Hilal Kaplan

Keşke yasakçılar da başörtüsüne Şam'ın verdiği kadar değer vermiş ve onu 'provokatif biçimde kullanmamış' olsalardı;

Eğer bir olaya aklımızla bakarsak çok da fazla sorun olmadğını göreceğiz ve olay karşızında alacağımız tavır da haliyle akılcı, sakin, hoşgörülü, anlamlı olacaktır...
Yok eğer olayı kalbimizle anlamaya çalışırsak; en azından kendimiz için kıyametin koptuğunu, her şeyin tuzla buz olduğunu, değerlerimizin ayaklar altına alınıp çiğnendiğini düşüneceğiz...
Hilal Kaplan, bugünkü (09.07.2012) Yenişafak'ta "Şevval Sam ve başörtüsünün değeri" başlığıyla yayımlanan makalesinde aklın yolunu seçenlerden...
Şevval Sam'ın başörtüsü ile ilgili şahsi düşüncelerine (Sam adeta altını çizerek "benim için" demişti) karşı koparılan fırtına (iki tarafta da fırtına koparanlar vardı) üstüne yaptığı analizde sadece bir tek tarafa değil, her tarafa "olgunluk" dersi veriyor...
Meselâ diyor ki:

.... başka bir tarihsel-toplumsal bağlamda düşünüldüğünde Şam'ın sözlerinin alınacak/ gocunulacak bir tarafı yoktur. Evet, analitik bakımdan oldukça zayıf bir argümantasyon var. Evet, üslup olarak da sorunlu görülebilir. Lâkin mesele bunların hiçbiri değildir. Esas mesele 'değersizleştirilme' hissiyatıdır ki "öz vatanında parya" olarak on yıllardır yaşamakta olan kitleler için bu gayet anlaşılır bir tepkidir. Şahsen onaylamadığım ama bir sosyolog olarak bakınca 'anladığım' bir tepkidir.

Ve yine meselâ iki belediye tarafından organize edilen "Şam konserlerinin iptal edilmesi"ne ilişkin ve belediyeleri suçlayıcı eleştirilere bu kadar şaşırmanın abes olduğunu belirtip şöyle diyor:

Zira belediyeler, oy aldıkları seçmenlere karşı davet ettikleri sanatçıların siyasal söylemlerini de üstlenmek zorunda değillerdir ama sanatçılar, siyasal-toplumsal alana dair bir söz ettiklerinde, herkes gibi o sözün bedelini de sırtlamak durumundadır.


Ve son söz mükemmel:

Keşke yasakçılar da başörtüsüne Şam'ın verdiği kadar değer vermiş ve onu 'provokatif biçimde kullanmamış' olsalardı; o zaman yasaksız bir ülkede yaşamamız mümkün, toplumsal tahammül sınırımız daha engin olurdu.

Eh...
Madem "Günün Köşe yazarı" seçeceğiz şahsi görüşümüzü söylememiden daha doğal bir şey olamaz...
O halde söyleyelim:
"Aklın yolu birdir" atasözümüzü teyit eden mükemmel bir makale...
Ve...
Hilal Kaplan "Günün Köşe Yazarı"...