Hakkı Devrim WikiLeaks'ı neden önemsemiyor?
Radikal yazarı Hakkı Devrim WikiLeaks'ın açıkladığı belgeler ile ilgilenen medyaya neden "fırtına ertesi kapıldığı sersemlikten kurtulamadı" dedi?
GAZETECİLER.COM -
"Basın-yayın dünyamızda sel baskınının izleri hâlâ silinmemişti,
desem maksadımın ne olduğunu elbette anlamayacaksınız. Belki sele
sebep olan Viki-bilmemne fırtınası aklınıza bile gelmeyecek. Kendi
kendinize soracaksınız:
-Bu Hakkı Efendi hangi fırtınadan, hangi selden ve su baskınından
söz ediyor, diye.
Söz ediyor, çünkü basın-yayın dünyası, fırtına ertesi kapıldığı
sersemlikten hâlâ kurtulabilmiş değil."
Okuyunca hemen anladığınız gibi Bu satırlar Radikal'in cihannüması'ndan yazan Hakkı Devrim'e ait.
Hakkı Devrim'in dünya medyasının da bugünlerde en çok konuştuğu konu olan WikiLeaks belgelerini birkaç cümlede silip atmasının bir nedeni var elbette.
Devrim, "Dün 30 yıllık bir yargı felaketinin, sonu bir türlü getirilemeyen ünlü ve bir o kadar da üzücü cinayet davasının son celsesine dair haberlere, ben gazetelerimizden üçünün, sayfalarında yer vermeye çalıştığını gördüm." diyor ve zaman aşımına uğrayan Kemal Türkler cinayeti davasına ilişkin bazı şeyleri köşesine taşıyor:
"Türk sendikacılığının öncülerinden, çok değerli ve
güçlü bir mücadele adamı olan Kemal Türkler, 1980 yılı 22 temmuz
günü vurularak öldürülmüştü. Sabah evinin hemen önünde. Binmek
üzere otomobilinin kapısını açarken. Kızı Nilgün pencereden
sarkmış, babasına el sallayarak güle güle demekteydi o
sırada...
Sanırım ilkokul öğrencisiydi Nilgün.
Eveli gün televizyon haberlerinde görmüş olabilirsiniz. Davanın son duruşması ertesinde, mahkemenin önünde birikmiş kalabalığa:
-Babamın katili hep korundu, diyordu. Yedi yıl Millî
Park'ta çalıştırılmış. Bir kamu işletmesidir orası. Aranan bir kişi
olduğu halde orada nasıl barındırıldı? En korktuğum şey,
gazetelerde «Kemal Türkler davası düştü» haberini görmekti bir gün.
Korktuğum başıma geldi. Ama «babamın davası düşmedi, düşürüldü»
diye feryat eden genç kadın, 30 yıl önce evlerinin penceresinden
babasına el sallayan küçük Nilgün'dü. Bugünkü adıyla Nilgün
Soydan."
Hakkı Devrim'in yazısının tamamını okuyabilirsiniz.