Hasşet Babaoğlu kaybetti...
Gel sen her zaman başarılı olduğun aşk, meşk, çiçek, böcek konularını yaz… Zira… Siyaset yazınca kaybediyorsun…
Olmuyor Haşmet Basbaoğlu…
Vallahi olmuyor…
Billahi olmuyor…
Sen siyaset yazamıyorsun…
*
Zira…
Senin siyasi geçmişin yok…
Siyasi geçmişin olmayınca…
Siyasi hafızan
yok…
*
Haşmet Bey…
Senin bugünkü SABAH’ta “Baykal’ın tapusu” başlığı altında yayımlanan yazını okuyan bir
delikanlı da zannedecek ki:
1950'den 2003'e kadar bu güzel ülkeyi
solcu CHP'liler
yönetti...
Oysa yok öyle bir şey…
*
Beceriksiz sol (Sanırım solculuk dönemlerinde sen de pek
becerikli olmadığın için aşk, meşk, çiçek, böcek yazmayı
yeğlemiştin.) ve CHP birkaç kere…
O da…
En uzunu 2 yıl bile sürmeyen
süreyle hükümet ortağı olabildi…
*
Yani…
Son 66 yılın neredeyse 60
yılında, biz liberal sağcıların bile "sağcıyım" demeye utandıran sağ partiler yönetti
ülkemizi...
Bereket son 20 yılda boyaları tamamen döküldü de
sağcı olmakla birlikte:
Aynı zamanda liberal…
Aynı zamanda muhafazakâr…
Aynı zamanda demokrat…
Aynı zamanda küresel…
Ve fakat…
Aynı zamanda da:
Yerel ve milli Ak Parti hükümetleri kuruldu da;
“Sağ muhafazakâr liberal demokrat bir partinin
iyi şeyler de yapabileceğini” gördük…
*
Yani Babaoğlu…
Son 66 yılın en az 50 yılında Türkiye’yi yöneten eski merkez sağın bütün
günahlarını…
Ömrü hayatında toplasan üç koalisyon hükümetinde…
Ve çok kısa aralıklarla…
Bir kere Maliye…
Bir kere enerji…
Bir kere de dışişleri bakanlığı yapan Baykal’a yıkmak hem adil değil…
Hem haksız…
Hem ayıp…
Hem günah…
*
Gel sen her zaman başarılı olduğun aşk, meşk, çiçek, böcek
konularını yaz…
Zira…
Siyaset yazınca
kaybediyorsun…