Haşmet Babaoğlu

Prof. Hasan Bülent Kahraman’ın bile muhalif medyaya “Yeter artık ama” diyebileceği beni şaşırtmazdı…

Her şey aklıma gelirdi…

Hatta…

Bir gün…

Prof. Hasan Bülent Kahraman’ın bile muhalif medyaya “Yetti be!..” diyebileceği beni şaşırtmazdı…

Bilirdim ki o uyarısını nazik bir dille yapacak, kırmayacak, dökmeyecektir…

Ama…

Bir gün gelip de Haşmet Babaoğlu’nun “Siyasi amigoluk” yapabileceğini hayal bile edemezdim…

Nefis üslûbu ile yaşayan hayatı yazan…

Böcekleri bile anlatsa hayranlık uyandıran…

Aşkı, değme âşıktan daha iyi tanımlayan…

Sevgi sözcüğünün samimiyetini asla örselemeyen Haşmet “siyasi amigo oldu” deseler kendimi çimdikler, uyanmaya çalışırdım…

Ama…

Oldu…

Haşmet artık siyasi amigoluk yapıyor…

Muhalifleri eleştirmek onun da hakkı değil mi?..

Tabii hakkı…

Ama…

Haşmet ve onun gibi yüce vicdanlı olarak bilinenlerin “Tek taraflı” olmaları kabul edilebilir şey değil…

Sadece siyasal iktidara övgü; muhaliflere ise bağırıp çağırmak, Haşmet karakterinde bir gazetecinin yakınından geçmemesi gereken bir şey…

Salih Memecan’ın ve hem de yeni yılın ilk günü, gazetenin ilk sayfasında siyasal iktidarı çizgileriyle eleştirdiğinden sadece bir gün sonra; “ben bir iktidar amigosuyum” diye adeta haykırıyor Haşmet

Benim de yüreğim yanıyor elbette…

Zira…

Barışı, sevgiyi, aşkı, tabiatı, sanatı o kadar güzel anlatan kaç kişi kalmıştı ki medyamızda?..

Onlardan biri daha “siyasi amigolar” tribününe gitti…

Yani…

Kaybetti…