Hep birlikte yangın yerine döneceğiz
Ana akım medyamızın ve ana muhalefetimizin ortamı sakinleştirmek yerine… Aydınlık, Milli Gazete ve Devlet Bahçeli ağzı kullanması; ülkemizin çıkarları açısından çok yanlış...
Bilmeyeniniz yoktur…
Kendini bilmezin biri, NATO’nun Norveç’in Stavanger kentinde bulunan Ortak Harp Merkezi’nde gerçekleştirdiği tatbikat sırasında, Atatürk’ün resmini “düşman hedef” olarak gösterdi.
*
Bir başkası ise cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isminin yer aldığı bir tabloyu “düşman liderler” olarak gösterdi.
Tabii ki ülkemize ve değerlerimize yapılmış büyük bir hakaretti.
*
NATO, bu yapılan saygısızlık ve hatta hakaret için kurumsal özür mektubu yayımladı.
*
NATO Genel
Sekreteri Stoltenberg de:
“(...)Meydana gelen hatadan dolayı özür diliyorum. Olaylar, tek bir
kişinin eylemlerinden kaynaklanıyor ve NATO’nun görüşlerini
yansıtmıyor” diyerek “af” diledi.
KAVGADA BİRLİK VE BERABERLİK
Mİ?..
Bu kadar
yalın bir gerçek ortadayken…
Ana akım medyamızın ve ana muhalefetimizin ortamı
sakinleştirmek yerine…
Aydınlık, Milli Gazete ve Devlet Bahçeli ağzı
kullanması; ülkemizin çıkarları açısından çok
yanlış...
*
İktidara gelince…
Mutlaka biliyordur ama bir kez daha hatırlatayım.
*
Osmanlı, hem Balkan Savaşı’na hem de 1. Dünya Savaşı’na, dönemin gazetelerinin ve aşırı milliyetçi üniversite öğrencilerinin tahriki sonucu girmek zorunda kaldı.
Şu andaki durumumuz (Ne yazık ki) milletimize felâket getiren o iki savaş öncesine benziyor...
*
E hani
birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bir
dönemdeydik?..
Birlik ve beraberlik; muhaliflerle sadece gerginlikte, küresel
dünyayla kavgada birlik ve beraberlik mi?..
UNUTMAYINIZ Kİ…
İttihat ve Terakki ile Hürriyet
ve İtilaf partileri de sadece o iki savaşa girmekte mutabık
kalarak Osmanlı’yı bitirdiler?..
Her iki musibet savaşa da 2. Abdülhamit’in askeri darbeyle
tahttan indirilmesinden sonra girdik…
*
Son birkaç yıldır, 1912 – 1918 arasından farkımız yok neredeyse…
Yıllarca tüm komşularımızla dostça geçindikten sonra ne olduysa, nasıl olduysa oldu; bütün dostlarımız ve müttefiklerimizle kavgalı hale geldik…
*
Yani…
Kavga etmediğimiz
bir San Marino, bir
de NATO kalmıştı...
İki provokatörün tahriki
ve kasti ahlâksızlığıyla NATO ile de kavga ettik
sonunda…
Bu gidişle San
Marino ile de kapışırsak
şaşırmayacağım…
EY GÜZEL
İNSANLAR…
Kişilerin tahriki
yüzünden kurumlarla, ülkelerle kavga etmenin faydası yok…
Ama…
Zararı çok…
Çünkü…
*
Bu tür
tahriklerin Aşil topuğumuz olduğu
anlaşıldığı andan itibaren…
Devletler değil ama
silah tacirleri ve…
Ülkemizi tamamen yalnız
bırakmak isteyen terör örgütleri; kişisel tahriklerle ulusal
kahramanlarımıza, ulusal ve sosyal değerlerimize hakaret
ederler…
İYİ AMA…
Her kişisel tahrikten sonra devletlerle veya kurumlarla
kavgaya mı tutuşacağız?..
Böyle bir saçmalığın sonu var mı?..
Elbette yok…
*
IŞİD, Paris’te Charlie Hebdo katliamı yaptığında, dönemin Fransa Devlet Başkanı Holland, “bu eylemlerden Müslüman halkları sorumlu tutamayız” diyerek nasıl da güzel bir jest yapmıştı…
*
NATO kurumsal olarak
özür mektubu yayımladığında…
NATO Genel
Sekreteri Stoltenberg de bizzat
özür dilediğinde; biz de iktidarıyla, muhalefetiyle ve
medyasıyla, “bir kendini bilmezin
eyleminden NATO’yu sorumlu
tutmayız” diyemez miydik?..
*
Derdik ama
demedik…
İktidarımızla muhalefet el ele
verdi, “NATO’dan çıkalım” diye çığlık
atıyor…
AHHH MEDYA AH….
Ahhhh ana ve yavru muhalefet ahh…
Yahu sizin tek derdiniz reyting, tiraj ve oy mu?..
*
Uyanın hey
uyanın…
Memleket sizin bu kibir ve ihtiraslarınız yüzünden yangın yerine
dönecek…
Ve…
Hep birlikte yanacağız…