Hıncal Uluç günün yazarı

Hıncal Uluç’un bugünkü SABAH’ta “Amerikan ilişkileri, Atatürk’ün çizdiği yolda..” yayımlanan yazısıyla günün yazarı oldu.

Hıncal Uluç’un bugünkü SABAH’ta “Amerikan ilişkileri, Atatürk’ün çizdiği yolda..” yayımlanan yazısı uluslar arası ilişkilerde “olması gerekenleri” anlatıyor.
Harika bir ders konusu…
Ama…
Sadece o kadar…
Harika bir ders…

*

Oysa…
Uluslararası ilişkilerin (Ferhan Şensoy’un deyimiyle) “acılı soslu gerçekleri” hiç de öyle değil…
Allende olması gerekenleri yaptığı için öldürüldü…
Musaddık olması gerekenleri yapmak istediği için devrildi…
Saddam yapması gerekenleri yaptığına inandığı için hem öldürüldü hem de ülkesi yağmalandı…
Kaddafi, olması gerekenleri yaptığına inanıyordu…
Sonunda kendi halkı tarafından perişan edildi…

*

Örnekleri çoğaltabilirim…
Çünkü…
Ne demokrasi ne de uluslar arası ilişkiler romantik bir film sonu gibi bitmez.
Demokratik hukuk devleti olduğunu övünerek anlatan egemen devletler, kelimeler üzerinden kavga etmek için sahte problemler üretirler.

*

“Vize uygulamasını askıya almak”; ABD’nin kelimeler üzerinden başlattığı bir sahte sorundur ve fakat asıl amaç tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımızı köşeye sıkıştırmaktır.

*

Bu durumda yapılacak iki şey vardır:
Ya…
Hıncal Uluç’un, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en romantik sosyalistlerinden biri olan (Merhum) Seha Meray’ın “uluslar arası ilişkiler nasıl olmalı” romantizmini uygulayacağız (“Yiğitsin deyip candan, cömertsin deyip maldan edecekler”.)…
Ki…
Kulağa çok hoş gelir…
Ama önemli olan uygulamanın ne sonuç vereceğidir…

*

Ya da…
Fransızların ünlü siyaset bilimcisi Alexis de Tocqueville “Herkesi dostun yapmayacağına göre, düşmanlarınla yaşamasını öğrenmelisin” deyişini hatırlayacağız.

*

Uzatmayayım…
Hıncal Usta (Seha Meray’dan alıntıladığı önermesinde) diyor ki:
“Bir devlet, sana karşı bir yaptırım kararı aldığı ve uyguladığı zaman, senin de ona ayniyle mukabele, yani, Tevrat ve Kur'an'da da kayıtlı ‘Mukabele-i bil misil’ hakkın doğar. ‘O sana ne yaptıysa, sen de ona aynisini yapabilirsin’."

*

Harikasın Usta…
Mükemmel…
Yani…
“Kaşa kaş göze göz…”
Ya da:
“Kana kan”…
Deeee…
Acaba pratikte de bunun böyle olduğunu kanıtlayan bir tek örneğin var mı?..

*

Neyse…
Gerçekten çok nefis bir makale…
Uluslar arası ilişkilerde romantizmin zirvesi…
Ve…
Hıncal Uluç günün yazarı…