Hadi VTR'ye çıkıyoruz...
Ekranlardaki yarışma ya da evlilik programlarına katılanların yeni bir "dili" oluştu. Yeni Şafak yazarı onları "şöhretimsi adayı, ucuz işgücü ya da köleler" diye niteledi...
Yeni Şafak yazarı Sema Karabıyık, evlendirme ve yarışma programlarında şöhret olma şansı arayanlarla ilgili bölki de bugüne kadar hiç dikkat çekilmeyen bir noktaya mercek tuttu.
YEMEĞE DEĞİL VTR'YE ÇIKIYORLAR
Evlilik programlarında kendine özgü bir dil oluştuğunu belirten Sema Karabıyık, gelin ve damat adaylarının "birbirlerini daha yakından tanımak" adı altında dışarıya yemeğe çıkmaya "VTR'ye çıkmak" dediklerini ifade etti.
"Gelin ya da damat adayı değil onlar şöhretimsi adayı" diyen Sema Karabıyık, "Boğaz tokluğuna şöhretimsi olma uğruna çekim işkencesine katlanan. Televizyon karakteri olmaktan mutlu, yarın ne yapacağını geleceğine nasıl şekil vereceğini bilmeyen. Ucuz iş gücü onlar diğer adıyla köle; ne ki farkında değiller!" tepsitinde bulundu.
İşte Sema Karabıyık'ın bugün Yeni Şafak'ta yayınlanan yazısından dikkat çekici bölümler şöyle:
Gündüz ekranı “stüdyo tipi” realiti şovlarla “ev tipi” realiti şovlara teslim; öne çıkan tema ise evlilik. “Stüdyo tipi” realiti şovlar; pembe dizi kıvamında arkası yarın formatında, üçgen dörtgen kurgusal aşklar, kıskançlık krizleri eşliğinde seyircinin dikkatini çekmeye devam ediyor.
(...)
Bu programlarda yaşananlar kurgu iddiasına karşı jeneriğe programda yaşanan her şey gerçek yazısı yazılmış!. Programa çıkan kişilerin “gerçek” olması yaşananların gerçek olması anlamına gelmiyor. Her ne kadar izdivaç programlarına bazı köşelerde toplumsal laboratuvar muamelesi yapılsa da türetilmiş meselelerle üretilmiş, içinden çıkılması mümkün olmayan ilişkiler ağından ibaret. Bu sebeptendir ki yeni başlayan bir izdivaç programının rakipleri karşısında şansı yok. Beş yıldır programa katılan ya da son bir yıl içinde beş defa büyük aşk yaşayan, bir dargın bir barışık ekran aşkı yaşadıktan sonra önündeki adaylara bakan insanların yaşadıkları ne kadar gerçek olabilir!
GEZİYE GİTMEYE, YEMEĞE GİTMEYE "VTR'YE ÇIKMAK" DİYORLARSadece kamera önünde yaşananlar değil, kamera arkası, akşam ya da hafta sonu yaşananlar da kayıt altında. Tüm yaşananların kamera önünde gerçekleşmesinden sebep bazılarına her şey gerçek gibi gelse de aksine kameranın her an işin içinde olması her şeyin kurgu olduğu manasına geliyor. Kamerayı gören herkes kendini oynamaya başlar çünkü. Ki adaylar birlikte yemeğe geziye gitmeyi VTR'ye çıkmak olarak isimlendiriyorlar. VTR'ye çıkmak demek yeni bir ekran ilişkisinin başlama ihtimali demek. Ekibin hazırladığı mizansen içinde kameralar önünde, kendi hikayesinin kahramanı olarak kendini oynayan kişi uzun süre ekranda kalmayı garantileyerek rakiplerinden bir adım öne geçme şansını yakalıyor. NE KADAR ÇOK VTR'YE ÇIKARSA O KADAR ÇOK TANINACAK
Sunucu (dün) neler yaşanmış bir bakalım diyor ekrana görüntüler geliyor. Sözüm ona çift birbirini yakından tanımak için adaya gitmiş. Peşlerinde bir kamera onları habersiz çekip görüntüleri montajlamıyor. Çift verilen mizanseni başarıyla uygulayıp poz veriyor kameralara. Adayların en çok mutlu oldukları zevk aldıkları kısım da kendilerini büyük aşkın tarafı olarak romantik görüntüler eşliğinde ekranda seyretmek. Ne kadar VTR'ye çıkarsa tanınırlığı artacak, tanınırlık takipçi sayısını artırdığı gibi reytingini yükseltecek. Programın vazgeçilmezi, transferin gözdesi olacak, yeni programlara katılım söz konusu olduğunda diğer adayların önüne geçebilecek rahatlıkla.
KOPYA PROGRAMLAR EKRANDAN SİLİNİYOR
“Ev tipi” realiti şovlarda sözüm ona evlenmeye niyetli gençlere ev sahipliği yapan Kısmetse Olur dikkat çekince benzerleri yapıldı. Fenomen, Aşk Kafe, Gelinim Sensin ışık hızıyla yetersiz reyting çöplüğünde yerini aldı. Yapımcıların derdi reyting, katılanların derdi “bir şekilde” meşhur olmak! Ödülü Survivor'a katılmak olarak açıklanan Göz6 yeni şöhretimsiler üretmek için yola çıktı.
FORTAMI ÖNEMLİ DEĞİL, HER PROGRAMDA ŞANSINI DENEYENLER...Ekranda realiti enflasyonu yaşanınca katılımcı sirkülasyonu yaşanılması kaçınılmazdı. İzdivaç programında boy gösterdikten sonra Gardırop Savaşları'nda tarzını konuşturan; Var mısın Yok musun da kutusunda büyük hisseden, Kısmetse Olur'da tutunamayınca En İyi Benim'de şansını deneyen onlarca aday mevcut. Dertleri ne tarz ne evlilik; tek dertleri ekranda görülmek, fark edilmek, ekranda var olmak ya da bu vesileyle işlerinin açılmasını sağlamak. GELİN/DAMAT ADAYI DEĞİL, ŞÖHRETİMSİ ADAYI ONLAR...
Gelin ya da damat adayı değil onlar şöhretimsi adayı. Oyuncu olmayı, ekran önünde olmayı kafasına takmış bir gün bir şekilde keşfedileceğine inanan. Gelin, damat, evlilik, giyim kuşam; programın içeriğinin hiçbir önemi yok. Program formatı neyi gerektiriyorsa öyle davranan, kendisinden isteneni itiraz etmeden sorgulamadan yerine getiren.
BOĞAZ TOKLUĞUNA, ŞÖHRETİMSİ OLMAYA ÇALIŞIYORLAR
Boğaz tokluğuna şöhretimsi olma uğruna çekim işkencesine katlanan. Televizyon karakteri olmaktan mutlu, yarın ne yapacağını geleceğine nasıl şekil vereceğini bilmeyen. Ucuz iş gücü onlar diğer adıyla köle ne ki farkında değiller!