Haydi Nacar, haydi Nacar, haydiii!.. Tam zamanı, tam zamanı şimdiii!
Eşi menendi olmayan bir acar Karşınızdaaaa İsmail Nacar!.. Asıl “muhteşem” olan; Ne Süleyman…
ADNAN BERK OKAN
Yok böyle bir şey ya…
Olamaz böyle bir deha…
Yeter ki bulsun uygun bir saha…
Velev ki çıkarılsın ekrana…
Kim mi?..
Eşi menendi olmayan bir acar
Karşınızdaaaa İsmail Nacar!..
Asıl “muhteşem” olan;
Ne yüzyıl…
Ne de Süleyman…
Asıl “muhteşem” olan;
İşte bu üstün akıl…
O ki sahip 5-6 bin kitaba…
O ki:
“Çalıda gül bitmez,
cahile söz yetmez” diyen bir âlim…
O ki…
Karşısında duramaz hiçbir zalim!..
Ece Üner’le görecektiniz onu…
Alır adamın kıçındaki donu!..
Allah’ım!..
O ne mütevazılık öyle…
O ne alçak şeylilik…
Olmaz aaabi olmaz böyle
Durma Adnan haydi söyle!..
Hatırlayın Cuma Suresi 5. Ayeti...
O mübarek Ayet der ki:
“Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu;
içindeki derin anlamları,
hikmet ve hükümleriyle
yüklenmemiş olanların durumu,
benzer koskoca kitap yükü taşıyan merkebe …”
Ama…
Nacar değil ki öyle…
Okumuş, hıfz etmiş adam aabi…
Var acayip bir derinliği…
Tam olarak hatırlayamadı
kitaplarının sayısını gerçi…
5 mi yoksa 6 bin mi?
Bu duruma göre
hayatı buyunca her gün,
bitirmiş olmalı en az bir kitabı...
Tahmin ediyoruz biz onu…
Günde en az kaç sayfa okuduğunu…
Biz diyelim 400, siz çıkın yukarı doğru…
Okumuş okumuş okumuş…
Olmuş derya gibi bilginin sahibi…
Ama var bir şikâyeti…
Çünkü…
O kadar kitap okudu…
Kimse ciddiye almadı onu…
Yuh yani, yuh yuh!..
İnsan öyle evliya gibi bir adamı…
Alır korumasına…
Ama…
Aktartmaz akan damları…
Beyaz pamuk gibi saçlar,
Kara, kara, kara gözler…
Ekrandan bakıyordu…
Yumuk yumuk eller;
Başka bir eli sarıyordu…
Ya kapkara kaşlar ve bıyıklar?..
Beyaz saçlarla pek uyumluydu…
Az daha unutuyordum...
Bir ara öfkeyle bağırdı:
Dedi; "Maskaralık bu!"
Olmaz böyle şey aabi...
Olmaz böyle şey…
Çığlığından ödüm koptu!..
Orson Welles bile haykıramazdı öyle…
Haydi Nacar, haydi Nacar,
haydiii!..
Tam zamanı bir daa bağır şimdiiii…
Niçin mi "Maskaralık bu" dedi?..
Muhteşem Süleyman'ın sevişme sahnesi için
tabii...
Sormadı Ece;
“Yoksa maskaralık mı yaptınız her gece?”
Ama…
Eğer varsa çocukları…
Yenge ile göz göze bakarak
yapmamışlardır onları…
Henüz o yöntemle çocuk üreten yok;
insan, insan olalı …
“İyi ama” diyenleriniz olabilir…
“Neden o kadar kızdı sevişme sahnesine?…”
Yahu
arkadaşlar saf mısınız ne?..
Ben ne diyorum,
Siz ne soruyorsunuz bana?..
Koskoca Muhteşem Süleyman;
Padişahımız efendimiz…
O namuslu…
O temiz ahlâklı…
O nur yüzlü…
O beş vakit abdestinde namazında;
Günün her saati niyazında…
Ne işi varmış haremin haramında?..
Aaaahhh Meral Okay aaahhh!...
O ne biçim senaryo öyle?..
Mürekkep kalemini,
hokkanın içinde göstermişsin neredeyse…
Şimdi kalkıp da sormayın:
“Yahu padişah mürekkep kalemini
sokarsa n’olmuş hokkaya?”
İşte orası çok ayıp…
Öykünün bundan sonrası anlatırsam,
Giderim altı okkaya...
Ve...
Adnan Berk Okan...
Yorulur, olur "ter kokan"...
Ve o halsizlikle bağırır:
Hoooppp!...
İsmail kardeşşşş!
Yahu dizi film bu diziii...
Yok yani padişahımız efendimiz...
Sevişenlerse;
Halit Ergenç’le Meryem Uzerli...
Son dakika:
Sayın seyirciler;
Yayınımız burada sona ermiştir…
Çünkü tarihine düşkün halkımız baskın vermiştir…