Hıncal Uluç: Gazeteler birinci sayfadan magazine kadar bölücü oldu!
Gazetelerin birinci sayfasından magazin sayfasına kadar "bölücü" hale geldiğini belirten Hıncal Uluç, gazetelere ve gazetecilere çağrı yaptı...
Sabah yazarı Hıncal Uluç, medyanın her konuda bölündüğünü belirtip kardeşlik çağrısı yaptı...
Gazetelerin birinci sayfaları başta olmak üzere
magazinde bile bölücü olduğunu belirten Hıncal Uluç, "Sanatçıları
kendi kafamıza göre bölüyor, öbür taraftan olanları ya görmezden
geliyor ya, haberini yapmıyor, yaparsak da karalıyoruz" dedi ve
ekledi:
"Bu mudur, gazetecilik Allah aşkına..
Sevgili meslektaşlarım, Editörler, Servis Şefleri,
Köşe Yazarları..
Lütfen, ama lütfen Cumhurbaşkanı'nın çağrısına kulak verelim..
Bu çağrıya en hızlı, en etkili yanıt verme konusunda tüm ulusa örnek olalım..
Bu ülke düze çıktığı, bu ulus rahat nefes aldığı zaman birbirimizi yiyecek çok vaktimiz olur nasılsa.."
İşte Hıncal Uluç'un o yazısı:
KARDEŞLİK MEDŞADAN BAŞLAMALI!..
Keşke bütün gazeteler kullansaydı..
Keşke hem de en tepeden, boydan boya koysalardı.. Poster gibi
verselerdi keşke!.
Fotoğraf Posta gazetesinin birinci sayfasında, ama altlarda
çıktı, pazartesi günü.. Yan yana ve el ele duran beş
adam..
Bir şehidin cenaze namazında saf tutmuşlar..
En başta şehidin kardeşi.
Yanında Başbakan ve AKP Lideri Binali Yıldırım. Ortada
şehidin babası.. Yanında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Onun da
yanında MHP Lideri Devlet Bahçeli.. Eller nasıl kenetlenmiş
birbirine..
Bir gün evvel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Gün
farklılıklar üzerinden kısır çekişmeler değil, bir olma, beraber
olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür" demiş.
Bu onun resmi işte..
O şehidin boşuna ölmediğinin resmi..
Niye o sözler ve bu resim yan yana manşetlere
taşınmaz?.
Niye felaket haberleri, hep güzelliklerin önünde gelir,
anlamam mümkün değil..
Oysa Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerinin asıl muhatabı biziz..Bu
ülkeyi karıştırmak, bu ülke insanını mutsuz, umutsuz, huzursuz
kılmak isteyen terör örgütlerinin ve bilerek bilmeyerek onlara alet
olanların kullandıkları sosyal medya zehirlerine karşı, bu
sahneleri öne çıkaran, altını çizen, her gece felaket tellallığı
yapan yorum masalarına, "Bu sımsıkı eller"in ulusa vereceği
rahatlık ve güvenlik ve umut hissini konuşturan medya
yani..
Önce biz, yazılı ve görüntülü medya, "Bir, Birlik, Kardeş"
olmalıyız..
Kardeşler arasında fikir ayrılığı olmaz mı?. Olur.. Tartışma,
çekişme olmaz mı?. Olur tabii. Doğrusu da, olmalı.. Yüzlerce yıldır
atalarımız "Gerçek güneşi, fikirlerin çatışmasından çıkar" dememiş
mi?.
Ama fikir tartışması başka, son zamanlardaki, hedef gösterme,
en ağır şekilde sövme, küfür etme, kin, öfke ve nefret tohumları
ekme başka..
Birinci sayfa başta, siyaset sayfalarını geçin.. Magazinde
bile bölücü olduk. Sanatçıları kendi kafamıza göre bölüyor, öbür
taraftan olanları ya görmezden geliyor ya, haberini yapmıyor,
yaparsak da karalıyoruz.
Bu mudur, gazetecilik Allah aşkına..
Sevgili meslektaşlarım, Editörler, Servis Şefleri, Köşe
Yazarları..
Lütfen, ama lütfen Cumhurbaşkanı'nın çağrısına kulak
verelim.. Bu çağrıya en hızlı, en etkili yanıt verme konusunda tüm
ulusa örnek olalım..
Bu ülke düze çıktığı, bu ulus rahat nefes aldığı zaman
birbirimizi yiyecek çok vaktimiz olur nasılsa..
Şimdi, Ulusal ruhla seferberlik zamanı..
Bu seferberlikte medyaya düşen görev, dün birbirlerini
yiyenlerin, bugün nasıl el ele verdiklerini
göstermektir..
Vakit daha da geçmeden!..