Hilal Kaplan'a bir yanıt da Nuray Mert'ten
"Oldu olacak tüm BDP'lileri, Bağımsız Adayları, onlara yakın duranları, hatta anlamaya çalışanları 'suçlu' veya potansiyel suçlu ilan edin olsun bitsin."
Yeter ki Niyet Halis Olsun başlıklı
yazısında Kaplan'ın kendisinin Kürt meselesi konusundaki
tavrını tartışma konusu ettiğini hatırlatan Mert, yazının başlığına
takıldı.
"Yazarın 'Kandil bağlantısı'nın 'suç' olduğunu ve bu tür bağlantı
imalarının 'suç duyurusu' mahiyeti taşıdığı gerçeğini dikkate
almasını beklerdim. Söz konusu olan özensizlik de olsa, kendisine
aydın, demokrat diyen kimsenin 'muhbir vatandaşlığa' tevessül
etmemesini beklemek durumundayız." diyen Mert, şöyle
devam etti:
"Yok, anlayış bu değilse, o zaman oldu olacak tüm BDP'lileri,
Bağımsız Adayları, onlara yakın duranları, hatta anlamaya
çalışanları 'suçlu' veya potansiyel suçlu ilan edin olsun
bitsin.
'Yazdıklarım Ruhsuz ve duygusuzdu'
"... gelelim Kürt meselesindeki tavrıma, daha doğrusu Kaplan'ın
sorun ettiği 'değişen tavrıma'. Kürt meselesine
daha yakından baktıkça görüşlerimin ve tavrımın değiştiğini çeşitli
vesilelerle yazdım. Kamuoyu önünde fikir beyan edenlerin kendi
düşünce serüvenlerini izah etmeleri gerektiğini düşündüğüm için
yazdım. Ama sadece o değil, daha önemlisi, başkalarına da daha
yakından bakmalarını, göz ardı ettiklerini dikkate almalarını
tavsiye etmek için yazdım. Son olarak, 'Bir Halkı
Anlamak' başlığı altında geçmişte yazdıklarımın siyaseten
ve rasyonel olarak makul bulunabileceğini, halen
savunulabileceğini, ama şimdi bu bakışı 'ruhsuz ve
duygusuz' bulduğumu da bu nedenle özellikle belirttim.
'Kısa sürede olup bitmedi'
Diğer taraftan, bu değişim kısa bir süre içinde olup bitmiş değil.
'AKP iktidarının yapıp ettikleri illa başarısız olsun da ne
olursa olsun' gayretiyle hiç değil. Kaplan, bu kanaate
varmadan önce, geçmişte yaptıklarımı daha dikkatli izlemiş olsaydı,
bunun böyle olmadığını görürdü, tabii görmek istiyorsa. 2005
yılında, bir aydın grubunun Başbakan ile bir görüşme yapmasını
sağlamak için elimden geleni yaptım. Başbakan'ın Diyarbakır
ziyareti öncesi, (grubumuza katılmasını istediği dört gazeteci ile
birlikte) bizi toplantıya davet edip görüşmesini büyük bir sevinçle
karşıladık. Ama o dönemde de, AKP'ye İslamcı kanattan muhalif
isimlerden, Nihat Genç'e kadar birçoklarının eleştiri ve
hakaretlerine maruz kalmıştık.
(...) Şimdilik kısaca, durduk yerde, bir daldan öbürüne zıplayan birisi olmadığımı söylemekle veya hatırlatmakla yetineyim.