Hasan Cemal'den iktidara: Öcalan’ı konuşturun öyleyse!
Bugün köşesinde "Öcalan’ı konuşturun öyleyse!" diyen Hasan Cemal, Öcalan'ın gerçekten de hükümetin dediği gibi düşünüp düşünmediğini anlamanın tek yolunun Öcalan'ı kameralar karşısına geçirip konuşturmak olduğunu yazdı
Çözüm süreci sona erdi açıklamaları sonrasında PKK'nın ateşkesi
bitirmesi ile Türkiye son 32 günde asker, polis ve korucu olmak
üzere 25 güvenlik görevlisi şehit oldu, 11 kişi yaşamını yitirdi,
101 kişi yaralandı. Operasyonlarda, yaklaşık bin 600 kişi gözaltına
alındı ve bunlardan 314'ü tutuklandı.
Tüm bunlar yaşanırken HDP'nin İmralı'da Öcalan ile görüşme talebine
ise Hükümetten sert ve ters bir yanıt geldi. Öcalan'ı HDP'nin
istismar ettiğini ileri süren Hükümet görüşmeye de izin
vermedi.
Bugün köşesinde "Öcalan’ı konuşturun öyleyse!" diyen Hasan
Cemal, Öcalan'ın gerçekten de hükümetin dediği gibi düşünüp
düşünmediğini anlamanın tek yolunun Öcalan'ı kameralar karşısına
geçirip konuşturmak olduğunu yazdı.
İşte Hasan Cemal'in yazısnda dikkat çeken bölümler:
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a soruyor
gazeteciler:
“HDP heyeti İmralı’yla görüştürülmeyecek
mi?”
Yanıt dört noktada:
- HDP heyeti Öcalan’la görüşemez.
- HDP heyeti çözüm sürecine ihanet etti.
- Öcalan adına sürekli yalan söylediler.
- Öcalan’ı istismar ettiler.
Bu sözler gerçek mi?..
Başbakan Yardımcısı daha önce de, Öcalan fırsat bulsa HDP’lilerle
Kandil’dekileri elinde sopayla
kovalar demişti.
Gerçekten öyle mi?
Bu kadar kızgın mı Öcalan?
Yeni değil, ‘yandaş medya’nın köşelerinde de
öteden beri Öcalan şöyle düşünüyor, böyle
düşünüyor yazıları çıkar.
Genellikle İmralı’yla Kandil ve HDP’nin arasını açmaya dönüktür bu
yazılar.
(...)
Akla takılıyor:
Akdoğan’ın söyledikleri doğru mu?
Yoksa devletin başvurduğu klasik dezenformasyon oyunları mı?
Ya da biraz öyle, biraz böyle mi?
Aslında gerçeği ortaya çıkarmak o kadar güç değil.
İmralı’ya birkaç gazeteci -sadece ‘yandaş’ değil
tabii- gönderirsiniz, Öcalan’la röportaj yaparlar.
Ya da Öcalan İmralı’da geçer televizyon
kamerasının karşısına, canlı yayında istediği gibi konuşur.
Böylece cümle âlem öğrenmiş olur:
Öcalan, Kandil hakkında ne
düşünüyor?
HDP’ye dönük değerlendirmeleri nedir?
Selahattin Demirtaş’la ilgili ne diyor?
7 Haziran’a ilişkin bakış açısını nasıl
özetliyor?
(...)
Eğer öyleyse, koyun İmralı’da mikrofonları önüne, geçsin
gazetecilerin karşısına konuşsun.
Doğrusu bu değil mi?
Madem Öcalan’ın gerçek duygu ve düşünceleri
böyle, Kandil’le HDP’nin
kendisine ihanet ettiği kanısında, bırakın serbestçe konuşsun o
zaman.
Kıyamet de kopsun!
Yıllardır istediğiniz bu değil mi zaten?
Yani Öcalan’ı kullanıp PKK’yı parçalamak…
Ne güzel, bırakın konuşsun o zaman.
Tam zamanı işte.
Ama Apo’yu konuşturmadığınız sürece de, inandırıcı olamazsınız.
Ne kadar HDP ya da Kandil Apo’ya ihanet
içinde deseniz de, tetikçilerinize böyle yazdırsanız
da, aklı başında kimse inanmaz size…
Kendiniz çalar kendiniz oynarsınız.