Hasan Cemal efsane gazeteci için yazdı: Yandaş değil gerçek gazeteciydi

Hasan Cemal, Watergate skandalını ortaya çıkaran ekibin bir üyesi olan gazeteci Ben Bradlee'nin ölümü üzerine bir yazı kaleme aldı.

"Gazete yöneten adam, bana, cehennem ateşini bir kova suyla söndürmeye çalışan meleği hatırlatır." diyen Aldous Huxley'in sözünü anımsatan Hasan Cemal, Watergate skandalını ortaya çıkaran ekibin bir üyesi olan gazeteci Ben Bradlee'nin ölümü üzerine bir yazı kaleme aldı.

Bradlee'nin iyi bir gazeteci olduğunun altını çizen Hasan Cemal, bir yandan onun yazıp çizdiği doğrular yüzünden muhafazakarlar tarafından vatan hainliği ile suçlandığını, diğer yandan da baskılara ve tepkilere dayanan patronu sayesinde Washington Post'un uzun yıllar gerçekten habercilik yapan bir gazeteye dönüştüğünü anlattı.

İşte Hasan Cemal'in yazısından çarpıcı bir bölüm:

Evet, şimdi nereden çıktı bu?..
Büyük bir gazetecinin ölüm haberi üzerine iki satır yazmak için bilgisayarımın başına oturunca birden anımsadım.
Belleğin o tuhaf derinliklerinden çıkıp geldi, bir kova suyla her Allah'ın günü cehennem ateşini söndürebileceklerini ya da günün birinde 'filmin sonu'nu görebileceklerini sananların biraz da hazin hikâyesi...
Gazetecinin adı, Ben Bradlee.
Amerikan gazeteciliğinin efsane adamı.
Washington Post'u bir 'taşra gazetesi' olmaktan çıkarıp büyük gazete yaparken tirajını da katlamıştı.
Gri Washington Post'u hem etkili, hem sıkıcı olmayan, hem de genç ve yetenekli muhabirlerin özgürce koşturdukları okunur bir gazete yapmıştı.
Son derece yürekliydi.
Saldırgan bir habercilik anlayışı vardı.
Haber kutsaldı, hayat gibiydi onun için.
Ya da gazetecilik haber demekti.
Watergate haberciliğiyle, tam iki yıllık bir fikri takip sonunda Başkan Nixon'ı koltuğundan deviren Ben Bradlee 93 yaşında ölmüş...
Üzüldüm.
(...)

YANDAŞ DEĞİL GERÇEK GAZETECİYDİ

Ben Bradlee bir başka mülakatında, “Yüksek yerlerde olup biten aşağılık işlerle ilgili hikâyelere de bayılırım” diye konuşur.
Watergate skandalını kovalarken, muhafazakâr Amerika’da komünistlik, vatan hainliği suçlamalarından da nasibini almıştı Ben Bradlee.
Ama aldırmamış, yoluna devam etmişti.
Çünkü o, memur değil gazeteciydi.
Yandaş değil gerçek gazeteciydi.
Emret komutanım gazeteciliğini zaten bilmiyordu.
Beyefendi rahatsız olmasın gazeteciliğini her zaman reddetmişti Ben Bradlee…