Helalleşme mi?.. Eşekleştirme mi?..

yatay geçiş yapmak isteyen kısa dönem öncesi muhaliflerinden, “eşeklik ettik, özür dileriz” demelerini istemiyorlar mı....

ADNAN BERK OKAN

Biliyorum ki yine kızdıracağım sevgili Ahmet Kekeç’i…
Ama ne yapayım?..
İşimden vaz mı geçeyim?..
Görmezden mi geleyim?..
“Yine ne yaptı?” diyeceksiniz?..
Buyurun bakın ne diyor bu kere de…

“….Özkök (Ertuğrul) ise madem bu özür işlerine başladın, çok net tavırlarla yap bunu. Muğlak ifadelerle yapma. 'Zamanında bazı eşşeklikler yapmışız, hatalarımız yanlışlarımız oldu' demeden olmaz.”

Yani Ahmet…
Bu dille mi birbirinizle helâlleşeceksiniz?..
Pes yani…

Sevgili dostlar...
Bendeniz bugün Hükümete yanaşmaya çalışan kimi meslektaşlarım tarafından en acımasız şekilde cezalandırılanların başında geliyorum...
Bugün ne de güzel düşmüşler...
Ben de vursam ya onlara...
Alsam ya intikamımı...
Ama yapamam...
Eskiden yaptıklarını bile unutmayı tercih ediyorum...
Ancaaaakk.....
Ak Parti'nin son dokuz yıllık iktidarında da 28 Şubat sürecindeki dava arkadaşlarım tarafından cezalandırıldım...
Huyum kurusun...
"Adil olmak" gibi bir kötü alışkanlığım(!) var...
28 Şubatçılarla nasıl mücadele ettiysem, son dokuz yılda yeri geldiğinde iktidarın baskıcı zihniyetine karşı da kavga verdim...
Neyse...
Uzatmayayım...
İzninizle önce, biraz eskilere döneyim…

Bir meşrubat reklamında maviş gözleriyle kıkırdadıktan sonra "on yüz milyon baloncuk" diyen küçük kız çocuğunu hatırlıyor musunuz?..
Ne kadar da sevimliydi…
Bir dönemlerin Kartel Medyası işte o sevimli reklâmın sevimsizini uyguladı son 14 yıldır…
RefahYol Hükümeti ve 28 Şubat süreciyle
ile başladı uygulama…
Kartel Medyasının gazetelerinde ve televizyonlarında verilen haberlerde makul çoğunluk için "on yüz milyon baloncuk" içine yazılmış "öcü cümlecikleri" koyuyorlardı.

* Din Devleti,
* Şeriat Hukuku
* Laiklik Tehlikede
* Halifelik geri gelecek
* Kıyafet devrimi ters yüz edilecek,
* Alkollü içki satışı yasaklanacak
vs, vs, vs...

Aradan geçen dokuz yılda görüldü ki Hükümet'in böyle bir ajandası yok...
Medyamız seçimden sonra “Çevir Kazı Yanmasın” söylemine “yatay geçiş” yaptı…
Şimdi ne laikliğin rafa kaldırılacağı konuşulup yazılıyor, ne din devleti kurulacağı tehlikesi...
Son zamanlarda varsa yoksa "Godot'yu bekler” gibi yolu gözlenen “Ekonomik kriz" var medyamızda...
Ha geldi ha gelecek...
Ya da arkadaşların hatırı için(!)gelmeli...
Mutlaka gelmeli, vurmalı, geçmeli ve Ak Parti Hükümeti de DSP - MHP - ANAP Hükümeti'nden beter olmalı...

Gözleri yalan haber okumaya, kulakları düzmece haber dinlemeye alışmış halkımız işte o baloncukların içine yerleştirilen:
* Kriz geliyor,
* Borsa çökecek,

* Faizler fırlayacak,
* Piyasalar duracak,

* TL dibe vuracak, “korku cümlecikleriyle”
 telâşlandırılıyor bu sefer de...

Peki…
Bütün muhalif medya mı böyle?..
Hayır!..
İçlerinde kimileri “yumuşak ve yatay bir geçiş” yaparak Hükümet’e destek vermeye meyilli…
En azından “köstek” olmak istemiyorlar…
Ama…

Hükümete yakın medya onlara karşı “istemezük”çü…
Ekonomik kriz goygoyculuğu yapmak istemeyen; geleceğe umutla bakma eğilimli ama bu arada belki biraz da Başbakan’a şirin görünmeye çalışanlara mahallelerinin kapılarını kapıyorlar…
“Yassah hemşerim!”
Seçimlerden önce “Kürt Açılımı” yapan Kılıçdaroğlu’na da demokratikleşmenin kapısını kapamamışlar mıydı aynı çevreler?..
Ve yine aynı kişiler; yatay geçiş yapmak isteyen kısa dönem öncesi muhaliflerinden, “eşeklik ettik, özür dileriz” demelerini istemiyorlar mı; tilt oluyorum kardeşim…

Hâsılı…
Başbakan’ın “hesaplaşma değil, helâlleşme zamanı” çağrısı, kendisine yakın yazarları tarafından panikle karşılandı...


adnanberkokan@gmail.com