Hıncal Uluç editörlere ateş püskürdü
Sabah yazarı Hıncal Uluç bugün köşesinde hem kendi gazetesinin hem de Hürriyet'in editörlerine ateş püskürdü.
İşte Uluç'un kendine has noktalama işaretleri ile kaleme aldığı o yazı:
"Editörlük zor zanaat!.. Gazetenin en
önemli unsurudur editörlük diyorum, diyorum.. Dediğimle
kalıyorum. Sayfanın baş sorumlusu.. Gazeteciliğin genel, o
gazetenin özel ilkelerini ezber bilen, okurun yazıları en kolay ve
en doğru algılamasını sağlayan adam..
Acaba öyle mi?. İşte iki örnek.. Hem de bu ülkenin
en yüksek tirajlı, en okunan iki gazetesinden..
İğneyi kendimize..
Sabah'ta Fatih Doğan'ı okuyorum. Beşiktaş'ta ilk
maçında 10 dakika oynayan Niang'ı övüyor.. "Fernandes'in
attığı golde asisti yapan Holosko'yu kaçıran mükemmel pasıyla
Niang'dı.."
Ama ayni gazetenin ayni spor sayfasında maçın çerçevesi var. Niang
oyuna Holosko'nun yerine girmiş. Yani ikisi ayni anda hiç
oynamamışlar..
"Bu mu Hıncal ağbi" demesinler bana.. Sinek ufak
mide bulandırır. Bu şeklen küçük, bence korkunç ihmal tüm Sabah'ın
baştan savma hazırlandığı imajını verebilir okura..
Aman ha..
Öteki Hürriyet.. Yazarı can kardeşim Ünal
Özüak..
"Banvit sikleti tutmayan Hacettepe'yi eleyerek, maaşlarını
dahi alamadıkları söylenen, Hawkins darbeli, aklı hafta içinde
oynayacağı Eurocup kader maçında olan Cimbom'u, kora kor geçen ilk
yarı ardından Mahmuti, Vujacic'i yanına alarak maçı hediye edince
zor zamanların koçu Ataman'ın adamları Anadolu Efes'i İstanbul'a
gönderdi."
Düşüklük ve bozukları bir yana bırakın.. Tam 42 kelimelik bir cümle.. Boşuna çabalamayın on defa okusanız anlamazsınız.. Ben üç gündür anlıyamadım..
Ünal kardeşim uzun cümleler yazmaya meraklı ama, Hürriyet
editörü bu satırları okumuyor mu?. "Yahu ben anlamazsam,
okur nasıl anlar" demiyor mu?..
Erol Simavi bir defasında bana "Hürriyet'in bu ülkede en
çok satan gazete olmasının sırrı 5 kelime kuralındadır"
demiştir.
Yani "5 kelimeden uzun cümle yok.."
O zaman okurun anlamama ve kızıp gazeteyi elinden fırlatma sorunu da yok..
O zamandan bu zamana, hadi 10 kelime olsun. Ama bu ülkede 42 kelimelik bir cümleyi bırakın anlamayı, nefes almadan okuyacak kimsenin olmadığını Ünal'a söyleyecek yok mu o spor servisinde?.
(Diyebilirsiniz ki, "Ünal da, Hürriyet editörü de enseye tokat arkadaşın. Sen söylesene.." Bin defa söyledim. Ama bizde laf , öbür kulaktan çıkmak içindir. Dinletmek istiyorsan, yazacaksın.. Hadi şimdi görelim bakalım 42 kelimelik bir cümle..)