Hidayet Şefkatli Tuksal için...
Asıl mahcubiyetimin muhafazakârlığımdan değil, liberalliğimden kaynaklandığını ima ederdim…
"Muhafazakâr" sıfatını
oldum olası çok severim...
Hatta…
"Liberalim" denildiğinde "küfür" edildiği sanılan yıllar öncesinden beri kendimi hep "Liberalim" diye tanıttım…
Hem de klâsik anlamda çevremde "sağcı" olarak bilindiğim için olsa gerek" liberalim ama muhafazakârım da" derdim…
Yani…
Asıl mahcubiyetimin muhafazakârlığımdan değil, liberalliğimden kaynaklandığını ima ederdim…
Gerçi benim muhafazakârlıklarımın
içinde "Atatürk ve arkadaşlarına
saygı" da olduğu için
ne İslâmcılar ne
de Solcu
Laikler anlayabiliyordu ya neyse...
Asıl anlatmak istediğim o değil...
Benim aslın anlatmak istediğim Medyamızın "Muhafazakâr
demokratlarından biri" olarak
tanımladığım; "siyasetçiye dayanmadan siyaset
yazan" Hidayet Şefkatli Tuksal’ın her zamanki açık
sözlülüğü...
Hani fıkradaki gibi, mealen "Ben
söylemedim Hidayet Şefkatli Tuksal söyledi" demek
için...
Hayatım boyunca başı örtülü kadınlarımıza, kızlarımıza yapılan
zulme karşı durdum...
Başı örtülü çok kız ve kadın arkadaşım oldu ve halen de var; olacak
da...
Hidayet Şefkatli Tuksal ne mi demiş?..
Enver Aysever'in sunduğu "Aykırı
Sorular"da ne dediğini (Mealen) aktarayım o halde ve
okuyun lütfen...
"Başörtülü kadınların başörtü yasağından daha önemli
sorunları var. Devlet başörtülü kadınları utanılacak bir şey olarak
görüyor... Muhafazakâr erkekler yanında başörtülü kadınlar
olmasından hoşlanmıyor..."
Bunu ben defalarca yazdım ve kendilerine
"Muhafazakâr" süsü veren hemcinslerimi
kızdırdım.
Oysa birçoğu parayı kapıp gündeme de geldikten sonra önce başı
örtülü karılarını sonra da eski model arabalarını
değiştirdiler.
Ben söyleyince bana öfkelenenler bakalım Hidayet
Şefkatli Tuksal'a lâf edebilecekler
mi?..
Onlar ne yaparlarsa yapsınlar
ben bu cesur açıklaması ve tespiti nedeniyle Hidayet
Şefkatli Tuksal'ı alkışlıyorum...