Hıncal Uluç: Medyamızın öğreneceği çok şey var!
Sabah yazarı Hıncal Uluç, Türk medyasını bir kez daha yerden yere vurdu.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, artık cenaze törenlerine katılmadığını
bunun da sorumlusunun başta medya olduğunu öne sürdü.
Hıncal Uluç "ünlü Fransız sanatçı Johnny Hallyday'ın cernazesi Türk
medyası ve halkına ders olmalıdır" dedi.
İşte Hıncal Uluç'un yazısından bir bölüm:
Onlarda ve bizde cenaze
töreni!.
"Cenaze Kokteyli" adını koyduğum törenler için cami avlusuna
gitmiyorum son yıllarda biliyorsunuz.. Ölen ünlü biriyse, oraya
kameraların geleceğini bilenlerin kendileri de ünlüyse, saygıya
değil, ekrana konuşmaya koşuyorlar sanki.. Ünlü değillerse,
kameranın tam karşısında yer alıp görüntüye girmek için
itişiyorlar.
Cenaze namazında bile, ne tabuta saygı var, ne aileye.. Bir itiş,
kakış.. İlle görüntüye gireceksin ve de bir ünlünün yanında
gireceksin ki, havan olsun.
"Havanız batsın" dedim, sonunda.. Geçen hafta, Torkom Vartayan adlı
okurumdan bir mektup aldım. Nasıl duygularıma tercüman olmuş..
Aynen alıyorum.. Pek mümkün değil ya, "Ders alan çıkar belki"
umuduyla..
***
Size dünyaca ünlü Fransız sanatçı Johnny Hallyday'ın cenaze
töreninden bahsetmek istiyorum. Türkiye'de fazla yer tutmayan bu
haber Fransa'da günlerce birinci gündem maddesi oldu.
Fransız televizyonunda naklen yayınlanan halktan onbinlerce
kişinin, sanatçıların, eski ve yeni devlet başkanlarının katıldığı
cenaze töreni aslında Türkiye için bir ders niteliği taşıyordu.
Ne demek istediğimi size madde madde özetleyeyim.
1. Yayın kuruluşu; Bir tek TF1 televizyonuna töreni nakletme izin verilmişti. Kameralar en güzel açıdan cenaze törenini halka sunmak için konuşlandırılmıştı. Ama tabutun yanında yas tutan acılı ailenin yanında ne bir kameraman, ne bir mikrofon, ne de patlayan flaşlar vardı. Bizim medya bu işler nasıl oluyor bunu görmeliydi.
2. Siyasetçiler başta Macron (Devlet Başkanı), Holland (Eski
Başkan), Sarkozy (Eski Başkan) ve eşleri, diğer önde gelen
politikacılar ve sanatçılar oradaydı ama hiçbir koruma insanları
itip yol açmadı. Hiç kimse kendine önde yer kapma ya da
televizyonda gözükme çabası içine girmedi.
Dini törene geçilirken kimse yaslı ailenin acısının mahremiyetine
girmedi.
3. Halk.. Toplumun her kesiminden insanlar törenin yapıldığı katedralin karşı kaldırımında belediyenin kurduğu bariyerlerin arkasında toplanmışlardı. On binlerce insan arasından biri bile bu bariyerleri aşmayı denemedi. Saçma sapan sloganlar atılmadı.
Fransa, Johnny Hallyday'i son yolculuğuna uğurlarken, bizlerin
öğreneceği o kadar çok şey vardı ki...
Hıncal Uluç'un yazısının tamamı için tıklayın