Hadi Nazlııı... Yapma Allah aşkına!..

Yıllar önce kurbağanın biri baban merhumun eline teşaşür etseydi bugün ne yapacaktın?..

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Nazlı (Ilıcak);
Yine yaptın yapacağını...
Ne mi yaptın?..
Söyleyeyim:
Dün gece, CNNTÜRK'te Cüneyt Özdemir'in yönetiminde yayınlanan 5N1K programının konukları tutuklu general-amiral eşi üç hanımefendiydi...
Sen de izledin...
Ve...
Hanımefendilerin söylediklerine twitter'da müdahale ettin...
Özdemir'i eksik sormakla suçladın ve şöyle dedin:

"Eksik sordun Yassıada ve Diyarbakır hapishanesi.. 28 Subat da dahil ÖZELEŞTİRİ YAPABİLİRLER Mİ? demiştim".
Bu da bir başka twit'in:
".... Yapsın özeleştiri Onlar da yaşlı başlı adamları Yassıadaya tıkıp uydurma bir mahkemede yargıladı".

Cümle felâket bozuk ama sakıncası yok nihayet köşe yazısı değil, twit...
Yani her şeye rağmen ne demek istediğin anlaşılıyor...

Sevgili Nazlı;
De ki, tutuklu generallerin eşleri hep bir ağızdan onuncu yıl Marşı söyler gibi:
"27 Mayısçılar kahrolsun!.. 12 Martçılar mezarlarında ters dönsün!.. 12
Eylülcülerin (aman ha yanlışlık olmasın 1980 yılının 12 Eylülcülerinin) dilleri
enselerinden çıksın" diyerek "özeleştiri" yaptılar...
N'olacak Nazlı?..
Balyoz tutukluları aklanmış mı olacak senin gözünde?..
Ya da "özeleştiri" yapmadılar diye yargılama boyunca "suçlu" olarak mı kalacaklar senin nazarında?..
Yahu Nazlı!..
Nasıl olur da böyle bir suçlamada "onlar da" diyebilirsin?..
"Onlar" dediklerin gerçekten de "bunlar"Nazlı?..
Yani tutuklu paşalar mı?..
Bunlar mı yaptı 27 Mayıs'ı?..
Yahu 27 Mayıs yapıldığında bunların çoğu daha sünnet olmamıştı be!..

Peki, peki...
Bir an için zihnim kör kuyularda merdivensiz kalsın..
Ve hayalen diyeyim ki:
Bugün halen tutuklu olan paşalar o gün (27 Mayıs 1960) sırtlarında sünnet elbiseleri, bir ellerinde oyuncak tabancalar, diğer el sünnet entarisinin tam da oraya gelen bölümünü tutuyor ki değmesin yağlı boya(!)...
Ve...
Nınınınnnn!..
Darbecilerle bir olup Çankaya'yı basıyorlar...
Albay Osman (Köksal mıydı ne?) amcaları da önlerinde...
Karar: Tutuklu paşalar o gün henüz sünnet olmuş olsalar da 27 Mayıs'tan sorumlular...

Velev ki Harb Okulu'ndan henüz mezun oldukları tek yıldızlı teğmenliklerinde verilen 12 Mart muhtıasından da sorumlu olan bunlar...
Meselâ muhtırayı bunlar yazmışlar...

Daha da öte...
12 Eylül'ün yüzbaşı veya binbaşıları olarak de ki Evren'e çok yardımcı oldular...
Hatta bir bölümü Diyarbakır'daydı...
Neden olmasın!...

İyi ama Nazlı!..
Yıllar önce kurbağanın biri baban merhumun eline teşaşür etseydi bugün ne yapacaktın?..
Bütün kurbağaları o teşaşürden sorumlu mu tutacaktın?..
Hadi Nazlııı...
Yapma Allah aşkına!..

Ne yani?..
Diyarbakır işkencecilerinin içinde Balyoz tutuklusu generallerin eşleri mi
vardı?..
Ojeli parmaklarıyla onlar mı verdiler elektriği?..
Onlar mı mengeneyle sıktılar malum torbaları?..
Yapma Nazlı yaaa!..
İnsaf et yani...

Dalga geçiyorum ya...
Yahu bütün o darbelerde, halen tutuklu olarak yargılanmayı bekleyen paşaların eşlerinin sorumluluğu ne?..
Ne günahları var o Hanımefendilerin ki onlara çakıyorsun?..
12 Eylül'de önce övdüğün sonra dövdüğün paşalar seni de hapsetmişlerdi?..
Kemal Ilıcak merhum seni hiç mi savunmadı Nazlı?..
Savunmaz olur mu?..
Baş başa kaldığınızda elbette sana yazdığın yazılar için sitem de etmiştir ama
kamuoyuna karşı hep yanında durdu...
Paşalara kafa tuttu...

Yani Nazlı...
Tam "hah işte Nazlı bu!.. Demokrat, adil, vicdan sahibi" diyorum, seni "alkışlıyor" ya da "kazandığını" ilân ediyorum ama o da ne?..
Bir bakıyorum acele etmişim...
Sen yine kin, nefret ve öfke kusuyor; eski darbecilerin bütün günahlarını bugün henüz suçları sabit olmamış emekli paşalara yüklüyorsun...
Bu yaptığının, 1915 Ermeni tehcirinin, "soykırımı" olduğunu iddia edenlerden ne farkı var?..

Yani Nazlı...
Lütfen "tutarlı" ol...
Lütfen, Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün gazetecilere dediği gibi, "Yargılama süreci devam ediyor. Konu hakkında bir şey söyleyemeyiz" nezaketini ilke edin kendine...
Bu ülkenin bir numaralı insanı kanunlara bu kadar saygılıyken, sen ve (lehte-aleyhte) önüne gelen herkes nasıl oluyor da her gün, her gece derdest dava hakkında ahkâm kesiyorsunuz anlayamıyorum...
Allah aşkınıza şu dava bitene kadar susun yaaa!..


Gülmeyin, medyamızdan aldım, yayımladım...

Dün bütün medya:
Başbakan'ımız Erdoğan; "Sayın Mübarek halkını dinlemeli ve istifa etmeli" dedi.
İktidar medyası alkışlıyor...
"Erdoğan, Mübarek'e 'çekil' dedi... Gururluyuz çünkü Ortadoğu'nun lider ülkesiyiz!"
Mısır Dışileri Bakanı:
"Hiç kimse içişlerimize karışmasın"..
İktidar medyası:
"Başbakanımız hiç kimse değildir, Ortadoğu'nun lider ülkesinin lideri olarak içişlerinize müdahale edebilir"...

Bugün:
ABD Büyükelçisi, "Türkiye'yi anlamaya çalışıyoruz. Hem basın özgürlüğü deniliyor hem medyaya baskı yapılıyor".
İktidar medyası öfkeli:
"Hey Büyükelçi!.. İçişlerimize karşıma, sabrımızı taşırma!"

Gülmeyin Allah aşkına ben uydurmuyorum...
Aynıyla vaki...

Dün, Muhalif Medya:
"TSK'nın içinde köstebek var. Bütün belgeleri o köstebekler çıkarıp veriyor."
İktidar medyası:
"Fena mı olmuş?.. Köstebek dedikleriniz olmasaydı darbeciler anamızı ağlatacaktı."

Bugün muhalif medya:
"Dünyayı sarsan Wikileaks belgelerinin Türkiye ile ilgili yayınlanmayan bölümleri Soner Yalçın'daymış. Çıkacak kitabında yayımlayacakmış. Türkiye'yi soyanlar ortaya çıkacak..."
İktidar medyası:
"Wikileaks, o belgeleri para almadan katiyen vermez aabi. O halde Soner Yalçın ödedi parayı. Ey MASAK!.. Ne duruyorsunuz?.. Yalçın'ın para trafiğini izlesenize..."

Bunlara da gülmeyin lütfen...
Vallahi bunları da medyamızdan aldım, yazdım...

adnanberkokan@gmail.com