'Hadise kötü yönetiliyor dedim ama...'

Yüksel Aytuğ bir ay önce yazdı... 'Hadise kötü yönetiliyor' dedi fakat kulak asan olmadı. Şimdi ise tüm medya bunu savunuyor;

"Tam bir ay önce yazmıştım, "Hadise kötü yönetiliyor" diye... Menajeri bu yazıya tepki gösterip, saçma sapan bir basın açıklamasıyla yanıt vermeye çalışmıştı. Şimdi bakıyorum da medyanın hatırı sayılır, sözü dinlenir yazarları ve müzik otoriteleri ağız birliği etmişçesine Hadise'nin kötü yönetildiğini söylüyorlar. Perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi." diyor Yüksel Aytuğ ve 'Eurovision'da aldığımız dördüncülüğü başarı olarak görmeyin' diye de ekliyor...

(...) Zira gecede 25 bin liralık "ekstra" rant herkese tatlı gelmişti. Hadise, Eurovision'a bir sporcu gibi hazırlanacağı yerde, o bar senin, bu gece kulübü benim sahne alıp, duruyordu. Vücudunu ve sesini öyle yormuştu ki, Eurovision finalinde sesi, yokuş çıkan astım hastası gibiydi...

Kıyafet seçiminde de kimseyi dinlemediler. En "Avrupalı" şarkıcımızı alıp, dansöz kıyafetinin içine soktular. Zaten adamlar bizi fes, dansöz ve lokumdan ibaret sanıyorlar. Bu şahane (!) imajımızı iyice kazıdık kafalarına... Eurovision'a değil de sanki beş yıldızlı otelin Türk gecesine gidiyor gibiydik...

Kimse dördüncülüğü başarı sayıp, "Patricia Kaas'ı bile geçtik" diye böbürlenmeye kalkmasın. Seneye Ajdar katılsın, bu gurbetçi desteğiyle yine ilk 10'a girer... Diyeceğim o ki; önce kendimize karşı dürüst olursak, kimseyi kandırmamıza gerek kalmaz!