Hasan Pulur ünlü gazeteciyi öldürmekten nasıl kurtuldu?
Bugün Ümit Deniz ismini anımsayan var mıdır? Peki ya Hasan Pulur'un neredeyse Ümit Deniz'i öldürmek ile suçlanacağını?
ÖZEL İÇERİK
Ümit Deniz'in ismini ne yazık ki artık sadece bilenler biliyor. Halbuki sadece gazeteciliği ile değil, polisiye yazarlığı ve hatta "ASPAVA" sözü ile de akıllara kazınmıştı bir zamanlar Ümit Deniz.
Milliyet gazetesinin "efsane" muhabirlerinden biriydi Ümit Deniz. Milli Emniyet'in ünlü ajanı Murat Davman isimli kahramanı ile popüler romanlar yazdı. 1975 yılında bir haberi takip ederken kalp krizi geçirip öldü. Geride Ölüm Çemberi, Karanlık Sokak, Cezanı Çekeceksin, Son Kurşun, Ölüm Bilmecesi, Kaybolan Ceset, Kanlı Muamma, Aldatılan Kadın, Kiralık Kızlar, Ölüm Perdesi, Yalvarırım Yetişin, Sessiz Harp, İki kere iki eder 12 gibi bir çoğu filme çekilmiş pek çok roman bıraktı. Bir de açılımı "Allah, Sağlık, Para, Aşk Versin Amin" olan ASPAVA şeklindeki mottosu kaldı.
"BABA" LAKABI İLE DE ANILAN ÜMİT DENİZ
Kendisi gibi ünlü bir başka gazeteci, Hasan Pulur ile ilgili bir köşe yazısı bugün Ümit Deniz'i yeniden akıllara getirdi.
Ümit Deniz'in ölümünden bir gün önce yıllarca emek verdiği Milliyet gazetesinden kovulmasına karar verildiği, patronun gazetenin yönetimindeki Hasan Pulur'dan bu görevi yapmasını istediğini, ancak Hasan Pulur'un yerine getirmek istemediği bu görevi ertelediği, Ümit Deniz'in de aynı gün geçirdiği kalp krizi sonrasında öldüğü ortaya çıktı.
ÜMİT DENİZ'İN ÖLMEDEN ÖNCE ÇEKİLEN SON FOTOĞRAFI
Konuyu ele alan, Doğan Heper'in "Milliyet'le 50 yıl" başlıklı kitabına atıf yapan Rahmi Turan oldu.
Deneyimli gazeteci Hasan Pulur son günlerde yaşadığı rahatsızlık yüzünden köşesini yazamıyor. Biz de gazeteciler.com olarak Hasan Pulur'a acil şifalar diliyoruz.
ÜNLÜ GAZETECİ NASIL ÖLDÜ?
İşte Rahmi Turan'ın, Hasan Pulur'un ünlü meslektaşını öldürmekten nasıl kurtulduğunu anlatan "Ünlü gazeteci nasıl öldü?" başlıklı o yazısı:
Doğan Heper, Abdi İpekçi'den sonra Genel Yayın Yönetmeni olarak uzun yıllar Milliyet Gazetesi'ni yöneten kıdemli bir meslektaşımızdır.
Şimdi bir kitap yazdı. Adı: "Milliyet'le 50 yıl"
Milliyet'te geçirdiği 50 yılı, Babıâli'nin renkli isimlerini ve basın mesleğinde düşene nasıl vurulduğunu da anlatıyor!
Kitabın 112'nci sayfasındaki ilginç bir olay şöyle:
"Milliyet'in o günkü patronu Ercüment Karacan, Babıâli'de büyük bir isim sahibi olan ünlü gazeteci Ümit Deniz'in mesleğe uygun hareket etmediğini iddia ediyordu. Ercüment Karacan'ın iddiası doğru olmayabilirdi. Ama o patrondu ve bu nedenle Hasan Pulur'a "Ona işine son verildiğini sen bildir" dedi.
Pulur'un canı sıkıldı ve "Yarın söylerim" diye bu can sıkıcı işi ertesi sabaha kadar erteledi.
O gece gazeteye Ümit Deniz'in Hilton Oteli'nde 'elinden kadeh düşüp öldüğü' haberi geldi.
Pulur 'işine son verildiği' haberini beklemeyip hemen verseydi, belki de 'o gece Ümit Deniz o nedenle öldü' denilecekti.
Hasan Pulur adam öldürmüş olmaktan kurtuldu!
Gazetecilikte böyle tesadüflerin önemli olduğunu çok gördük."