HDP CNN Türk'ü CNN'e şikayet etti
HDP, CNN Türk ekranında partileri hakkında konuşulan tartışma programlarında kendilerine söz hakkı verilmediği gerekçesiyle CNN'e bir mektup yazdı.
HDP, CNN Türk ekranında partileri
hakkında konuşulan tartışma programlarında kendilerine söz hakkı
verilmediği gereçkesiyle CNN'e bir mektup yazdı. Mektupta, CNN Türk
kanalının evrensel basın etik ilkelerini çiğnediği savunulurken
"Cevap hakkımız sistematik olarak görmezden geliniyor"
denildi.
Cevap hakkı verilmemesi örnek olarak 7 Kasım’da HDP’nin
tartışıldığı bir program hatırlatılarak, “Parti Sözcümüz ve Kars
Milletvekilimiz Sayın Ayhan Bilgen telefon bağlantısıyla katılarak
cevap hakkını kullanmak istemiş, CNN Türk yöneticileri başvuruyu
‘telefon bağlantısı almıyoruz’ şeklinde yanıtlamışlardır. Ancak
aynı programın ilerleyen dakikalarında, bir AKP milletvekili
telefon ile canlı yayına bağlanarak cevap hakkını kullanmıştır. Bu
tür sayısız örnek vardır” ifadelerine yer verildi.
HDP Eş Genel Başkanı Saruhan Oluç imzasıyla yayımlanan
mektup şöyle:
"Bu mektubu size kurumsal olarak CNN'i yakından ilgilendirdiğini
düşündüğümüz kimi gelişmeler hakkında Türkiye Cumhuriyeti
Parlamentosu’nda grubu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP)
adına yazıyoruz.
"Türkiye’de son 1.5 yıldır yaşanmakta olan gelişmeleri gerek
haberleriniz gerekse yorumlarınız nedeniyle yakından izlediğinizi
biliyoruz. Sizler de farkındasınız ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan
ve iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 7 Haziran
2015 seçimlerinden bugüne, Türkiye’deki demokratik muhalefeti
susturmayı amaçlamaktadır."
"Büyük bir tasfiye gerçekleştirildi"
Şu çok açık ki, Erdoğan, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimini
Türkiye’de demokrasinin pekiştirilmesi için değil, kendi totaliter
ve otoriter rejimini kurmak için bir fırsat olarak görmektedir.
Özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra parlamentoyu
bypass ederek çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle basın yayın
alanında, yazılı, görüntülü, sesli ve dijital medyaya yönelik çok
büyük bir tasfiye gerçekleştirilmiştir.
KHK'lar ile basın kuruluşlarının kapatılması
"27 Temmuz 2016’daki ilk Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 3 haber
ajansı, 16 televizyon kanalı, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi ve 29
yayınevi olmak üzere toplamda 131 yayın kuruluşu kapatılmıştır.
Daha sonra 28 Eylül 2016 tarihinde yine aynı kararnameye
dayandırılarak önemli bir kısmı Kürtçe ve Türkçe yayın yapan 12 TV
kanalı ve 11 radyonun yayın lisansı iptal edilmiştir. 29 Ekim’deki
son KHK ile yine Kürtçe ve Türkçe yayın yapan 15 gazete, haber
ajansı, internet sitesi ve dergi kapatılmıştır.
"Medya kuruluşlarının kapatılması, iktidara muhalif tüm siyasi
partilere, sivil toplum örgütlerine ve yurttaşlara yönelik ağır bir
engelleme ve yasak uygulamasıdır. Evrensel olan haber alma
hakkının, düşünce ve ifade özgürlüklerinin açıkça ihlal
edilmesidir. Siz de biliyorsunuz ki, Türkiye, Erdoğan-AKP
hükümetinin bu icraatları nedeniyle uluslararası alanda basın yayın
özgürlüğünün ihlal edildiği ülkeler sıralamasında önde
gelmektedir."
"Ekonomik ve ticari baskılar..."
"Erdoğan-AKP iktidarının uygulamaları sadece yasaklamalarla sınırlı
değildir. Hükümet kendisine uymayan medyaya yönelik ekonomik ve
ticari baskılar da uygulamakta, muhalif olanların yayınlara
çıkmasını, görüşlerini açıklamasını bu yolla da
engellemektedir."
"Cevap hakkı talebi, sistematik olarak görmezden
geliniyor"
"Üzülerek belirtmek isteriz ki, CNN Türk TV Kanalı da bu baskılara
taviz vermemek, evrensel basın etiğine ve yayıncılık ilkelerine
bağlı kalmak, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak, muhalefetin
söz hakkını korumak yerine Erdoğan'ın istediği çizgide yayıncılık
yapmaktadır. En temel evrensel basın etik kurallarından biri olan
‘cevap hakkı’ bile CNN Türk yetkililerince sistematik olarak
görmezden gelinmektedir. Haberlerde ve tartışma programlarında en
temel etik ilkeler bir yana bırakılmakta ve Erdoğan-AKP iktidarının
partimize ve tüm demokratik muhalefete karşı açtığı yok edici
kampanyaya yayın yoluyla destek olunmaktadır."
"Durum çok daha vahim"
Haber saatlerinde son derece eşitsiz bir davranışla karşılaşmamız,
yalan ve yanlış haberlere yönelik tekzip hakkını kullanmamıza izin
verilmemesi bir yana, tartışma programlarındaki durum çok daha
vahimdir. Partimize dönük gerçekle en ufak bir bağı olmayan
iddiaların hükümet ve Erdoğan yakınları ve yandaşları tarafından
ifade edildiği, partimize ağır hakaretlerin yapıldığı ve
suçlamaların yöneltildiği tartışma programlarına partimizden
herhangi bir temsilci davet edilmemektedir. Bu yetmezmiş gibi,
tartışma programları sırasında cevap hakkımızı kullanmak için
yaptığımız yazılı ve sözlü başvurular da reddedilmektedir. Bir
buçuk yıla yakın bir süredir bu uygulamalar devam etmektedir.
"AKP'li vekil bağlanarak cevap hakkı kullandı"
Son olarak 7 Kasım 2016 tarihinde yine partimizin tartışıldığı bir
programa, Parti Sözcümüz ve Kars Milletvekilimiz Sayın Ayhan Bilgen
telefon bağlantısıyla katılarak cevap hakkını kullanmak istemiş,
CNN Türk yöneticileri başvuruyu "telefon bağlantısı almıyoruz"
şeklinde yanıtlamışlardır. Ancak aynı programın ilerleyen
dakikalarında, bir AKP milletvekili telefon ile canlı yayına
bağlanarak cevap hakkını kullanmıştır. Bu tür sayısız örnek
vardır.
"Basın ilkelerine aykırı bu uygulamalar CNN markası altında
yapılmaktadır"
"CNN Türk TV Kanalı’nda yaşanan evrensel basın ilkelerine aykırı
tüm bu uygulamalar, sizin de kurumsal kimliğiniz altında, yani CNN
markasıyla yapılmaktadır. Habercilik alanında dünya çapında haklı
bir isme sahip kurumunuzun yetkililerine sormak istiyoruz: Evrensel
basın etik ilkelerinin açıkça çiğnendiğinden haberdar mısınız?
Haberdar iseniz, bu uygulamaları onaylıyor musunuz? Bu tür bir
anlayışı siz yayın yaptığınız uluslararası veya ulusal diğer
yayınlarınızda uyguluyor musunuz?
"Sizlerden ricamız, sizin adınızla yayıncılık yapan CNN Türk'ün
evrensel basın etiği, özgürlüğü ve ilkeleri ile bağdaşmayan bu
çizgisi hakkında düşündüklerinizi bizlere ve kamuoyuna
açıklamanızdır.
"Saygılarımızı sunar, iyi çalışmalar dileriz."