Hayrettin Karaman: AKP içinde menfaat sağlayanlar var
'Bu yazımı kullanmaya kalkışacak muhalefet partileri konuşmadan önce boy aynasına bakın!' diyen Hayrettin Karaman'a göre AKP içinde menfaat sağlayanlar var.
GAZETECİLER.COM - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP çevreleri üzerinde etkisi olan ve bu kesimle yakın ilişkisi bulunan ilahiyat profesorü Hayrettin Karaman, "AK Parti içinde konumlarını kullanarak menfaat sağlayanlar olduğunu" belirterek "ahlâk ve liyakat" konusunda ıslahat seferberliği başlatılmasını istedi.
Karaman, yazısını "Bu yazımı kullanmaya kalkışacak muhalefet partilerine sözüm şudur. Konuşmadan önce boy aynasına bakın" ifadesiyle bitirdi.
Karaman'ın Yeni Şafak'ta "Ak Parti’nin ahlak ile imtihanı" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Ak Parti’nin hem üst yönetiminde hem de tabanında üstüne
toz konduramayacağım erdemli insanların bulunduğunu yakından
biliyor ve bunların hem çoğalmasını hem de duruma hakim olmalarını
diliyorum.
Sıra diğerlerine geldiğinde bazı çekincelerim, şikayetlerim,
endişelerim ve tavsiyelerim var.
“Diğerleri"nden maksadım kimlerdir?
Bunları ikiye ayırmak gerekiyor. Birinci grup
başta iyi niyetli ve nispeten erdemli oldukları halde zaman içinde
bozulanlardır. Bunlar hakkında dünkü yazımda şunu söylemiştim:
“Bugün siyaset genellikle bir partiye intisap etmek
suretiyle yapılmakta, partinin menfaat, ilke ve kuralları,
partililer için bağlayıcı olmaktadır. İnsanlar yaşadıkları gibi
düşünme eğiliminde olduklarından başlangıçta genel ilke ve
değerlerle çatışan parti (partili) talepleri, mensuplarının
vicdanlarını rahatsız ederken giderek bu rahatsızlık da ortadan
kalkmakta, partililer tek tip haline gelmektedirler.”
İkinci grup ise daha baştan partiye intisap
ederken, partinin çeşitli kademelerine sokulurken meşru olsun
olmasın şahsi çıkar peşinde olanlardır.
İşte benim şikayetlerim bunlarla alakalıdır.
Bu gruba dahil olanlar ister bürokrat olsunlar ister başka bir
yerde ve işte olsunlar kendileri gibi olanlarla işbirliği yaparak
partiye ve ülkeye şu kötülükleri yapıyorlar:
Parti teşkilatında, belediyede, bürokraside ve iş aleminde
ehil, layık, faziletli kişilerin önünü bir şekilde tıkayıp kendi
takımdaşlarını öne çıkarıyorlar.
Dindarlıkları gevşek olanlar helale harama bakmadan, dindarlıkları
az çok etkili olanlar ise işi bir şekilde kitabına uydurarak ve
partideki konumlarını kullanarak menfaat sağlıyorlar.
Bunların yaptıkları, partinin faziletli mensuplarının da
hesabına yazılarak yıpratılmaları için kullanılıyor.
Peygamberimiz “Siz (iman, ahlak, istikamet… bakımından)
nasıl iseniz öyle yönetilirsiniz” buyuruyor.
Ben yıllardır köylüsü, kentlisi, zengini fakiri, okumuşu
okumamışı… ile bu toplumun içinde yaşıyorum; ehliyete riayetsizlik,
mal, kadın, menfaat imtihanında zayıflık konularında nice
tecrübeler yaşadım. Bunlara dayanarak ve üzülerek diyorum
ki, toplumumuz sözde aidiyet olarak Müslüman olmalarına
rağmen, özde, uygulamada; iman, takva, amel ve ahlak bakımından
büyük ve önemli zaaflar, eksiklikler içindeler. Demokratik
siyaset de yalnızca seçkinlerle değil, halk ile yapılıyor. Bu
yüzdendir ki, bir Fransız Akademi üyesi demokrasi için
“ehliyetsizliğe tapış” demiştir.
Demokratik siyasetin bu probleminden dolayı faziletli yöneticilerin
işlerinin çok zor olduğunu biliyor ve anlıyorum. Ama yine de bir
dileğim var:
Üzerine toz kondurmadığım fazilet erbabı bu şikayet ve
tespitimi göz önüne alarak “ahlak, ehliyet ve liyakat” konusunda
bir ıslahat seferberliği ilan etsinler veya ilan etmeden bu kriteri
hakim kılmaya çalışsınlar ve Allah onların yardımcıları
olsun!
Bu yazımı kullanmaya kalkışacak muhalefet partilerine sözüm
şudur.
Konuşmadan önce boy aynasına bakın!