Hilal Kaplan'dan Yılmaz Özdil'in umre yazısına sert tepki
Sabah yazarı Hilal Kaplan, koronavirüs üzerinden İslam düşmanlığı yapmakla suçladığı Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'i umre tartışmasında gerçekleri çarpıtmakla eleştirdi.
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil'in 21 bin 500 vatandaşın önlem alınmadan umreye gönderildiği iddiası polemiğin fitilini ateşledi. Özdil, 3 bin kişinin karantinaya alındığını geriye kalan 18 bin 500 kişinin serbest dolaştığını yazdı.
Yılmaz Özdil'in bu sözlerine sert tepki Sabah yazarı Hilal Kaplan'dan "Umreciler size ne etti?" başlıklı köşe yazısıyla geldi. Suudi Arabistan'daki toplam vaka sayısını bildiren ve umreciler ile yurt dışından gelen vatandaşların karşılaştırmasını yapan Kaplan rakamları yazısında paylaştı.
En büyük tedbrin umreciler uygulandığını belirten Kaplan "Özdil, kafayı umrecilere takacağına, çok sevdiği Avrupa'dan dönenlerin kaçta kaçı karantinada, önce onu sorgulamalıdır. Özdil, virüsün bile Avrupa'dan gelenini seviyor olabilir ama virüsün böyle bir 'ayrım yapmadığı' açıktır." ifadelerini kullandı.
İşte o yazı:
angi etnisite, dinden, ekonomik sınıftan olursak olalım, aynı
gezegeni paylaştığımızı ve kaderlerimizin de bağlantılı olduğunu
hatırlatan küresel bir salgın ile imtihan oluyoruz.
Ancak birilerinin İslâm düşmanlığı, karantinadaki umrecilere bile
dil uzatmalarını engellemiyor. Üstelik ülkemizde tek vakanın
görülmediği 27 Şubat'tan itibaren umreye gidişler bitmişken...
Üstelik Suudi Arabistan sanki İtalya veya İran
gibi hastalığın yaygın olduğu bir ülke değilken... Son rakamlara
baktım, Suudi Arabistan'daki toplam vaka sayısı 238.
Yılmaz Özdil, "Umre ve Güney Kore" yazısında alenen
yalan söylüyor çünkü karantinaya alınan toplam umreci
sayısı 3 bin değil. Ankara, Konya ve İstanbul gibi
illerimizde, devletin 15 Mart'taki kararıyla karantinaya
alınan umreci sayısı 6 bin 18'dir.
'Salgının yeni merkezi' olan Avrupa'dan, İtalya gibi binlerce
ölünün olduğu ve Almanya gibi binlerce vakanın bulunduğu
ülkelerden dönen toplam kişi sayısı ise 372
bin'dir! Yurt dışından gelip de toplam
karantinaya alınan kişi sayısının 10 bin civarı olduğu
düşünülürse, en büyük tedbirin umrecilere uygulandığı
açıktır. O yüzden Özdil, kafayı umrecilere takacağına, çok
sevdiği Avrupa'dan dönenlerin kaçta kaçı karantinada, önce onu
sorgulamalıdır. Özdil, virüsün bile Avrupa'dan gelenini seviyor
olabilir ama virüsün böyle bir 'ayrım yapmadığı' açıktır.
Tüm ayrımcı ve karamsar yorumlara rağmen enseyi karartmayalım. Eğer
zorunlu olmadıkça sokağa çıkmalar da biterse, salgın sürecinden
ülkemizi ekonomik açıdan çıkabiliriz.
İtalya, binlerce vakadan sonra okulları tatil etmeyi akıl
edebilmişken, biz bir hafta sonra daha bir vaka varken
kapattık.
Türkiye, virüsün gen dağılımını paylaşıldıktan sonra kendi
imkânlarıyla tanı kitlerini hazırlattı. Sadece
Amerika'ya 500 bin kit ihraç edildi. Şu anda herhangi bir
tanı kiti sıkıntısı yaşanmıyor.
Türkiye, "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı"nı Nisan
2019'da hazırladığı için mevcut süreçteki koordinasyon bu
şekilde sağlanabildi, belirlenen maddeler tek
tek uygulandı.
Özdil'in "Halk sağlığına tehdit" diye karşı çıktığı şehir
hastaneleri sayesinde, sadece iki yıl içinde 13 bin 417
yeni yoğun bakım yataklı kuruluş da ülkeye kazandırılmış
oldu. Toplam erişkin yoğun bakım yatağı sayımız ise 25
bin 466. Mevcut durumda Türkiye, 100 bin kişiye
düşen yoğun bakım yatağı sıralamasında 40 ile Almanya
(29), Fransa (13) ve İtalya (12) gibi ülkelerden kat kat önde
bulunuyor.
Dini hassasiyetleri aşağılamak için hiçbir fırsatı kaçırmayanlara
değil, zor günlerde millî dayanışmayı kimler artırıyor, onlara
kulak verelim.