Hasan Cemal Erdoğan'ı Demirel'e benzetti
Milliyet yazarı Demirel'in gazeteciler hakkındaki sözlerini hatırlattı, Başbakan Erdoğan'a yüklendi.
Erdoğan'ın sözü ile Demirelleştiğini ima eden Hasan Cemal, 1992'de kaleme aldığı bir yazısını hatırlattı.
Şöyle dedi;
"Yıllar geçiyor, bazı şeyler değişmiyor özgürlükler konusunda, Demirel'in 'gazeteci kılığındaki militanlar'ından Erdoğan'ın 'sarı basın kartlı, cebi silahlı'larına geliyoruz. Yazık!"
ARŞİVDEKİ YAZI
Sabah Gazetesi'ndeki o yazısında da Demirel'in gazetecilere yönelik
sözlerini eleştirdiğini hatırlatan Hasan Cemal, o yazıdan alıntılar
yaparak şöyle devam etti;
"Bugün de öyle değil mi?
Başbakan Erdoğan'ın ağzından da şu günlerde aynı şeyi sık sık
duyuyoruz.
Hapistekilerin gazeteci değil, 'sarı basın kartlı ama eli
silahlı' teröristler olduğunu söylemiyor mu Tayyip Erdoğan
da?..
Evet öyle.
Tıpkı Demirel gibi...
Yıl 1995.
Demirel, Cumhurbaşkanı.
İfade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü soluksuz bırakan Terörle
Mücadele Kanunu'nu askerle birlikte savunmaya devam ediyor,
değiştirilmesine Çankaya'dan karşı çıkıyor.
Sabah'ta şunu yazıyorum:
"Demirel, 12 Eylül sonrasında siyaseten yasaklı hale gelince,
demokrasi konusunda havası değişti. Meydan meydan dolaşıp askeri
yönetimin yasağını delmeye, anayasayı hiçe saymaya, 'Konuşan
Türkiye'yi savunmaya koyuldu.
Haklıydı Demirel. Ben de kendisini destekledim. Sonunda Demirel,
siyasal haklarını 1987'de elde etti.
Ve Demirel orada durdu.
Rejimle demokrasi kavgası bitti! Demokrasi diye bir meselesi
kalmadı."
17 YIL SONRASI...
Aradan geçen 17 yıl.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu bu yakınlarda
açıkladı:
Hapisteki gazeteci sayısı 105.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin raporu:
Türkiye 2011'de 159 mahkûmiyet kararıyla birinci sırada.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Basın Özgürlüğü Endeksi:
Türkiye, 179 ülke içinde 2011'de 148. sıraya gerilemiş durumda.
Yıllar geçiyor.
Demirel'in 'gazeteci kılığındaki militanlar'ından Erdoğan'ın 'sarı
basın kartlı, cebi silahlı'larına geliyoruz.
Ve iktidardaki zihniyetle birlikte yasalar özgürlüklerin kolunu
kanadını kırmaya devam ediyor.
Yazık!
Yazının tamamı için tıklayın