Hasan Cemal 45 yıllık hayalini yazdı
Hasan Cemal, eleştirilerinin ardından ABD'den çarpıcı bir örneği okurlarına aktardı.
GAZETECİLER.COM -
45 Yıllık Hasan Cemal, Devrim gazetesinde Doğan Avcıoğlu'nun yanında tepeden inme başladığı gazetecilik mesleğinde, Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilciliği ve ardından genel yayın yönetmenliği koltuğuna oturduğu günlere nazire yaparcasına "gazetecilik mesleğine" yönelik hayallerini bugün T24 sitesindeki köşesinde kaleme aldı.
Aklına sürekli takılan Mesleğime ilişkin o güzel günlerin özlemi içinde mi göç edeceğim bir başka diyara? sorusuna yanıt ararken uzun bir girizgah ile, "kötü" gazetecilik örneklerini sıralayan, Türkiye'de basın özgürlüğünün neden olmadığının altını çizen Hasan Cemal, eleştirilerinin ardından ABD'den çarpıcı bir örneği okurlarına aktardı.
Patronunu aldığı karar yüzünden eleştiren ve bu eleştiri yazısı gazetesinin birinci sayfasında yayınlanan New York Times gazetesindeki yazıyı örnek gösterek Hasan Cemal, yazısını "45 yıllık bir gazeteci olarak benim bir hayalim de budur! Çok mu şey istiyorum?.." diyerek bitirdi.
İşte o yazıdan çarpıcı bölümler:
"Herkes gibi benim de kendi mesleğime dönük hayallerim
vardı.
Hâlâ da yok değil.
Bu hayallerin bazıları gerçekleşti, bazıları
gerçekleşmedi.
Derin hayal kırıklıkları da yaşadım, mutluluktan uçtuğum zamanlar
da oldu.
Ama bugün bir gazeteci olarak medyanın, medya-siyaset
ilişkilerinin içinde bulunduğu hallere bakınca...
Hiç de mutlu değilim.
Aklıma hep aynı sorular takılıyor:
Gazetecilikte beklediğim yarınlar artık gelmeyecek
mi?..
Mesleğime ilişkin o güzel günlerin özlemi içinde
mi göç edeceğim bir başka diyara?..
Nefret söylemine yeni bir örnek
Yeni Akit gazetesinin geçen günkü manşeti
gözümün önünden gitmiyor:
“O patronun damadı Yahudi”
Irkçılık, nefret söylemi, Yahudi düşmanlığı, hepsi birden tek
başlıkta toplanmış.
Akit bunu ilk defa yapmıyor.
Nefret söylemi açısından sicili kırık notlarla dolu olan bu gazete,
itibarsızlaştırma kampanyalarıyla öteden
beri Başbakan Erdoğan’ın da gönüllü
tetikçiliğine soyunmuştur.
Aynı zamanda Akit yönetici ve yazarları, Erdoğan’ın nezdinde itibar
sahibidirler, huzurda her daim kabul görürler.
Tayyip Erdoğan, kendisini eleştiren, kendisine karşı dik duran
gazeteci ve yazarları kovdurmak için patronları -özellikle son
Aydın Doğan örneğindeki gibi- tehdit eder,
yazarlara karşı harekete geçmeleri için açıktan savcılara talimat
verir ama, Akit örneğindeki gibi, nefret söylemi onu rahatsız
etmez.
Geçelim.
Tayyip Erdoğan’ın medya ve ifade özgürlüğüne ilişkin sicili
öylesine dökülüyor ki, her şey o kadar gözler önünde ki, bu konuda
belki artık daha fazla yazmanın da bir anlamı kalmadı.
Mücadele elbette sürecek.
Tayyip Erdoğan’ın demokratik hak ve özgürlüklere dönük
düşmanlığının karşısına hiç kuşkusuz çıkılmaya devam edilecek.
Erdoğan’a biat eden kalemler
Bugün daha farklı bir yazı yazmak için oturdum bilgisayarımın
karşısına.
Konum, Erdoğan’la medya
ilişkisi değildi.
Doğrudan medyanın kendisiydi.
Yazıya da öyle başladım.
Ama bir anda Akit gazetesinin “Damat Bey Yahudi!”
manşeti gözümün önüne gelince, Erdoğan’a şöyle bir değinmeden
geçemedim.
‘Yandaş
medya’nın cici kalemlerinin
böyle dertleri yok.
Tayyip Erdoğan’ın hak ve özgürlükleri çiğneyen, hukuku hiçe sayan
tavırları umurlarında değil.
Sorgulamıyorlar.
İtirazları yok.
Eleştirmiyorlar.
İktidara, Erdoğan’a biat etmiş durumdalar.
Ne yazık ki öyle.
İktidara sırtını dayamış, iktidara itirazı olmayan
bu cici kalemleri, bundan böyle
‘yandaş medya’daki köşelerinde, toplumun
derinliklerindeki akıntıları ‘katmanlı
yorumları’yla izlemek ve Erdoğan’ın liderliğindeki
‘halk ihtilali’nin derinliğini ölçmekle baş başa
bırakalım en iyisi...
New York Times’ın patronu
kendi gazetesinde eleştirildi
Benim bugünkü yazı konuma nihayet gelebildim.
Amerika’nın en köklü gazetesi New York
Times’ta genel yayın yönetmeninin görevine bu yakınlarda
son verildi.
Ne var bunda diyebilirsiniz.
Bir bakıma haklısınız.
Patronlar, yöneticileri kapının önüne koyabilir. Bu hakları elbette
vardır.
Ama New York Times örneğinde ilginç olan bir nokta var.
Genel yayın yönetmenini kapıya koyan kararıyla ilgili olarak
patron, kendi gazetesinde eleştirildi.
New York Times’ın medya yazarı, genel yayın yönetmeninin işten
çıkarılma tarzını da eleştirdiği yazısında, çalışanlarla okurların
da gazetenin sahibi olduğunu patrona hatırlattı.
Üstelik bu yazı, New York Times’ın birinci sayfasından
yayımlandı.
45 yıllık gazeteci olarak hayalim
Ben yazımı bugün sadece bu konuya ayırmak istemiştim.
Bir gazetede patronu da eleştirecek yazı yazabilmek...
Bir gazetede patronun yanlış yaptığını söyleyebilmek...
Biz gazeteci milleti bu noktaya
gelebildiğimiz zaman, gazeteciliği patronlara karşı ya da onlara
rağmen de savunabildiğimiz zaman, hiç kuşkunuz olmasın, Erdoğan
gibi demokrasi ve özgürlükleri hiçe sayan başbakanlar da
olmayacaktır bu ülkede...
Uzun lafın kısası:
45 yıllık bir gazeteci olarak benim bir hayalim de budur!
Çok mu şey istiyorum?..