılı” yazısı belki de…

Çocukluğundaki yaz tatillerini benim gibi köyde geçirmiş olanlar ancak anlarlar onun bugünkü yazısını…

Ne demek istediğini…

Neyi anlattığını…

Şehir hayatının dışında köyü sadece resimlerde ve filmlerde görmüş olanlar ise ne demek istediğini, neyi anlattığını asla anlayamazlar…

Yüzmeyi boğazın serin sularında öğrenmiş bir kentli ile manda gölünde öğrenmeye çalışan köy çocuğu hiç, bir olur mu?..

Manda gölünün nasıl bir şey olduğunu bilmeyen biri Zehra Bilir’in “manda yuva yapmış söğüt dalına” türküsünde asıl anlatılmak istenenin ne olduğunu anlayabilir mi?..

Manda göllerinin kenarında söğüt ağaçları olduğunu…

Ve haliyle…

O gölde serinleyen kalın derili mandaların o söğüt ağaçlarının kendisini yakıcı güneşten koruyan yapraklarının altına serilip yuva kurduklarını nereden bilecek bir kentli?..

Yavrusunun kuyruk altı başta olmak üzere her yanını saran sinekler için köylünün “sinek kapmak” dediğini (mikrop kapınca insanoğlu mikrop tarafından kucağa alınıp kaldırılıp atılıyor mu?) nasıl anlayacak?..

Anlayamayınca da sanacak ki köylü şair zırvalamış…

Neden zırvalamış?..

“Ağzı çorba kokanlar” felsefeden neyim anlamaz boğaz çocuklarına göre ya, haliyle "felsefe" yapmaz, zırvalar...…

Ağzı çorba kokanların aslında nasıl da derin felsefeleri olduğunun farkına varamaz bir şehirli?..

“Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa…

Eğlenecek yer bulamaz gönlümdeki köşk olmasa…

Kim okurdu?.. Kim yazardı?..

Koyun kurt ile gezerdi; fikir başka başka olmasa” diyen köylü Veysel’i anlayabildiler mi ki, “öküzüm torbadan düştü gördün mü?” diyen köylü şairin ne demek istediğini anlayabilecekler?..

Hâsılı…

Lütfen okuyun Hıncal Usta’yı…

Eminim kendisini seçtiğim için bana hak vereceksiniz…

Son sözüm şu:

Martin Luther King’in eşi Coretta Scott King şöyle demişti “Sevgi’nin Gücü”ne yazdığı önsözde:

“Siz olmanız gerektiği gibi olmadıkça ben de asla olmam gerektiği gibi olamam. Ben olmam gerektiği gibi olmadıkça siz de asla olmanız gerektiği gibi olamazsınız”…

Beynine sağlık Hıncal Ağabey…

İlle de olması gerektiği gibi olmadıkları halde, kendi istedikleri gibi olmadığımız için bizleri aşağılayanlara nefis ders vermişsin…