Hıncal Uluç
Aynı kişiyi sürekli "kötü" ya da sürekli "başarılı" gösterebilmem için duygularımın aklımı aşması gerekmez mi?..
"Günün Köşe Yazarı", "Alkış", "Kazanan" ve
"Kaybeden" tespitinde en çok niçin eleştiriliyorum
biliyor musunuz?..
Söyleyeyim:
Bir gün alkışladığım, "günün köşe yazarı" seçtiğim veya "kazanan" ilân etiğim bir meslektaşımı bir süre sonra "kaybeden" seçtiğim için...
Ya da tersi...
Bir gün "kaybetti" dediğim bir meslektaşımı bir başka gün; "günün köşe yazarı" ilân ettiğim; alkışladığım veya "kazanan" olduğunu duyurduğum için...
Niçin mi?..
Öyle yaparak "tutarsız"(!) olduğumu gösteriyormuşum da ondan...
Yahu efendiler!..
Yani bu konuda bana eleştiri kurşunu sıkan veya takaza edenler!..
Bir insan her zaman "iyi, başarılı" olacak değil ya...
Kimi zaman da "kötü" de yapabiliyor; başarısız olabiliyor...
Aynı kişiyi sürekli "kötü" ya da sürekli "başarılı" gösterebilmem için duygularımın aklımı aşması gerekmez mi?..
Çok şükür öylesine bir zaafiyet içinde değilim...
Neyse; uzatmayayım da sadece geleyim...
Zira bu kadar "savunma" yeter...
Efendim;
Medyamızın en yakın dostlarını bile "en kötü yanlarıyla" tanıtmaktaki bir numarası olan Hıncal Uluç, bugünkü Sabah'ta "Bir muhteşem film ki.." başlığı altında yayımlanan makalesinde; izlediği ama adını vermediği (ben vereyim: Late Quartet) filmden birkaç replik aktarıyor...
Bunlardan birini; genç ve toy bir çellistin "berbat" çaldığını düşünmesine rağmen konser sonrası ona; "harikaydın" diyen dünyanın gelmiş geçmiş en büyük çello ustalarından Paplo Casals söylüyor...
"Berbattım" diyen genç çelliste;
"Ben çaldıklarının içindeki güzel anların tadını çıkardım. Onları alkışladım.. Gerisini de, yanlışları sayarak yargıçlık taslayan gerzeklere bıraktım. Ben kendimi harika hissediyorsam, sen de hissetmelisin.. Çünkü bazen bir minik nota bile, harikulade bir andır. Onu yakalamalısın. Yanlışları, hataları değil.." diyor...
Ben de buna karşılık; filmin bu muhteşem ders verici repliğini okurlarıyla paylaşarak, "bir süre için bile olsa birbirimizin sadece yanlışlarını değil; başarılarını görsek daha iyi olmaz mı?.." mesajı veren Uluç'a, "inşallah şu verdiğin nasihati sen de tutarsın be usta!" dedikten sonra ekliyorum: "Ama yine de bu makalen ve tavsiyenle sen kazandın"...
Söyleyeyim:
Bir gün alkışladığım, "günün köşe yazarı" seçtiğim veya "kazanan" ilân etiğim bir meslektaşımı bir süre sonra "kaybeden" seçtiğim için...
Ya da tersi...
Bir gün "kaybetti" dediğim bir meslektaşımı bir başka gün; "günün köşe yazarı" ilân ettiğim; alkışladığım veya "kazanan" olduğunu duyurduğum için...
Niçin mi?..
Öyle yaparak "tutarsız"(!) olduğumu gösteriyormuşum da ondan...
Yahu efendiler!..
Yani bu konuda bana eleştiri kurşunu sıkan veya takaza edenler!..
Bir insan her zaman "iyi, başarılı" olacak değil ya...
Kimi zaman da "kötü" de yapabiliyor; başarısız olabiliyor...
Aynı kişiyi sürekli "kötü" ya da sürekli "başarılı" gösterebilmem için duygularımın aklımı aşması gerekmez mi?..
Çok şükür öylesine bir zaafiyet içinde değilim...
Neyse; uzatmayayım da sadece geleyim...
Zira bu kadar "savunma" yeter...
Efendim;
Medyamızın en yakın dostlarını bile "en kötü yanlarıyla" tanıtmaktaki bir numarası olan Hıncal Uluç, bugünkü Sabah'ta "Bir muhteşem film ki.." başlığı altında yayımlanan makalesinde; izlediği ama adını vermediği (ben vereyim: Late Quartet) filmden birkaç replik aktarıyor...
Bunlardan birini; genç ve toy bir çellistin "berbat" çaldığını düşünmesine rağmen konser sonrası ona; "harikaydın" diyen dünyanın gelmiş geçmiş en büyük çello ustalarından Paplo Casals söylüyor...
"Berbattım" diyen genç çelliste;
"Ben çaldıklarının içindeki güzel anların tadını çıkardım. Onları alkışladım.. Gerisini de, yanlışları sayarak yargıçlık taslayan gerzeklere bıraktım. Ben kendimi harika hissediyorsam, sen de hissetmelisin.. Çünkü bazen bir minik nota bile, harikulade bir andır. Onu yakalamalısın. Yanlışları, hataları değil.." diyor...
Ben de buna karşılık; filmin bu muhteşem ders verici repliğini okurlarıyla paylaşarak, "bir süre için bile olsa birbirimizin sadece yanlışlarını değil; başarılarını görsek daha iyi olmaz mı?.." mesajı veren Uluç'a, "inşallah şu verdiğin nasihati sen de tutarsın be usta!" dedikten sonra ekliyorum: "Ama yine de bu makalen ve tavsiyenle sen kazandın"...