Hasan Pulur kazandı çünkü...
Ama itiraf mı etsek, övünsek mi bilmiyoruz gençliğimizde Orson Welles'in o ünlü,
Ustamız Hasan Pulur, kendilerinin ustası
Cihat Baban'ın dönemin
çaylaklarından Hakkı Devrim'e yaptığı bir uyarıyı
hatırlatıyor makalesinde...
"Hakkı, yazı yazmanın
şehvetine kapılma!"
Ve..
O dönemlerinde (bizce bazen daha sonra da) bizzat ne kapıldığını itiraf ediyor...
Hani bazı genç yazarlar o büyük ustalara (artık bize de)
"yaşlı" falan diyorlar ya...
Biz de onların bizim için söylediklerini bizden önceki kuşak için
söylerdik...
Pek fazla ciddiye almazdık...
Son yıllarda önce onların yazdıklarını okuyarak başlıyoruz
günümüze...
Çetin Altan, Hasan Pulur, Refik Erduran ilk anda
aklımıza gelenler...
Ama itiraf mı etsek, övünsek mi bilmiyoruz gençliğimizde
Orson Welles'in o ünlü, "ben gençliğin ne
demek olduğunu biliyorum ama sen yaşlılığı bilmiyorsun
(I know what it is to be young
but you don't know what it is to be old)" diyen
müthiş şiir melodisini dinledikten sonra kendimizi daha
"olgunlaşmış" hissettik...
Buna rağmen "adam" olduk mu..
Nerdeee?..
Altmışından sonra bile halen "adam" olmuş
sayılmayız...
Neyse...
Hasan Pulur Usta'mız bugünkü Milliyet'te
"Yazının Şehveti" başlığı altında yayımlanan makalesiyle
kazandı...
Tabii ki gönlümüzü kazandı..