Hasan Cemal siyaset kulislerine hızlı döndü

Mesele, nasıl bir parti meselesidir. Mesele, nasıl bir program meselesidir. Mesele, oylar bölünmesin meselesi değildir.

Sırrı Süreyya Önder’in BirGün gazetesinden Doğan Tılıç'a söylediği “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adayım; sakın ola ki CHP oylarımı bölmesin”  ironisiyle başlayan oy bölme tartışması usta gazeteci Hasan Cemal'i yıllar öncesine  götürdü.

Afrika macerası dönüşü siyaset kulislerindeki tartışmalara hızlı bir dönüş yapan Hasan Cemal,  ‘Bir bölen’i, CHP'nin oy bölmesi tartışmalarını ve Kılıçdaroğlu'nun sıkışmışlığını köşesine taşıdı.

İşte T24 sitesinde yayınlanan o yazıdan çarpıcı bölümler:

"12 Eylül dönemiydi.

Askeri yönetimin siyaset yasakları geçerliydi.

Ecevit ve Demirel yasaklıydılar.

Ama bu yasak onların siyaset yapmalarına engel olamıyordu. Her ikisi de aktif siyaset içindeydiler, perde arkasında kendi partilerini yönetiyorlardı.

Demirel’inki, kısa adı DYP olan Doğru Yol’du.

Ecevit’in kısa adı DSP olan Demokratik Sol Partisi’nin başında ise Rahşan Ecevit oturuyordu.

Siyaset yasaklısı oldukları için Demirel’le Ecevit basında takma isimleriyle anılırdı.

Demirel’e bir bilen derdik.

Ecevit’inki bir bölen idi.

(...)

BÖLÜNMÜŞLÜK İSTİKRARSIZLIK DOĞURDU

Siyaset meydanındaki bölünmüşlük 1980'lerde de, 1990'larda da devam etti. Bir tarafta ANAP'la DYP... Diğer tarafta SHP, CHP, DSP. Ve bu bölünmenin yol açtığı zayıf koalisyon hükümetleriyle olağanüstü siyasal istikrarsızlık.
(...)

BİRLEŞME SEÇİM SANDIĞINDA OLDU

1990'ların liderlerini anımsıyorum. Özellikle Çiller'le Yılmaz'ı, Ecevit'le Baykal'ı. Birleşme 2002'de sandıkta gerçekleşirken, o liderlerin çoğu siyaset sahnesinden silindiler. Erdoğan'ın AK Partisi sandıktan tek başına çıktı.

(...)

KILIÇDAROĞLU CHP'Sİ DAR BİR ALANA SIKIŞTI

Hâlâ ‘andımız’la, hâlâ ‘başörtüsü’yle, hâlâ ‘askercilik’le, hâlâ ‘anadilde eğitim takıntısı’yla meşgul olan, sosyal demokrasiyle de ilgisiz böylesine bir zihniyetle CHP oy yelpazesini çok fazla genişletemez.

Kılıçdaroğlu CHP’si de, yakın geçmişteki Baykal CHP’si gibi kendini çok dar bir alana sıkıştırmış durumda.

Rahmetli Ecevit’in CHP’si 1970’lerde ‘asker’e kafa tutarak, otoriter laiklik anlayışını sarsarak, tarihsel yanılgı deyip Erbakan Hoca’yla koalisyon yaparak, köklü düzen değişikliği programı ilan ederek iktidar alternatifi olmuş, kitlelere güven vererek hem 1973’te, hem 1977’de seçim kazanmıştı.

Uzun lafın kısası:

Mesele, nasıl bir parti meselesidir.

Mesele, nasıl bir program meselesidir.

Mesele, oylar bölünmesin meselesi değildir.

Hiç değildir.

İmamoğlu'nun diploması tartışması! Kemal Alemdaroğlu detayı Selvi yazdı Mansur Yavaş'ın arkasında kimler var Fatih Portakal 'kulağıma geleni aynen söylüyorum' deyip açıkladı Ali Karahasanoğlu: Erdoğan yerine Kılıçdaroğlu olsa, o konuşmayı yapabilir miydi? Hilal Kaplan: Erdoğan, BM'de İsrail'i mahkum etti Melih Altınok: Affı kaldırın Cem Küçük'ten muhalif medyaya milyon dolarlık soru