Haluk Şahin Twitter'a nasıl düştü?
Gazeteciler arasında Twitter modası çoğ gibi büyüyor. Radikal yazarı Haluk Şahin de trende uymuş ve Twitter müdavileri arasına katılmış. Peki Şahin Twitter alemine nasıl düştü?
GAZETECİLER.COM
Gazeteciler arasında Twitter modası çoğ gibi büyüyor. Radikal yazarı Haluk Şahin de trende uymuş ve Twitter müdavileri arasına katılmış. Peki Şahin Twitter alemine nasıl düştü?
Twitter'a nasıl düştüm?
Artık ben de Twitter’dayım!
Biliyorum bir kısmınız ‘Twitter mı? O da neymiş?’ diyeceksiniz.
Diğerleri de ‘Haluk Şahin, koskoca adamsın, o âlemde sen ne
arıyorsun?’ diye çıkışacaklar.
Efendim, anlatayım. İki hafta kadar önce BBC Türkçe Servisi’nin 70.
yılı nedeniyle düzenlenmiş bir panele katıldım. NTV televizyonunda
yayımlandı, belki gözünüze çarpmıştır. İki saat boyunca yeni
iletişim teknolojilerinin ve özellikle ‘sosyal medya’nın geleneksel
haber medyalarını nasıl etkilediğini konuştuk. Gazete ve televizyon
haberleri gibi eski haber mecralarının pabucunun dama atılmakta
olduğunu teslim ettikten sonra, onların yerine gelenlerin de bir
alay fırsat ve sorun yarattığından söz ettik.
‘Sosyal medya’ denince günümüzde akla özellikle iki şey geliyor.
‘Facebook’ ve ‘Twitter’.
O âlemin ecelerinen biri olan kızım Ayşe’nin tüm ısrarlarına rağmen
Facebook’a üye olmadım. Twitter’a da burun kıvırıyordum. Ta ki, o
panel günü panelist arkadaşların biri hariç hepsinin her ikisine de
üye olduğunu keşfedene kadar.
Stüdyoya girmeden BBC World televizyonunun tanınmış haber spikeri
David Eades’e sordum:
“Twitter’da var mısın?”
“Yokum, ama kimseye söyleme” dedi.
İşte o an kararımı verdim. Benim gibi bu konularda ahkâm kesen biri
için Twitter’da olmamak diye bir seçenek yoktu.
Twitter, ilk bakışta çok basit, hatta saçma görünen bir iletişim
ağı. Üye olanlardan seçtiğiniz insanlara (ve isterseniz
seçildiğiniz insanlara) 140 karakteri geçmeyecek mesajlar
gönderiyorsunuz. Twitter’in esin kaynağı olan ‘tweet’ kelimesi
İngilizce’de kuş cıvıltısı ya da ciklemesi anlamına geliyor.
Twitter’da insanlar cikcikleşiyorlar ve ortaya bir haberleşenler
camiası çıkıyor.
Ciklerken öncelikle şu soruya cevap vermeniz öneriliyor:
“Şu anda ne yapıyorsun?”
Bu soru çok sıradan görünebilir. Ama, bence, en derin felsefi
sorulardan biridir. Çünkü dünya ‘şu an’ yaptıklarımız ya da
yapmadıklarımızla inşa edilir.
Her neyse, sonunda, iki gün önce Twitter’a üye oldum.
İlk izlenimin, bazı kokteyl partilerde hissettiklerim gibi oldu.
Başlangıçta sordum kendi kendime:
“Ben buraya nasıl düştüm? Bu insanlar arasında ne arıyorum?”
Tam kaçmak için kapının yerini kestirmeye hazırlanırken birkaç dost
ilişti gözüme, orada ilginç insanların da bulunduğunu fark ettim.
Konuşmak için birkaç dost seçtim ve kısa bir zaman sonra birkaç
kişi tarafından da seçildim. Merak etmeye başladım: Bakalım
kısmetimde kaç kişi olacak?
Bir başka deyişle zokayı yuttum. İki gündür ikide bir Twitter’a
girip bakıyorum. Facebook ve Twitter istilasının yaman
olabileceğini söylüyorlar. Neyse ki, takıntılı biri sayılmam.
Korkmayın, Twitter’la fıttırmayacağım! (Umarım.)"