"Heeyyytttt ulen!.. En erkek benim be!..”
".... Anama babama aileme ve daha pek çok yoksul insana kol kanat geriyorum. Gerçek delikanlılık budur işte. “
Kulaklarımıza
inanamadık…
Pardon pardon…
Gözlerimize
inanamadık…
Döndük, döndük
okuduk…
Evet aynen öyle,,,
Gerçi usta gazeteci Savaş Ay’ın
“Az önce kulak misafiri oldum. Şurada nara atacaktın neredeyse.
"Gerçek delikanlı benim" diye... Hayırdır niye celallendin?”
sorusunu Fatih Ürek’e de onaylamak kalmış sadece ama
olsun…
İtiraz etmediğine göre “gerçek
delikanlı O” aabiii..
Ve delikanlılığı tarif ederken,
kendi güzelliklerini sıralamış…
Sanırsınız ki o bir
Köroğlu…
Gözlerinizi kapayıp düşünün, Savaş
Ay, Fatih Ürek’le değil de sankiRobin Hood’un ruhuyla
söyleşiyor…
Lütfen şuraya bakar
mısınız?.
Savaş Ay, “Tariflesene şu
delikanlılığı bize, hani bilgimiz olsun”.
Deyince hiç tereddütsüz, yalansız, hilafsız kendini tarif
ediyor:
“Söz verince tutarım, hak yemem,
dedikodu yapmam, kimseyi bilerek isteyerek kırmam, garibanı gözetir
hakkımı kimsede bırakmam. Çocuk yaştan beri ekmek kavgasındayım.
Anama babama aileme ve daha pek çok yoksul insana kol kanat
geriyorum. Gerçek delikanlılık budur işte. “
Buyurun işte…
Görün…
Kimmiş gerçek
delikanlı?..
Fatih Ürek abimizmiş…
Ooooo…
Daha neler neler anlatıyor Savaş
Ay’a…
Bakın soruların ve cevapların bir
kısmı nasıl?..
Fakirlikten geldin değil
mi?
Hem de nasıl abi. Anam 3 kuruşa
tekstil atölyelerinde, boyahanelerde sabahlardı. Babam sucuk
ustasıydı ama alkolik, çoğu zaman işsiz, vuran kıran bir adam. Ben
el kadar çocukken terzi çıraklığıyla başlayıp, ardından zücaciye
dükkânında bardak-çanak sattım. Sonra kumaşçı çıraklığı, mobilyacı
kalfalığı ve avukat kâtipliği. Kaçar gider Erzurum camilerinde
ağlardım?
Camide mi, o niye?
Çünkü sadece orada kimse alay
etmiyordu benimle. Bir kenara siner dualar okur, vaaz dinler bir
sürü şey öğrenirdim. Ağlamak için de kaçar sığınırdım.
Neydi duaların?
Allahım bana kuvvet ver, güç ver,
başarılı olayım, annemi, ablalarımı çok rahat yaşatayım. Babam
alkolü bıraksın, içmesin.
Babanın lakabı
ilginçmiş…
Evet, 'Domates Şerafettin'
derlerdi babama. Sinirlenince ya da çok sevinince yüzü kıpkırmızı
olur, saatlerce geçmezdi.
Hâlâ ağlar mısın?
Kim ağlamaz ki?
İşte bu son sorusu hoşumuza
gitmedi Savaş Ay’ın…
Şarkısı bile yapıldı…
Sözlerinin bir mısraı
şöyleydi:
"Erkekler de
ağlar!...”
Ne yani?...
Fatih Ürek de en kral erkek olarak ağlamayacak mı yani Savaş Ay
kardeş?..
Neyse…
Daha fazla alıntıyla emek
hırsızlığı yapmayalım, sözü Savaş Ay’ın sütunlarına
bırakalım…