Hıncal Uluç kime 'karanlık adam' dedi?

Sabah yazarı Hıncal Uluç, güne yine zehir zemberek başladı. Hedefindeki isim ise Sabah'ın içinde yer alan bir gazeteci.

Engin Ardıç, "Atatürk'ün pasaportu var mıydı?" diye sorunca Sabah'ta kıyametler koptu... Ardıç'la ilgili yazmama kararı alan Uluç, kararından bir döndü pir dönde... Engin Ardıç'ın ne utanmazlığı kaldı, ne de karanlık adamlığı...

"Atatürk'e saldıranlara" diyor Hıncal Uluç... Bir telefon yakınlığındaki Ardıç'ı yerden yere vuruyor adeta:

"(...) Ve çizdiği Atatürk portresine bakar mısınız?.. "Vizyonsuz.. Memur zihniyetli biri.."
Utanmazlığın ölçüsüne bakar mısınız?..
Yıkılmış, tükenmiş, bitmiş, işgal edilmiş Osmanlı'nın küllerinden, Avrupa'nın "Hasta Adam" dediği Türkiye'den, modern bir batı cumhuriyeti yaratan adam için çizilen tabloya, aşağılamaya bakar mısınız?..
"Memur zihniyetli, vizyonsuz!.."
Bu korkunç kafaya, bu örümcek düşünceye yanıtı, ayni günün gecesi, Rus Kızıl Ordu Korosu muhteşem bir yanıt verdi, tesadüfe bakın bu defa, TİM'de.. Ben ordayım üç kardeşimle, Öcal Serpil ve Kemal'le..
Salon son koltuğuna kadar tıklım tıklım doluydu ve herkes, Atatürk'ün neler yaptığını anlatan Kızıl Ordu korosuna hem de nasıl coşkuyla eşlik ediyordu..
"Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız."
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri."
"Karanlığın üstüne güneş gibi doğmak" nedir bilir misin sen, karanlık adam?..
O senin memur zihniyetli, vizyonsuz dediğin adam, o yıllarda yepyeni bir devlet, çağdaş, bir cumhuriyet kuruyordu, bir ulusun kaderini değiştiriyor, dünyaya, hele de Müslüman dünyaya örnek oluyordu, öğretmediler mi sana?.. (...) Adamın, Atatürk'e saldırma gözlerini öyle karartmış ki, ne dediğini bilmiyor, çelişkiler içinde.."