Hasan Cemal

T 24

Kimileriniz; son zamanlarda Hasan Cemal – Cengiz Çandar ikilisini sık sık alkışlayıp; “Günün Köşe Yazarı” ya da “kazananı” olarak seçmemize itiraz ederken haklı olabilirsiniz...

Peki ne yapalım?..

“Dürüstlük, objektiflik, nezaket, seviyede kalite” gibi unsurlarımızı sık sık onların yazılarında buluyorsak, “daha birkaç gün önce bu meslektaşımızı taltif etmiştik” deyip hiç hak etmeyen bir başka meslektaşımızın gönlü olsun diye onu mu seçelim?..

Bizim kadar çok sayıda köşe yazarını bizim kadar dikkatli okuyan var mı bilemeyiz tabii..

Ama…

Seçimlerimiz için hem aldığımız olumlu tepkilerin çokluğu ve hem de vicdanımıza olan inancımızla doğru yaptığımızdan eminiz..

O halde hiç komplekse kapılmadan ve Hasan Cemal – Cengiz Çandar ikilisinden soğumuş olan çok sayıda dostumuzu kızdıracağımızı bile bile bugün Hasan Cemal’i “Günün Köşe Yazarı” seçeceğiz…

Çünkü…

Bugün T 24’te “TÜPRAŞ olayı... Demokrasi için dik durma, ses verme zamanıdır!” başlığı altında yayımlanan makalesi adeta “köprüden önceki son çıkış” uyarı levhası gibi…

Hükümete kayıtsız şartsız destek veren, Başbakan Erdoğan’ı hiçbir kişisel çıkar düşünmeden gerçekten ve samimiyetle seven meslektaşlarımıza sesleniyoruz…

Eğer okumadıysanız, Hasan Cemal’in bu yazısını mutlaka okuyun…

Ve sonra da bir müddet hiçbir şeyle ilgilenmeyip sadece Cemal’in tespitleri üzerinde düşünün…

Göreceksiniz ki Başbakan Erdoğan’a yapılacak en büyük iyilik; “Beyefendi; üç defa üst üste genel, üç defa üst üste de yerel seçim kazandınız; en doğrusunu siz bilirsiniz” demek yerine; “evet, daha önceleri çok başarılıydınız ama o zaman şu son yaptığınız siyasi hataları yapmıyordunuz; oysa son döneminiz tam bir siyasi felâket!” demek; diyebilmektir…

Hasan Cemal yazısına KOÇ Ailesi’ne ait TÜPRAŞ’a yapılan maliye baskınının tamamen “siyasi amaçlı” olduğunu gözlerimizin içine sokarak, beyinlere işleyerek başlıyor…

Bakın nasıl:

 

Erdoğan, anlaşılan o ki, polis gazından kaçanlara Divan Oteli'nin kapılarını kapatmayan Koç Grubu’nun canını acıtmak istiyor. Koç’un üzerinden büyük iş dünyasına da gözdağı veriyor. Erdoğan'ın, seçimler öncesinde, medya gibi büyük iş alemini de kuşatma peşinde olduğu anlaşılıyor.

 

Şu giriş cümlesine hangimiz “yanlış” diyebiliriz?..

Ya da diyebileceksek ikna edici bir gerekçe gösterebilir miyiz?..

Aklı başında, ekonomi ile çok uzaktan bile olsa ilgilenen biri bilir ki; yıllık 40 milyar Dolar satış cirosu olan bir şirket 50-60 ya da 300-400 milyon Dolarlık kaçak işlemi yapmaz…

Hele o şirket Türkiye’nin neredeyse kökü 90 yıl öncesine dayanan tek ve en güçlü küresel şirketiyse hiç yapmaz…

Kendisi de bir dönem küçük çapta da olsa ticaretle uğraşan Başbakan bunu bilmez mi?..

Bilir tabii ama…

Mevcut danışman kadrosu “Basalım beyefendi, basalım ki bize karşı gelmenin ne demek olduğunu anlasın” zihniyetinin “siyasi yöntem” olduğunu zannediyorsa; o danışman zihniyetinin etkisi altında kalır…

Nitekim kalıyor da…

Uzatmayalım da sözü Hasan Cemal’e bırakırken kendisini de “Günün Köşe Yazarı” seçelim…