Hıncal Uluç kaybetti
Erhan Yazıcıoğlu'na "Kapat ağzını... Sus ve otur oturduğun yerde!.." demeye hakkı olmayan Hıncal Uluç kaybetti.
Bak Erhan!. Nurseli, tedavi gerektiren bir hastalığı yüzünden
bir gece oyuna devam edemedi.
Oysa sen sırf "Şan olsun, namım yürüsün, bu arada bir dizide bir de
rol kapıp, para kesmeye başlarım" diye başında bulunduğun koskoca
Şehir Tiyatroları'nı, orada çalışan yüzlerce sanatçı ve işçiyi
yüzüstü bırakıp kaçmadın mı?.
Onları, en kritik anda terk etmedin mi?.
Kapat ağzını Erhan.. Sus ve otur oturduğun yerde!.
*
Az önce okuduklarınızı Hıncal Uluç'un
köşesinden alıntıladım.
Ve...
Ben de ona, Erhan Yazıcıoğlu'na karşı
kullandığı üslupla sesleniyorum:
*
Bak Hıncal Usta...
Erhan Yazıcıoğlu'na yönelik eleştirilerinin haklılığı
(Ki kabalığa ve tahammülsüzlüğe kaçmadığın o
yazın için seni alkışlamıştım) , sanatçıya hakaret etme hakkın da
olduğu anlamına gelmez...
Hiç kimsenin hiç kimseye "Kapat ağzını... Sus ve otur oturduğun yerde!.." demeye hakkı yok.
Kimsin sen?..
Ali kıran baş kesen mi?..
*
Bak Usta...
Sen insanların beyinlerini okuma gücüne sahipsin ama bunu kamuoyundan mı gizliyorsun yoksa?..
*
Öyle ya...
Eğer bir kişinin niyetini okuma yeteneğin olmasaydı...
Yazıcıoğlu'nun ağzından:
"Şan olsun, namım yürüsün, bu arada bir dizide bir de rol kapıp, para kesmeye başlarım" diye yazar mıydın?..
Yazıcıoğlu'nun öyle düşündüğünğ nereden biliyorsun?..
Öyle ya da böyle...
Kabalığın ve tahammülsüzlüğünle kaybettin.