Hayata Dönüş'ten Urfa'ya aynı medya ahlakı...

Gördük ki yeni bir "Hayata Dönüş" operasyonu yapılacak olsa yıllar önce attıkları manşetleri ve VTR'leri tekrar etmekten utanmayacak bir medya ahlakıyla karşı karşıyayız...

GAZETECİLER.COM
Urfa Cezaevi'ndeki isyanla bir kez daha gördük ki "Hayata Dönüş" rezaletinden bu yana sadece cezaevi sistemi değil medya açısından da bir arpa boyu yol gidilememiş.

İnsanların balık istif bir şekilde yaşayıp nöbetleşe uyuduğu havalandırma kapandıktan sonra nefes almakta dahi zorlandığı cezaevinde çıkan isyan medyada geniş yer bulsa da gerçeği değil devletin istediği ne ise o yazıldı, o söylendi. TV kanalları ve gazetelerin açtığı yoldan ilerleyen internet medyası da bu kez aynı günaha ortak oldu. Devletin sorumluluğu altında olan ve bir çoğu hüküm bile giymemiş onca insan diri diri yandı ve gazeteler ertesi gün "vantilatör için kavga ettiler" başlıklarıyla olan biteni perdelemeyi tercih etti. Cezaevindeki insanlık dışı koşulları gündeme getirmek amacıyla baronun, insan hakları örgütlerinin, aynı cezaevinde yatmakta olan BDP'li milletvekilinin, mahkum ailelerinin 1 yıldır yaptıkları onca açıklama ve uyarıya gözünü kulağını kapatan medya düzeni olayı "vantilatör için kavga ettiler" diyerek sonuca bağladı ve 13 ölümün ardındaki gerçeği aydınlatmış oldu...

Hayata Dönüş operasyonunda işlenen insanlık suçlarına gözlerini yummakla kalmayıp ortak olan onca gazete ve TV bu kez Urfa'da aynı görevi ifa etti. Öyle ki mahkum ailelerinin anlattığına göre cezaevindeki ikinci isyanın bir sebebi de gazetelerdeki "kavga çıktı" haberleriymiş. Kameralar canlı yayındayken "kavga yok isyan var" diye bağıran aileler seslerini karambolde duyurmuş oldu. Eğer o görüntüler canlı olarak ekrana gelmeseydi muhtemelen makaslanıp yok sayılacaktı. Olaylardan sonra stüdyolarında Bakan ve yetkili isimleri ağrılayan ekran yüzleri de en küçük bir sorgulayıcı tutum almaktan kaçındılar. Mesela tek biri bile bir kaç ay önce zırhlı bir servis aracında yine yanarak ölen 5 mahkumu hatırlatma gereği duymadı. Cezaevi önünde mahkum ailelerine uygulanan polis şiddetine tek bir söz etmedi... Vantilatör hikayesi onca ölüm için ikna edici geldi çoğuna... İçerden gelen ilk görüntülerde kelepçelenerek yere yatırılan mahkumlar için alt yazıda "kaçmaya çalışırken yakalandılar" yazacak kadar şirazeden çıktılar... Yetmedi en sonunda işi KCK'ya bağladılar ki bu konuda Başbakan Erdoğan'ı da ikna etmiş gözüküyorlar...

Bu kafayı çok iyi tanıyoruz. Bıkacak, usanacak, artık tahammül edemeyecek kadar iyi tanıyoruz. Kaç insan ölürse ölsün, nasıl bir toplumsal bedel ödenirse ödensin eğer olayın taraflarından biri devletse kıyamet de kopsa önemli değil. Üstelik ölenler hem Kürt, hem de mahkum... Yansa ne olur ki... Devletin prestijinden daha önemli değil ne de olsa...

Her türlü bahse gireriz ki eğer devlet yeni bir "Hayata Dönüş" operasyonu için düğmeye basacak olursa yıllar önce üzerimize boca edilen o manşetleri ve VTR'leri aynen tekrar etmekten bile utanmayacak bir medya ahlakıyla karşı karşıyayız...