Hıncal Uluç şimdi de Devlet'e çaktı!.

Ötekileri eşek, hatta eşşoğlu eşşek yerine koyup, bildiği gibi yaşaması gerektiğinin ilk derslerini de gene trafikten alır.

GAZETECİLER.COM

Yok efendim Bahçeli Devlet'e değil...
Halkın "Hökümat" diye tanımladığı "Devlet"e çaktı...
Neden m?..
Fahri müfettişliğini yaptığı trafik yüzünden...
Çünkü Beylikdüzü'ndeki kitap fuarına trafik keşmekeşi yüzünden çok geç ve güç gidebildi...
Çünkü yollarda canı sıkıldı...
Ve vurdu Devletin polisine, emniyet müdürüne...
Bakın nasıl...


İstanbul!.. Devletin bittiği yer..

"Devletin başladığı yer.." diye tarif ettim, trafiği.. Çocuk yürümeye başladığı 
Döktürmüşsün be Usta!..
Hem ölçülü...
Hem etkili...
Ve haklısın da...
Ama...
Şu sık gittiğin ve öve öve bitiremediğin Bağdat Caddesi trafiğiyle ilgili "Tık" yok satırlarında...
8-9 yıl önce Dünyanın en güzel beş caddesinden biri seçilen o dünyalar güzelinde sağlı - sollu iki sıra park eden otomobillerden hiç şikâyet etmiyorsun...
Senin derdin halkın trafik sorunu değil, kendi trafik çilen mi yoksa Usta?..
Hayır yani...
Hem Bağdat Caddesi'ne geliyorsun ve fakat hem de asıl trafik rezilliğini görmüyorsun...
Anlaşılır gibi değil...
Ya, Usta!..
Yoksa sen Bağdat Caddesi'ndeki dost mekânlarını hiç görmeden mi yapıyorsun o övgüleri...
"Hatır" için...
Yok eğer Cadde'ye geliyorsan, dünyanın en ilkel trafiğini nasıl olup da görmezden geldiğini merak ediyorum da...

Adnan Berk Okan  
gün sokağa çıkar ve çıktığı gün de devletle tanışır. Tanıştıran trafiktir. Devletin kurallarının olduğunu, uygar vatandaşların bu kurallara uymalarının herkes için yaşamı kolaylaştırdığını, üç yaşından başlayarak yaşayarak öğrenir. Kurallara uymamanın, keyfilik, anarşi yaratacağını, bu yüzden ceza getireceğini görür.
Çocuğun uygar vatandaş olarak yetişmesinin en önemli eğitimidir, trafik..
Tabii, tam tersi de.. Devletin olmadığını, kurallara ancak kendilerini "İyi vatandaş" sanan gerzeklerin uyduğunu, bu kuralların aslında iyi vatandaşları cezalandırmak, kuralları hiçe sayanları ödüllendirmek için devlet eliyle konduğunun, ötekileri eşek, hatta eşşoğlu eşşek yerine koyup, bildiği gibi yaşaması gerektiğinin ilk derslerini de gene trafikten alır.
Yani trafik, devletin başladığı, ama ayni zamanda "Bittiği" yerdir.
İstanbul devletin bittiği yerdir!..
Bu kentte devlet yok.. Kimse alınmasın.. Kimse gücenmesin.. Kimse kendisini aşağıladığımı, hakaret ettiğimi düşünmesin..
"İstanbul'da devlet yok" bir gerçeğin ifadesi o kadar..
Cumartesi günü, Beylikdüzü TÜ- YAP'ta imza günüm vardı.. Sevdiklerim ve sevenlerimle kucaklaşmak, Ahmet Amcamı (Küflü/ Bilgi Yayınları Kurucusu) da anmak için yollara düştüm. Arkadaşlar da beni bırakmadılar.. İki araba yola çıktık..
Bir saat 50 dakika sürdü gitmemiz.. 2.5 saat sürdü dönmemiz.. Yaklaşık 4.5 saat.. Beylikdüzü'ne gidiş dönüş.. Ben talihliymişim.. Bilgi standına gelenler içinde "3 saattir yoldayız" diye ağlayanlar vardı, hırsından..
Giderken TEM'i kullandık.. İkide birde tıkanıyor.. Yavaşlamıyor, adeta duruyoruz.. Bu sırada Emniyet Şeridine bakıyorum. Emniyet Şeridi falan değil. Ekspres yol.. Hız şeridi.. Bir zamanlar bu şeritten gidenlerin plakalarını yazardım.
Ne mutlu günlermiş onlar.. Yazabiliyormuşum.. Şimdi hangisini yazayım.. Vızır vızır işliyor şerit.. "Sayayım" dedim, daha Maslak'tan, Tekstil Kulelerine gelmeden yüzü geçince vazgeçtim.. Düşünebiliyor musunuz?..

Hıncal Uluç'un yazısının tamamını