Hasan Cemal'den sıkıyönetim çağrısı (!)

Madem darbe tezgâhı var. Madem darbe teşebbüsü var. Madem vatan hainleri var. Madem 'dış güçler'le yerli işbirlikçileri kirli komplolar kuruyor. Madem öyle, ne bekliyorsunuz? İlan edin bir sıkıyönetim rejimi."

Usta gazeteci Hasan Cemal, Başbakan Erdoğan'ın "Yolsuzluk yok, darbe var", "Yolsuzluk diyen darbecilerin safındadır", "Vatan hainlerine karşı istiklal savaşı!" sözlerini sert bir şekilde yorumladı. Başbakan'ın sözlerine kızan Hasan Cemal, ironik bir yazıyla Erdoğan'a "sıkıyönetim çağrısı" yaptı.

"İyi güzel! Madem darbe tezgâhı var. Madem darbe teşebbüsü var. Madem vatan hainleri var. Madem 'dış güçler'le yerli işbirlikçileri kirli komplolar kuruyor. Madem öyle, ne bekliyorsunuz?" diyen Hasan Cemal, "İlan edin bir sıkıyönetim rejimi. Asker de size el verir, destek olur. Çünkü Cemaat'i temizleyeceksiniz. 'Milli orduya kumpas kuran' Cemaat değil mi?"  yazdı.

İşte Hasan Cemal'in "Bu satırları yazarken, kendi kendime gülmüyor değilim. Ne günler yaşıyoruz, neler yazıyoruz." dediği o yazıdan çarpıcı bir bölüm:

"Şimdi bakıyorum.

Tayyip Erdoğan’la yandaşlarının ağzından darbe sözcüğü hiç düşmüyor.

Cemaat darbesi...

Cemaat’in darbe teşebbüsü...

MADEM ÖYLE İLAN EDİN SIKIYÖNETİMİ

Diyor ki Erdoğan:

“Yolsuzluk yok, darbe var!”

Diyor ki Erdoğan:

“Yolsuzluk diyen darbecilerin safındadır.”

Diyor ki Erdoğan:

“Vatan hainlerine karşı istiklal savaşı!”

İyi güzel!

Madem darbe tezgâhı var.

Madem darbe teşebbüsü var.

Madem vatan hainleri var.

Madem casuslar cirit atıyor.

Madem maşalar her tarafta...

Madem ‘dış güçlerle yerli işbirlikçileri kirli komplolar kuruyor.

Madem öyle, ne bekliyorsunuz?..

İlan edin bir sıkıyönetim rejimi ya da olağanüstü hal.

Asker de ses etmez.

Hatta size el verir, destek olur.

Çünkü Cemaat’i temizleyeceksiniz.

Milli orduya kumpas kuran’ Cemaat değil mi?

Daha geçen hafta Star’daki köşesinde bunu yazmadı mı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı, milli orduya kumpas demedi mi?

Asker de bu konudaki memnuniyetini Milli Güvenlik Kurulu toplantısında belli etmedi mi?

Madem kirli kumpas kurulmuş, o zaman Ergenekon’du, Balyoz’du, bütün bu davalarda mahkûmiyet kararlarının gözden geçirilmesi gerekir demeye getirmedi mi asker?

Öyle değil mi?

Madem öyle, askerle uzlaşma ve devletleşme yolunda bir adımcık daha atıverin.

NE DURUYORSUNUZ BİR GECEDE TOPLARSINIZ HEPSİNİ

Hadi, ne duruyorsunuz?

Ne diye bu kadar nefes tüketiyorsunuz?

İlan edin bir olağanüstü hal.

İlan ediverin bir sıkıyönetim.

Artık bizleri tank sesiyle uyandırmanıza bile gerek yok.

Herkesin yeri yurdu belli.

Cemaat’in gazetelerini, televizyonlarını, radyolarını, üniversitelerini, okullarını, derneklerini, dershanelerini, ibadet yerlerini, işyerlerini, sivil toplum kuruluşlarını yönetenlerin, vatan hainleriyle casus ve maşaların kimlikleri, adresleri malum olduğuna göre...

Hepsini bir gecede toplarsınız.

Asker de, tatbikat klişesiyle her zaman el altında tuttuğu darbe planlarındaki büyük gözaltı alanlarından birini, mesela İstanbul’da Selimiye’yi, Ankara’da Mamak’ı Başbakan Erdoğan’ın emrine memnuniyetle tahsis eder.

Hatta, yurt dışında da operasyon olabilir.

Mısır’da General Sisi’yle, Rusya’da Başkan Putin’le işbirliği yaparak, o ülkelerdeki Cemaat okullarının idareci takımını da Türkiye’ye getirip içeri atmak hiç de güç olmayabilir.

SİVİL VESAYETİN SONRASI SİVİL DARBE

Gerçekten ne bekliyorsunuz?

Erdoğan ne diye meydan meydan dolaşıp kendini helak ediyor, nefes tüketiyor ki?

Evet öyle.

Madem yolsuzluk değil darbe...

Madem yolsuzluk değil Erdoğan’ı devirme tezgâhı...

Ee o zaman?..

Yürüyün gidin kardeşim!

Elinizi tutan mı var?

Zaten devlet olmuşsunuz.

Zaten askerle hemhal olma yolundasınız.

Zaten milli orduya kumpas konusunda da anlaşıyorsunuz askerle...

Atın tokatı gitsin!

Ne bekliyorsunuz?..

Bu kadar da eminsiniz kendinizden.

Yolsuzluk değil darbe diye meydan meydan bağırdığınıza göre anlaşılan her şey kontrolünüzde...

Vurun gitsin!

Eskiden olsa, asker çoktan atmıştı kılıcını meydana, kışlaları vatan hainleri ile çoktan doldurmuştu.

Bu satırları yazarken, kendi kendime gülmüyor değilim.

Ne günler yaşıyoruz, neler yazıyoruz.

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Melih Altınok: Affı kaldırın Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Salih Tuna: Ne yapmalı