Hilal Kaplan 4 ünlü muhalif ismi yazdı: Zevk-ü sefada tek rakipleri Şeyma Subaşı....
Yılmaz Özdil, Can Dündar ve Fatih Portakal'ın kaçak villa ve çiftlik binaları konuşulurken, Soner Yalçın'ın da kaçak köşk diktiği ortaya çıktı. Sabah Gazetesi yazarı Hilal Kaplan da bugün köşesinde muhalif kimlikleriyle öne çıkan bu isimlerin kaçak villa, çiftlik ve köşklerini kaleme aldı "Yatları da katları da malları da mülkleri de yerinde. Zevk-ü sefada tek rakipleri Şeyma Subaşı. " diye yazdı.
Önce Yılmaz Özdil ardından Fatih Portakal, Can Dündar ve Soner Yalçın... Medya dünyası son haftalarda muhalif kimlikleriyle öne çıkan bu isimlerin milyonlar değerindeki mal varlıklarını konuşuyor.
Sabah yazarı Hilal Kaplan da "Yatları da katları da malları da mülkleri de yerinde. Zevk-ü sefada tek rakipleri Şeyma Subaşı" dedi ve bir uyarıda bulundu:
Gözümüz yok, Allah daha da versin. Ancak kendileri 'kaçak saray'larda yaşayıp, tarım ve hazine arazilerine çöküp, villaları karadan denize yürütüp bir de utanmadan bu milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı'na ve milletin Külliyesi'ne dil uzatırlarsa fena hatırlatırız.
Muhalif olmak varmış!..
Fox TV sunucusu Fatih Portakal'ın İzmir Seferihisar'da yaklaşık
9 dönümlük çiftlik evi varmış. Değerinin 4 milyon TL olduğu tahmin
ediliyor. Portakal, normalde imar izni verilmeyen bu araziye üç
tane de kaçak yapı dikmiş. Sonra da kamera karşısında halka hitap
ederken yerden yere vurduğu imar barışından bu kaçak yapılar için
faydalanmış!
Geçtiğimiz ay da Portakal'ın "Anchorman" adını koyduğu lüks yatı
medyada yer almıştı. Portakal'ın sunduğu Fox Haber, Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Cumhurbaşkanlığı bünyesine devredilen
bir yat için ise şu başlığı atabilmişti: "Erdoğan'a yat
alındı"...
Karanlık oda'nın sahibi Soner Yalçın ise Çeşme'de 12 odalı köşk
yaptırmış. Üstelik 6 milyon liralık bu köşk, tarım arazisine
yapılmış! CHP'li belediye ceza yazmış, yıkım kararı çıkartmış ama
sözde kalmış tabii. Tek tuğlaya dokunulmamış. Üstelik tarım
arazisine kaçak köşk konduran Yalçın, iki sene önce Türkiye'de
tarımın bittiği tezini savunan bir kitap da yazmış. İkiyüzlü
kelimesi insan olsa, başını eğerdi...
Cumhuriyet tarihimizin gördüğü en başarılı pazarlamacı Yılmaz
Özdil'in de Bodrum'daki 40 milyon liralık villası ile başı dertte.
Zira söz konusu yeri 142 metrekareden 310 metrekareye büyütmüş ve
üstelik denize doğru yürütmüş! CHP'li belediye, skandal ortaya
çıkınca mecburen 'yıkıma' geldi ama nasıl bir talimat aldılarsa
işçiler çatı kiremiti değil de Kaşıkçı Elması taşıyormuş gibi
özenlilerdi. Yıkımdan çok, bir nevi taşınma gerçekleşti. Firari Can
Dündar da yine Bodrum'un en güzel köşelerinden birine villa
yaptırmakla yetinmemiş maalesef orman ve hazine arazisini de işgal
edip güzelim ağaçları kestirmiş. Çünkü villanın manzarasını
kapatıyorlarmış! Gezi'de kalkışma örgütleyen sözde çevrecilerin
çoğu bu tıynette zaten.
Zenginin malı, züğürdün kâlemini yordu bugün. Neyse ki daha fazla
yerim kalmadı. Ama şu kadarını demesem olmaz:
Yatları da katları da malları da mülkleri de yerinde. Zevk-ü sefada
tek rakipleri Şeyma Subaşı. Gözümüz yok, Allah daha da versin.
Ancak kendileri 'kaçak saray'larda yaşayıp, tarım ve hazine
arazilerine çöküp, villaları karadan denize yürütüp bir de
utanmadan bu milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı'na ve milletin
Külliyesi'ne dil uzatırlarsa fena hatırlatırız.