Hıncal Uluç haber kanallarını topa tuttu; İnsanda utanma olur yahu!
Sabah yazarı Hıncal Uluç'un hedefinde yine tüm haber kanalları vardı. Usta yazar A'dan Z'ye ayırmadan hepsini yerden yere vurdu.
Sabah yazarı Hıncal Uluç, bugünkü yazısında Türkiye'de bir tane
bile haber kanalı olmadığını iddia etti.
Hıncal Uluç "Bir sürü haber kanalı var" diyecek olanlara da verdi
veriştirdi. Usta yazar, Türkiye'deki haber kanalı yöneticilerinin
sadece yazılı basın ve sosyal medyadan buldukları haberlerin
üzerine gittiklerini ancak kendilerinin habercilik yapmadıklarını
saüvundu.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısından bir bölüm:
Bu ülkede bir tane “Haber Kanalı” olmaz mı?.
"Yaşı seksene dayandı, adam kafayı üşüttü. Kaç tane haber
kanalımız var yahu" dediğinizi duyar gibiyim..
Hayır aklım başımda.. Bunca yıllık gazetecilik bilgim, dünyayı
dolaşmış görgümle söylüyorum..
Bizde "Haber Kanalı" yok.. Bir tek tane yok..
Kanalımsı şeyler var..
A'dan Z'ye kanalımsı..
Başlayalım mı, "A"dan!.
***
Bize bu mesleğin temel ilkelerini ve de "Fark yaratacak
ayrıntılar"ının önemini öğreten M. Ali Ağabey, The New York
Times'ın ve Times'ın Türkiye temsilcisiydi.
Televizyonun ilk yılları.. Yazılı basın heyecan içinde.. Canlı
yayın yapma imkânına sahip televizyonlar haberi anında görüntülü
verirken, ertesi sabah okurun eline geçecek gazeteler onunla nasıl
rekabet edecek?.
New York Times'ın Genel Yayın Müdürü, haber toplantısında, salonun
bir kenarında duran televizyonu göstermiş..
"Haber orada!.."
Televizyon adeta bir film fragmanı gibi, haberi duyuracak, ama
gazete ertesi gün o haberi, arkasındaki tüm gizemleri, bilgileri,
ayrıntıları çözerek yazacak. Örneğin öyle bir spor sayfası
yapacaksınız ki, maçı canlı izleyen seyirci bile, ertesi sabahı zor
edecek, sizin sayfanızı okuyabilmek için.."
Öyle de oldu gerçekten.. Televizyon yazılı basını
sarsamadı bile..
Şimdi bugünün Türkiyesi'ne bakın.. En eski, en büyük(!)lerinden
başlayarak, haber kanallarına bakın. Sanırsınız, Genel Yayın
Müdürleri, Haber Müdürleri, sabah çıkan gazeteleri ekiplerinin
önüne seriyorlar. "Haber burada" diyorlar..
O ekip de, sabah, hatta bir gün evvel çıkan gazetelerden aldıkları
haberleri, alt yazılarına ve saat başı tekrar ettikleri
bültenlerine koyuyorlar, "Yeni" haber gibi.. Millet eşek ya.. Yer!.
Halt yer!.
Yani bizde önce gazeteler yazıyor. Sonra Haber (!) kanallarımız
ondan yürütüyorlar..
İnsanda "Utanma" olur yahu!.
Var mı "Benim kanalımda bu yok" diyecek bir Haber Kanalı Genel
Yayın Müdürü?. Var mı "Örnek ver" diyecek bir kahraman?.
***
En Büyük (!) kanalları izliyorum. İkinci
haber(!) kaynakları "Sosyal Medya!." Oturdukları
masalarda, ellerinde cep telefonları.. Ordan görüntü yürütüp ana
haberlerine koyuyorlar..
"Kim, ne, nerde, nasıl, niçin" sorularının cevabı
yok.. "Sonra ne olmuş" o da yok.. Sadece sosyal medyadaki
görüntü, ilginç ya, haber diye Ana Haberde.. Utanmıyorlar mı?.
Var mı "Benim kanalımda böyle haber yok" diyen biri..
***
Naim Süleymanoğlu gibi, Dünya Sporunda tek, benzersiz, eşsiz bir
efsaneyi kaybettik.. Adam aniden değil "Gidiyorum ey Haber
Kanalları, hazır olun" diye bağıra bağıra gitti..
Bir, tek bir "Naim" belgeseli yayınlandı mı o gün?.
Bir tek haberci olsa, bir tek kanalda, o belgesel elde hazır
tutulur, ölüm haberi gelir gelmez, ekrana sürülürdü.
O belgeseli hazırlamak zor da değildi. Adamın Seul, Barcelona ve
Atlanta görüntüleri bin kaynakta vardı. Gazete kupürlerine
internetten ulaşabilirdiniz..
Hadi "Pahalı" diye belgeselci çalıştırmaz, belgesel yapmaz
oldunuz.. Yahu Nebil Özgentürk hazırda bekliyor.. Verin siparişi,
üç günde hazır "Naim" belgeseli.. Nebil'in "Bir Yudum İnsan"dan
beri özel işinin "Biyografi/ İnsan" belgeseli hazırlamak olduğunu
bilmeyen var mı?.
Onu bile akıl edemiyorlar.. Etmelerine de gerek yok..
"Naim mi öldü?. Tamam.. Üç beş adam çağırın stüdyoya, kaç saat boş
varsa, o kadar geyik yaptırırsın, biter gider.. Spor kanalları bile
öyle yaptı, dostlar..
Her kanalın hazır adamları var zaten, her konuda
konuşan. Hem de beleş konuşan..
***
Habersiz Kanallar, bu kadarla biter mi?.
Daha yarın var.. "Devamı Yarın" yani.. Okurlarsa şaşarım, ama ben
görevimi yapacağım.. Bu sütunlar bana "Halkın haklarına sahip çık"
diye verildi. Halkın en büyük hakkı "Haber
almahakkı"dır..
Habersiz Haber Kanalları'nın ihanet
ettiği hak!.
Hıncal Uluç'un yazısının tamamı için tıklayın