Hilal Kaplan sordu: 'Pelikancı' diye linç edilirken alkış tutanlar neredeler?

Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde ekibi tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldığını söyleyen Süleyman Özışık, ordaki diyaloğu noktası virgülüne kadar katıldığı televizyon programında anlattı. Sabah yazarı Hilal Kaplan da o açıklamalara dikkat çekti ve bunun kendisini şaşırtmadığını söyledi.

 Son yıllarda Davutoğlu'nu eleştirdiği için hakarete maruz kaldığını, iftiraya uğradığını, linç edilmeye çalışıldığını söyleyen Kaplan, "Şimdi ortalıkta 'basın özgürlüğü' diye rol kesenlere aldanmayın" dedi.

Davutoğlu'nun bugün, geçmişteki hakkında yazılanları birebir doğruladığını belirten Kaplan, "Biz bunu zamanında yazdığımız için 'pelikancı' diye linç edilirken alkış tutanlar veya ölü taklidi yapanlar şimdi nerdeler?" diye sordu.

“Pelikan diyenlere bakın, anlarsınız”

Yazar Süleyman Özışık, katıldığı bir televizyon programında aynen şunları söyledi:
"Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde, Ahmet Bey'in ekibi tarafından, İstanbul Anadolu yakasında, Sayın Cumhurbaşkanı'nın evinin biraz aşağısında bir mekânda bir toplantıya çağrıldım.
Tekrar altını çizerek söylüyorum: "Reis dönemi bitiyor, Hoca dönemi başlıyor. Bizimle misin, değilmisin?" diye benim görüşüm alındı.
"Nedir sizin niyetiniz, amacınız nedir?" dedim. Bana "Cumhurbaşkanı'nın etrafındaki yazar-çizer takımını lağvedeceğiz, itibarsızlaştıracağız" dediler. İsimlerini söyleyeyim: Haşmet Babaoğlu, Hilal Kaplan, Engin Ardıç, Melih Altınok, Cemil Barlas ve birkaç yazar daha. "Bunların ipi çekilecek." Bu toplantıya katılanların tamamı da şu anda belli başlı gazeteler kurdular ve Cumhurbaşkanı'na saydırıyorlar."

Duyduklarım karşısında hiç şaşırmadım zira Davutoğlu ekibinin şahsıma yönelik yürüttüğü itibarsızlaştırma kampanyasının uzun süredir farkındayım.
Ancak Özışık'ın şahitliği çok önemli zira aynı sözleri duyan pek çok meslektaşım bugün hâlen sessizliğini korurken, kendisi ortada örgütlü bir karalama kampanyası olduğunu ifşa etmiş oldu.
Son üç yılda hem Başbakanken hem de sonrasında Davutoğlu'nu eleştirdiğim için hakaretlere ve iftiralara uğradım. Önce FETÖ'cüler sonra 'Davutçular' tarafından asılsız ve fotoşoplanmış capslerle linç edilmeye uğraşıldım. Trol ekipleri her gün hakkımda yeni bir asılsız iddia üretti ve yaydı. Şimdi ortalıkta 'basın özgürlüğü' diye rol kesenlere aldanmayın; kovulmam istendiğini de bazı kaynaklardan duydum.
Ancak bu örgütlülüğün ortaya çıkarılması ve Davutçu" veya "Hocacı", adına ne derseniz deyin, bu kötücül yapının attıkları iftiraların bedelini ödemesi gerekiyor.
Gerekiyor ki başka insanlara da böyle rahat iftira atmasınlar.
Üstelik Davutoğlu bugün, bizim geçmişte hakkında yazdığımız ne varsa birebir doğruluyor.
Örneğin referandumda bir kez bile "Evet" demediğini kendi ağzıyla söyledi. Biz bunu zamanında yazdığımız için 'pelikancı' diye linç edilirken alkış tutanlar veya ölü taklidi yapanlar şimdi nerdeler?
"Reis dönemi bitti, Hoca dönemi başladı" sözünün bir versiyonu olan "İkinci yarı başladı" kendilerinin 7 Haziran seçim sloganı değil miydi? Ya da 7 Haziran'dan hemen sonra katıldığı televizyon programında, alakasız biçimde "Halk, Başkanlık sistemine izin vermedi" diyen kendisi değil miydi?
Gazetecilik, ikbal kaygısıyla önünde olup bitene gözünü çevirmek değil; gerçekleri zamanında dile getirmektir. Biz yaşarken oldu her şey ve siz sustunuz. Tarih, sizi de yazacak.

Kalpazan final kararı aldı ancak bir ümit var! Devam edebilir İnci Taneleri katil kim belli oldu! İşte sürpriz isim Beşiktaş'ta 2. Sergen Yalçın dönemi başlıyor! Van Bronckhorst tazminatıyla gitti DSİ 515 Sürekli İşçi Alımı Yapacak! Başvuru Şartları ve Detaylar! Arka Sokaklar bu akşam yeni bölüm yayınlanacak mı? Karadeniz'de Palamut Yerini Hamsiye Bıraktı! Balık Tezgahlarında Fiyatlar Uçuyor