Hasan Cemal'den Birand'a mektup!

Bugünkü yazısını efsane gazeteci M. ali Birand'a hitaben yazılmış bir mektup olarak kaleme alan Hasan Cemal "Bıraktığın boşluk yerli yerinde..." dedi.

GAZETECİLER.COM
Günün M. Ali Birand konulu yazıları arasında T24 yazarı Hasan Cemal'in yazısı dikkat çekiyor.

BIRAKTIĞIN BOŞLUK YERLİ YERİNDE

Birand'ın ölüm yıldönümünde meslektaşını anan Cemal "Bıraktığın boşluk yerli yerinde..." dedi. Yazısını Birand'a hitaben yazılmış bir mektup olarak kaleme alan Cemal "Seni gerçekten özledim. Hem dost olarak, hem gazeteci olarak." diyerek Birand'a seslendi ve "Söyle bakalım, bizim yazdıklarımız ne zaman gerçek olacak?" diye sordu.

İşte Cemal'in yazısındaki ilgili bölüm:

Sevgili İblis, canım kardeşim;

Bir yıldır yoksun.

Seni gerçekten özledim.

Hem dost olarak, hem gazeteci olarak.

Hani derler ya, burnumda tütüyorsun, aynen öyle.

Sabah vakti erken bilgisayarın başına oturdum.

Gri, kurşuni bir hava.

Yağmur çiseliyor.

Çam ağaçlarının arasından yine Boğaz’ı seyrediyorum, etraf sisli.

Çok yakınlarını, özellikle ilerleyen yıllar içinde kaybedince insanın içi daha çok acıyor.

Örsan Öymen’le de, Ercan Arıklı’yla da, Ufuk Güldemir’le de öyle olmuştu, tam bir yıl önce seninle de öyle oldu.  

Senin ölümünle de kendimden bir parçanın, bir daha yerine koyulamayacak kıymetli bir parçanın yitip gittiğini fena halde hissettim, hala da hissediyorum.

Sevgili Mehmet Ali;

Bıraktığın boşluk yerli yerinde...

Ve böylesi zamanlarda, hele bir de yetmişine basmışsan, ister istemez hayatı sorgulamaya başlıyorsun.

“Gençken, ölümsüzmüşüz gibi yaşarız.” 

Bu cümle son zamanlarda nedense hep elimin altında olan bir romandan:

Pascal Mercier’nin Lizbon’a Gece Treni.

Sen de bilirsin, ‘gazeteci milleti’nin pek öyle dönüp arkasına bakma gibi bir alışkanlığı yoktur. Belki de buna zamanı olmaz.

Ya bir haber atlatacak…

Ya bir yazı kurtaracak… 

Gerçek gazeteci için ömür böyle geçer gider.
Sürekli manşetlerde dolaşmak, manşetlere tutunarak yaşamak, bizim hayat boyu vazgeçemediğimiz bir tutkudur.

Hele sen hiç durmak bilmedin.
Bayrağı her zaman en önde, en yüksekte tutmaya çalışarak -ve tutarak- yıllar yılı haber neredeyse, sen de orada oldun.

Sevgili İblis;

Keşke bugünlerde aramızda olsaydın.

Ortalık haber kaynıyor.

Bir su akıyor önümüzden, içinde balıkların fıkır fıkır oynaştığı. Bırak ağ atmayı, şöyle bir kova sallasan abat olursun.

Tam senlik bir ortam.

Eski zamanlarda IPI Yürütme Kurulu’ndayken, beni en çok Güney Afrikalı bir meslektaşım anlardı. Ben Türkiye’de olup bitenleri anlatmaya başlayınca, “Bir an bile sıkıcı bir zamanınız yok değil mi, ne güzel!” derdi, “Bizde de öyledir.”

Türkiye de hep böyledir.

Sürekli bir tımarhane!

Bir gazeteci için cennet değil midir bu?

HASAN CEMAL TÜM YAZILARI

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Melih Altınok: Affı kaldırın Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Salih Tuna: Ne yapmalı Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti