Hasan Cemal'den balkon konuşmasına 'bu sözlere karnım tok' yorumu
Hasan Cemal "Seçim sonrasının bu beyaz sayfa nutuklarını, kardeşlik ve Mevlana söylemlerini o kadar çok dinledim ki, artık hiç heyecanlanmıyorum." yazdı
GAZETECİLER.COM
Kimse Kızmasın Kendimi Yazdım isimli kitabında Shakespeare’den alıntıladığı “Bütün dünler, bugünleri aydınlatan fenerlerdir!” sözünü köşesine başlık olarak seçen Hasan Cemal, seçimi kazanan AK Parti yönetiminin "Herkesi kucaklamak... Yeni sayfa, beyaz sayfa... Mevlana... Birlik bütünlük... Kucaklayıcı olmak..." gibi sözlerini yorumladı.
Bir yandan Davutoğlu'nun bu söyleminin karşılıksız kalmadığını anımsatan Hasan Cemal, isim vermeden Ertuğurul Özkök'ün "fabrika ayarlarına geri dönüş" kararını "kendini yeni döneme adapte etmeye dönük ince ayar gayretleri" şeklinde değerlendridi.
"Balkon’dan savaş ilanı yapılmadığına göre iyi oldu" diyen Hasan Cemal Abdurrahim Boynukalın'ın o balkon konuşması sırasında Davutoğlunun yanında olmasını ise "Kabadayı' ile balkonda yan yana" diye değerlendirdi.Yazımın son satırlarını yazarken NOKTA dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ile Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan'ın tutuklandıkları haberi geldi. Öte yandan el konan Bugün TV ve Kanaltürk ile Bugün ve Millet gazetelerinden 58 kişinin işine kayyum tarafından son verildi. Gazeteci milletinin Allah yardımcısı olsun. |
Yakın geçmiş çok taze." diyen Hasan Cemal, şöyle sürdürdü yazısını:
"AKP ayrıca, 2011 genel seçimlerinde
de yüzde 49,8 oyla tek başına iktidara gelmişti.
O gece de Tayyip Erdoğan’ın ağzından
‘balkon’da bal damlamıştı.
N’oldu sonra?..
Dört yıl boyunca toplumu sürekli germedi mi, kutuplaştırmadı
mı, düşman cephelere bölmedi mi?
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, hak ve özgürlük konularında
Türkiye’yi adım adım geriye götüren Erdoğan olmadı mı?
Evet, Erdoğan’ın ta kendisiydi bütün bunları yapan...
Müthiş bir güç zehirlenmesi ve iktidar kibri içinde koca
memleketi hallaç pamuğu gibi attı.
Koca
bir Saray yaptırıp, Sultan’laştı.
Daha doğru deyişle:
Despotlaştı!
Erdoğan’ın yakın geçmişi böyle.
İşte, bu yakın geçmişe bakınca, 1
Kasım gecesinin kardeşlik ve barış
şarkıları benim kulağıma hoş da gelmiyor, inandırıcı
da gelmiyor, hiç güven de vermiyor.