Hilal ve Yusuf Kaplan beni çok korkuttular...

76 milyondan en çok 7 milyonu camiye gittiğine, gidebildiğine göre 69 milyon kâfir mi ne?..

ADNAN BERK OKAN

Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Hilal Kaplan ile Yusuf Kaplan’ın “kan” ya da “sıhri hısım” olup olmadıklarını bilmiyorum…

Ama…

“Fikrî akraba” olduklarından şüphem yok…

Ne demek mi istiyorum?..

Açacağım…

Ama…

Önce kısa bir not…

Ki…

Anlatacaklarımın değeri anlaşılsın…

 

Ey güzel insanlar…

Birkaç hafta önce Beyaz TV’de Latif Şimşek ve Rasim Ozan Kütahyalı’nın sundukları “Dinamit” isimli programda şöyle dedim:

“Erdoğan, cumhuriyet tarihinin en başarılı başbakanıdır…”

Şimdi de diyorum ki:

“Önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Belediye başkanlığına CHP değil Saarıgül’ü, kabrinden çıkarıp Ecevit’i aday yapsa kazanamaz… Ak Parti ise değil Kadir Topbaş’ı, Zahit Akman’ı aday gösterse yine kazanır”…

Neden mi?..

Çünkü…

İstanbul seçimlerinde “kişiler” değil, “hizmetler” yarışacak…

 

Çünkü…

Cumhuriyetin ilân edildiği günden günümüze kadar geçen zaman içinde İstanbul’u yöneten CHP’li belediye başkanları, Ak Parti veya RP’li belediye başkanlarının çalıştığı dönemde İstanbul’a yapılan yatırımların yüzde beşi kadar bile yatırım yapamadılar…

İstanbul, CHP’li belediyeler döneminde mezbelelikti…

Suları akmıyor, çöpleri toplanmıyordu…

En uzun metro; 200 metrelik Tünel metrosuydu…

Bir de bugüne bakınız…

Muhteşem…

Onlarca kilometre (Metre değil) metro ve metrobüs yolu...

Hele bir de Marmaray hizmete girdikten sonrasını düşünün…

Ve yapılmakta olan metroları, tünelleri, üçüncü boğaz köprüsünü ve açılacak yeni çevre yollarını, Havaalanını ve açılacak yeni kanalı hayal edin…

Hele yeşil alanlar...

Hele yeil alanlar...

Parklar, bahçeler, çevre ve boğaz köprüleri yollarının o güzelim çiçekleri ve yemyeşil çimler...

Bütün bunları yapmak, yapabilmek bir CHP’li adayın aklını yitirmesine bile sebep olabilir…

İşte bu nedenle İstanbul’u CHP’li bir adayın kazanabilme ihtimali “SIFIR”dır…

 

Ancak…

Eğer CHP yönetimi bir yolunu bulur da Hilal ve Yusuf Kaplan’ın günlük yazılarını; Ak Parti lehine oy kullanan ancak laik sistemden ödün de vermeyen, seküler yaşam tarzına sahip, “Atatürkçü” olmasalar da Atatürk’e ve inkılâplarına küfür ve hakaret edenleri hoş görmeyen milyonlarca Ak Partili seçmene ulaştırabilirlerse…

Seçimi kazanamasalar bile Ak Parti kaybedeceği için “kazanmış” olurlar…

 

Dostlar!..

Birçoğunuz biliyorsunuz ama bir kez daha hatırlatayım.

2002 seçimlerinde oyumu DYP’ye verdim zira genel başkan danışmanıydım; aksini yapmak ahlâki olmazdı…

2007 ve 2011 seçimlerinde ise büyük bir zevkle Ak Parti için kullandım oyumu…

Ak Parti’yi % 36’dan önce % 44’e ve daha sonra da % 50’ye taşıyan oylar; benim gibi laik sistemden vazgeçmeyen, seküler; “Atatürkçü” olmasa da Atatürk’e küfür ve hakaret edilmesinden hoşlanmayan DYP'li ya da ANAP'lı eski, Ak Parti'li yeni milyonlarca seçmenin oylarıdır…

Evet…

İtiraf ediyorum…

Hem de kendi yakın çevreme, “korkmayın yahu!.. Ak Parti ve Erdoğan, laik sistem ve sizlerin yaşam tarzınız için CHP’den daha emniyetlidir” demekten yorulduğum halde, Hilal ve Yusuf Kaplan’ın bugünkü yazılarını okuduktan sonra kuşkuya kapılmadım değil…

 

Belki de ilk defa;

“Yahu ne oluyoruz?.. Yoksa?” deyip gelecekte yaşam tarzımıza karışılacağının; laik sistemin yıkılacağının işaret fişeğini gördüm…

Ürperdim…

Hilal Kaplan’a göre

“Vaaauuuvvvv!” yani…

Yahu bu ne?..

Cami kışlayı yenerse, Sinagog’u da, Kilise’yi de, Havra’yı da, Cem Evi’ni de ve bilumum bütün diğer kutsalları da yener…

Yahu savaş mı var?..

Yoksa Cami diğer kutsallarla maça mı çıkacak?..

Eğer camii bütün diğer kutsalları yenecekse demokrasiyi nereye oturtacağız?..

Ne kışla camiyi yense (Ki bundan böyle yenmeyi bile deneyemeyecek), ne de cami kışlayı yense (Yani bıraksak kışla kendi işini yapsa; camiye giden askerle gitmeyen asker cephede kol kola omuz omza yer alsa) daha iyi değil mi?..

 

O kadarla kalsa iyi…

Daha da ileri gidiyor Hilal kardeş…

Ona göre “Halk” sadece ve sadece “Cami Cemaati”…

Ya camie gitmeyenler?..

Onlar tabii ki halk değil…

Hatta “Faşist, darbeci, cuntacı, anti demokrat” falan…

Yani…

Kaplan için “muteber halk” sadece camie gidenler…

Efendim…

Diyeceksiniz ki, “ne alâka?”…

Vallahi onu bana değil, Hilal’e sorun…

Herhalde bir bildiği vardır…

Kışladakinden nefret edip, camideki herkes için canını verecek kadar sevdiğine göre bir bildiği olmalı…

76 milyondan en çok 7 milyonu camiye gittiğine, gidebildiğine göre 69 milyon kâfir mi ne?..

 

Yusuf Kaplan Hilal Kaplan’dan daha da ileri…

Gerçi kıyafeti tam bir Avrupalı…

Ama zihniyeti Avrupa’ya ve "Müslüman olmayan" herkese düşman…

Ceket cebindeki mendiliyle pek bir havalı…

Ama kafa mendili buruşuk olsa gerek…

İmkân verilse memleketi Müslüman olmayan herkesten arındıracak…

Ya da herkesi “Müslüman” yapacak…

Sıkıysa “Müslüman” olma…

Yandın…

Hatırlayın…

Bir zamanların devleti Kürtleri zorla “Türk” yapmaya çalışıyor, olmayana bok yediriyordu…

Yusuf Kaplan da “Müslüman” olmayanı zorlayacak…

Ne yedireceğini bilemem ama belli ki bir şeyler yedirecek…

 

Yahuuuu!..

Biz Ak Parti Hükümeti’ni neden sevdik?..

Başı örtülü kadınlarımıza kamusal alana katılma, eğitimini özgürce yapabilme imkânı verirken, başı örtülü olmayanın da haklarını koruyacağına inandığımız için…

Başka?..

Dini inançlarını (Hangi dinden olursa olsun.) özgürce yaşayabilmeleri için bütün engelleri kaldırışından dolayı sevdik…

Başka...

Askeri vesayeti kaldırıp attığı ama camileri de devlet işlerine karıştırmayacağına söz verdiği için...

Başka?..

Üstünlerin hukukuna karşı hukukun üstünlüğü ilkesini benimsediği için...

Ama…

Herkesi Müslüman yapacaksa ve İslâm hukukunu evrensel hukuktan üstün kılan bir sistem getirecekse eğer, sevgimi geri alırım...

Amentü'ye iman etmiş
bir Müslüman olarak en büyük saygısızlığı ben yaparım…

Cami cemaati dışında kalan herkes “kafir” addedilecekse ortalığı ayağa kaldırırım...

 

Ve…

Eğer gelecekte herkes “İslâm” geleneklerine göre yetiştirilecekse; önce ortamı, sonra da kendimi yakarım…

Çünkü…

İslâmi gelenekler kız çocuklarının 12 yaşında evlendirilmelerine izin ve imkân veriyor…

Ben ise 12 yaşındaki bir kızın henüz “çocuk” olduğuna inanıyorum…

Çocukların evlendirilmelerini ise insan hakları ihlali olarak görüyorum...

Ve buna benzer nice “çağdışı” gelenekle yetiştirilecek çocukların yetiştiği bir ülkenin yurttaşı olmak istemiyorum…

Ve…

İşte bu nedenlerle diyorum ki…

Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı Başbakanı tarafından “Akil İnsan” olarak seçilen bir “Kanaat Önderi” cami cemaati dışındaki yurttaşları halktan saymıyorsa; demek ki kendisini “Akil İnsan” olarak seçen Başbakan da ayı şeyi düşünüyordur…


Ve yine diyorum ki:

Bir ülkenin sadece ekonomik başarılarla gelişimini tamamlaması ama demokrasiden sadece “camii cemaatini” anlaması bana uygun düşen bir anlayış değildir…

Evet...

CHP’li bir adaya oy vermem…

Ama…

Para cezamı öder, Ak Partili bir adaya da oy vermem…

Zira...

Verirsem eğer; laik sistemden bir tuğla da ben çekmiş olurum…