Hazımsız iktidar ile sabırsız muhalefet ele ele ama nereye?...

Protestocu gençler de daha çok tepki koyuyor, daha çok tahrik oluyor, “yenilmiş olmamak için” daha çok eylem koyuyor…

ADNAN BERK OKAN

 

Mail ortamında pek gezgin bir öykü olmalı…

Bana da göndermişler…

Etkileyici…

Sizinle de paylaşmak istedim…

 
Göl olmak... 

Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı.

Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi.

Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.

Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle:

"Acı" diye cevap verdi.

Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı.

Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi.

Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:

"Tadı nasıl?"

"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.

"Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam,

"Hayır" diye cevapladı çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

"Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."

 

Öykü bu…

Gönderen bir de not koymuş sonuna…

O da şöyle:

Rabbim kimseye taşıyamayacağı yük yüklememiştir.

Biz o yükleri sızlana sızlana taşıdığımızdan hep ağır gelmiştir ve hep daha da sızlanmışızdır.

"Sabır, Sabır, Sabır" .

Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

 

Nereye mi geleceğim?..

Söyleyeyim…

Ey güzel insanlar!..

Ne iktidar biliyor sabretmeyi…

Ne de iktidara muhalefet ettiklerini zanneden ama sadece ve sadece felâket tellâllığı yapanlar…

İktidar sabretmiyor çünkü sabretse, meydanları saran protestoların hepsi sonunda kendiliğinden bitecek…

Eğer biri sizi itmiyor, düşürmeye çalışmıyor ya da önünüze engel koymuyorsa siz neden tepki veresiniz?..

İktidar ne yazık ki protestoculara, eylemden kendi kendilerine vazgeçecekleri bir ortam bırakmıyor…

Aksine baskılıyor…

İttiriyor, kaktırıyor, aşağılıyor, azarlıyor…

Protestocu gençler de daha çok tepki koyuyor, daha çok tahrik oluyor, “yenilmiş olmamak için” daha çok eylem koyuyor…

Muhalefet sabredemiyor çünkü “göl” olmak gibi bir muradı yok…

Bardak olmak muhalefete yetiyor da artıyor bile…

Göl olmak değil, bardaklıktan çıkmamak için sabırsızca eylemler koyduruyor, gereksiz nümayişler, protestolar düzenletiyor; düzenleyenlere arka çıkıyor…

Sonra da…

Şeyh Sadi’nin dediği gibi:

“Köpeklerle kuzular birbirlerine düşünce, meydan kurtlara kalıyor…”

Ortalık kurt kaynıyorsa eğer – ki kaynıyor – bunun müsebbibi sabretmeyi bilmeyen; “göl” olmak yerine “bardak olarak kalmayı” yeğleyen iktidar ve muhalefet partileridir…

 

adnanberkokan@gmail.com